Günde yarım saat, haftada beş gün müzik

Güncelleme Tarihi:

Günde yarım saat, haftada beş gün müzik
Oluşturulma Tarihi: Nisan 25, 2009 00:00

Müziğin ruh hali ve zeka üzerinde güçlü etkileri olduğunu hep bilirdik. Hafif müzik sakinleştirir, anne karnında Mozart veya Beethoven dinleyen bebekler zeki olur, bundan 20 yıl önceki Müslüm Gürses’i dinleyen hayata kahreder gibi. Selçuklu ve Osmanlılar’ın bazı ruhsal ve bedeni rahatsızlıkları, belirli müzikler dinleterek tedavi ettikleri de malumumuz. Fakat “müzik eczacılığı”, sadece bizim için değil tüm dünya için yeni bir meslek. Eczaneye gidip reçetenizdeki müzikleri alıyor, uzmanın tavsiye ettiği dozda ve zamanda dinliyorsunuz. Müzik-insan ilişkisinde yeni bir adım.

Vera Brandes (52), Avusturyalı bir bilim kadını. Aynı zamanda müzik prodüktörü, aynı zamanda besteci. Ve dünyanın ilk müzik eczacısı.
Avusturya Salzburg’taki Özel Paracelsus Tıp Üniversitesi’nde çalışıyor. Müzik ve tıp araştırmaları programının yöneticisi. Görevi, müzik formunda ilaçlar üretmek, reçetelenebilir hale getirmek. Bu amaçla kurulan Sanoson adlı şirketin araştırma ve geliştirmesinden sorumlu.
Şirketi bir müzik eczanesi gibi düşünmek lazım. Hastalar belirli şikayetlerle buraya gelecek, uzmanlar hangi müzikleri dinlemeleri gerektiğini belirleyecek. Bu müzikler bir tür mp3 çalara kaydedilerek hastaya verilecek. Hastaya düşen, kendisine söylendiği kadar ve doğru zamanlarda bu müzikleri dinlemek. Tam dozu vermek gerekirse; bir ay boyunca her gün yarım saat, haftada 5 gün.
Zaman önemli çünkü müziğin ritmi ile sizin bioritminizin birbirini tutması gerekiyor. Metabolizmanızın hızlandığı, biyoritminizin yükseldiği bir anda istediğiniz kadar sakinleştirici müzik dinleyin, bir işe yaramıyor. Şimdiye kadar 55 beste yapılmış.
Sanoson, bu yılın sonunda Almanya ve Avusturya’da hizmet vermeye başlayacak. Bir yıl sonra da ABD’de faaliyet göstermeyi planlıyorlar.
Vera Brandes’in hayat hikayesi, yaptığı iş kadar ilginç. 1974-1999 arasında konser, festival, turne tanıtımcısı olarak çalışmış. Prodüktör ve yayıncı olarak 350’den fazla CD’nin basılmasını sağlamış. 1995’te geçirdiği ölümcül bir otomobil kazasından sonra kariyeri yön değiştirmiş. Kazada omurgasında ciddi yaralanmalar meydana gelmiş. Doktorlar 14 hafta boyunca yatması gerektiğini söylemişler. Şansa bakın ki, hastanedeki oda arkadaşı bir Budistmiş ve her gün arkadaşları gelip başucunda şarkılar söylüyormuş. Sadece iki hafta sonra çekilen MR’da, omurgasının tamamen iyileştiği görülmüş. Brandes böylece müziğin iyileştirici gücü üzerinde düşünmeye ve çalışmaya başlamış.

Her hastalığa özel müzik besteliyoruz

? İlk müzikal eczacı olduğunuzu söylüyorsunuz. Ne demek bu?
- Eczacılar bileşimlerin içeriğini, hangi maddeden ne kadar kullanırlarsa beklenen etkiyi sağlayacaklarını bilirler. Müzikal tıp, bugüne kadar uygulandığı haliyle, bunu tam olarak bilmiyordu. Hafif ve yumuşak müziğin zihni ve bedeni sakinleştirdiği varsayılıyordu ki, bir dereceye kadar doğrudur bu kanı. Ancak belli bazı rahatsızlıkların tedavisinde müziğin kullanımına olanak sağlayacak kadar yeterli değil. Müzikal eczacılık yeni bir disiplin. Müziğin tüm elementlerinin, tek tek veya birarada kullanıldığında yarattığı etkileri, toplumun genelinde ve bireyler üzerinde inceliyor. Akustik tıp olarak tanımlanan müzik programlarının yaratılması için bunları bilmek önemli.
? Müzik tedavi amaçlı olarak tarihte pek çok kez kullanılmış. Örneğin bizde Selçuklu ve Osmanlılar’ın akıl hastanelerinde bu yöntemi uyguladığı biliniyor. Sizin çalışmalarınızın farkı nedir?
- Antik kültürlerdeki müzik uygulamalarının da gayet etkili sonuçlar verdiğinden eminim. Maalesef pek çok eski bilgi kaybolmuş. Zaten eski kültürlerdeki bu tip tedavi yöntemlerinin izini sürmek de işimizin bir parçası.
? Siz tıpçı mısınız, müzisyen misiniz yoksa ikisi birden mi?
- Ben müziğin etkilerini incelemek konusunda uzmanlaşmış bir psikoloğum. Tercih ettiğim metot, morfolojikal psikoloji. Teorisi, Köln Üniversitesi’nden Wilhelm Salber tarafından geliştirilmiş. Biz bunu müzik alanına uyarladık. Araştırma arkadaşlarım belirli müziklerin psikolojik etkilerini analiz eden psikofizyologlar. Ben aynı zamanda müzik prodüktörü ve besteciyim.
? Hangi rahatsızlıklar müzik vasıtasıyla tedavi edilebiliyor?
- Şu ana kadar psikosomatik hastalıklar üzerine yoğunlaştık; depresyon, ateş basması, uykusuzluk, psikosomatik aritmi ve yüksek tansiyon gibi. Bir sonraki çalışmamız bunama üzerine olacak.
? Bildiğim kadarıyla tedavi sırasında orijinal besteler kullanıyorsunuz. Kim besteliyor bunları ve neden zaten varolan şarkılardan yararlanmıyorsunuz?
- Her programı başka bir ekip besteliyor. Benim bestelediklerim de var aralarında. Parçanın yeni olması gerekiyor, çünkü hasta daha önce dinlediği bir şarkıyı duyarsa anıları tetikleniyor.
? Sizin yönteminiz sayesinde müzik, antidepresan veya sakinleştiricilerin yerini alabilir mi?
- Antidepresanlar son derece etkili olabiliyor ancak pek çok hasta hastalığın nüksetmesinden şikayet ediyor. Yakın zamanda, tekniğimizin depresyon üzerindeki etkilerini inceleyen bir çalışma tamamladık ve son derece önemli sonuçlar aldık. Bundan sonra doktorlar, şiddetine bağlı olarak, depresyon vakalarında ilaçla birlikte bizim müzikle tedavi tekniğimizi de kullanabilirler.

GÜLMEK İSTEYENE UŞŞAK SÜKÛNET ARAYANA HÜSEYNİ

Dediğimiz gibi müzikle tedavi yeni bir şey değil. Hatta modern tıptan daha eski bir geçmişi var. Haliç Üniversitesi Konservatuvarı Türk Musikisi Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Pınar Somakçı, Türklerde Müzikle Tedavi başlıklı araştırmasında Farabi’nin yaptığı bir sınıflandırmaya yer vermiş. 870-1037 yılları arasında yaşayan bilim adamı, hem hangi makamın hangi duyguyu tetiklediğini, hem de ne zaman dinlendiğinde daha etkili olduğunu araştırmış. Bu bakımdan Vera Brandes’in çalışmasıyla benzerlik gösteriyor. İşte Türk müziği makamlarının ruha etkileri.

Sınav öncesi ney dinleyin

Bir araştırma sonucu da Erzurum’dan. Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Yrd. Doç. Dr. Başaran Gençdoğan, bir araştırma yapmış. Buna göre, sınav öncesi ney dinleyen öğrencilerde stres ve kaygı azalıyor.
90 öğrenci ile yapılan araştırmada, 30’ar öğrencilik üç grup oluşturulmuş. Her gruba haftada bir saat, 2 ay boyunca müzik dinletilmiş. Bir grup ney, bir grup klasik Türk müziği, bir grup da klasik Batı müziği... Ney dinleyenlerde yüzde 70, klasik Türk müziği dinleyenlerde yüzde 60, klasik Batı müziği dinleyenlerde yüzde 45 oranında sınav öncesi stres ve kaygının azaldığı görülmüş.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!