Hâlâ barbarları bekliyoruz

Güncelleme Tarihi:

Hâlâ barbarları bekliyoruz
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2011 00:47

Kemal İskender 1979 yılında “Barbarları Beklerken” adlı bir sergi açmıştı. 3 Mayıs’ta Kibele Sanat Galerisi’nde açılan yeni sergisinin adı ise “Barbarlar: Diğer İroni”. İlk serginin üzerinden 32 sene geçti ancak ne gelen var ne giden, bekleyiş sürüyor.

Haberin Devamı

“Barbarlar: Diğer İroni”, ressamlığının yanı sıra Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyesi olan Kemal İskender’in eserlerinden geniş bir skala sunuyor.  Sanatçının 40 seneye yaklaşan resim serüvenine tanık olmak için, 11 Haziran’a kadar zamanınız var.  İskender’in 100’e yakın yağlıboya tablosuna yer veren bu sergiyi kaçırmayın.

Kemal İskender, özgün çizgisini 40 yıla yakın sanat yaşamı boyunca korumuş ender isimlerden biri. Resimlerine ilk bakışta dikkati çeken, kadın ve erkek figürlerine hakim çıplaklık ve karmaşanın ritmi. Sanatçı, bütün resimlerinin ritmik şemasını kategorik ve geometrik olarak çıkarabileceğini söylüyor. İnsanın özünü yansıtabilmek için, onu tüm elbiseden soyduğunu ifade eden İskender; kadın veya erkek, cinsiyeti ne olursa olsun, insanın kendisinden bile gizlediği yanlarını ortaya koymanın peşinde. Hatta başkalarından sakındığı kendini bile açık ediyor.
KENDİ YAZIP KENDİ OYNUYOR
Belki de bu yüzden birçok resminde sanatçının kendisine rastlıyoruz. Kimi zaman padişah kılığında, kimi zamansa bir Rönesans ressamı pozunda. Resminizde kendinize bu denli büyük yer vermenizi neye yoralım diye sorduğumuzda: “Kaprise yorun. Resme bir padişah figürü koyacağıma, kendimi padişah gibi düşünüyorum. Kendi yazdığınız senaryoda yine başrolü almanız gibi. Sinema dünyasında az örneği yoktur bunun,” diyor. Şu sıralar üzerinde çalıştığı 15 adet otoportresi var. 4 tanesini çoktan tamamlamış bile.
Son yıllarda ise Kemal İskender’in resminde insanlığın geneline dair temalar daha çok gözleniyor. Cennetten kovulma hikâyesi, dinleri temsil eden figürler, insanın dramı gibi. Sanatçı, genellikle çok daha etkili olduğunu düşündüğü üçlü formları kullanıyor. Bir bütünü oluşturan üç resim arasında çeşitli formasyonlar kurulabiliyor. Ortadaki pano sabit kalmak koşuluğuyla, her iki yandaki panoların yerleri değiştirilecek olursa, eser farklı okumalara imkan tanıyor.
TÜRKİYE’NİN BARBARLARA İHTİYACI VAR
İskender’e barbarlar temasını işlediği iki sergi arasındaki paralelliği hatırlatıp soruyoruz: Nedir bu barbarlara olan merakınız? “Barbar kelimesi genellikle olumsuz mânâda kullanılır. Grek ve Roma uygarlıklarının kendileri dışındakilere verdikleri isimdir. Nitekim her iki uygarlığı da kuzeyden gelen barbarlar yıkmıştır. Ancak bu ilkel güçler, iki uygarlığın en büyük çöküşü yaşadıkları anda onları yıkabilmişlerdir. Evet, yıkıcı bilinirler. Ama bu toplumların yeniden canlanmasında barbar yıkıcılığının müthiş etkisi olmuştur. Başka türlü ayağa kalkması mümkün olmayan toplumlar için barbarlar, taze kan olmuştur.”
Peki sözünü ettiğimiz barbarlar bugün de aramızda dolaşıyorlar mı, diye ilave ettiğimizde; “elbette,” diyor sanatçı. “Çünkü bugün mükemmel değil, tam tersine yoz bir zamanı yaşıyoruz. Bütün dünya için aynı durum söz konusu olsa da, dine saplantılı olma hali Türkiye’de daha ciddi boyutta.  Bundan daha büyük bir tehlike olmadığını,” söyleyen Kemal İskender’e göre; “Türkiye’nin bugün barbarlara ihtiyacı var.”
Sergiye adını veren barbarlık kavramı, söz “Diğer İroni”ye vardığında ikircikli bir yapıya bürünüyor. Zira barbarlar beraberlerinde sıklıkla kötü sonuçlar doğurmuştur. Sanatçı bu noktada İran Devrimi’ni işaret ediyor: “Devrim yaptılar da iyi mi oldu? Hayır. Siz uygarlığa doğru ilerlerken bir ekip geliyor ve kolunuzdan tutup  sizi 5. asra geri götürmeye kalkışıyor. Kadına ‘Saçını göstermeyeceksin’ diyor. İnterneti ve televizyonu yasaklıyor.  Sana dinin en yobaz yorumuna göre yaşamanı söylüyor.”

Haberin Devamı

UCUZ BOYA KULLANIYORLAR

Haberin Devamı

Sergide genellikle yağlı boya eserler yer alsa da, Kemal İskender her türlü malzeme ile çalışmış bir ressam. Konuşmamız sırasında, kullandıklarının dünyanın en pahalı boyaları olduğunu söylüyor. Bir hesap edin, bir tür böceğin kanatlarından üretilen Carmen kırmızısının avuç içine sığacak boyuttaki bir tüpü 500 TL imiş. Kemal İskender bununla ilgili olarak, “Çok satan ressam arkadaşlarım var. Öyle kötü boyalarla çalışıyorlar ki çok kızıyorum onlara” diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!