Gümüş ekran

Osman GİRİTLİMektup'u okumakAli Özgentürk'ün Mektup'u nihayet sinemalara ulaştı.Belki de sinamtografik özelliklerinden çok, metne dikkat ettim ben. İnsanların birbirileriyle ilişkilerinin düşmanlıkla başlayıp dostlukla bitişinin ince burkuntusunu gördüm.Elbette, bu av ve avcının yaşamının öyküsü daha da güçlendirilseydi başka hiç bir şeye dikkat etmezdim.Oysa o gayrı insani/insani göndermeler gerçekten sisli bir atmosferin bütün büyüsünü taşıyabilirdi.Gene de benim için taşıyor. Hep arayan ve hep aranan... Bu iki duygu bazan başarılı bazan başarısız, bizi içine çekiyor. Bilinmezin sırrını ben Mektup'da hep izledim.Cüneyt Gökçer'i, Nail Çakırhan'ı bir arada seyretmek bile sinemanın ötesinde ayrı bir zevk veriyor.Şimdiye kadar karanlık, karmaşık dönemlerin gerçekçi filmleri yapıldı. Mektup da, bir mitlojik öyküyü andıran başka bir hatırlatma. Bir kişinin hayat hikayesinin belirsiz noktaları arasında çekilen ipin anlaşılır/anlaşılmaz yanı.Ali Özgentürk, şiiri çok sevdiğinden zaman zaman filminde şiirsellik ağır basıyor. Bu da benim için değişik bir bakış. Sinemadan edebiyata yaslanış...Aslında Ragıp'ın (Tarık Akan) arayışı hiç kuşkusuz babasıyla kendini arayışının çakışmasıdır. Artık bir noktadan sonra, eksen kendisidir. İnsanın bir serüvende kendi benliğini öne çıkarmasıdır bu.Simurg kuşunu beklerken ya da ararken kendinin Simurg olduğunu, ona dönüştüğünü farkedişi.Her filmden belleğimde bazı kareler kalır. Ragıp'ın babasıyla onu izleyen adamı bir arada bulduğu anki insani titreşimler beni çok etkiledi. Onun peşine takılan, yıllardır onun için rapor yazan birinin onun her şeyiyle ilgilenmesi, onu korumasını, insanın sevecen yanının da bir yansıması olarak yorumladım.Özgentürk, filminde alttan alta bir yakın tarih dökümü de yapıyor. Hatta günümüzün sosyo politik panoramasını, insan yapısını da etkileyici sahnelerle sunuyor.Evet, belki de hayatımızda hepimizin ihtiyacı olan bir mektubu yazmış yönetmen. Beyaz ekranda izlediğiniz Mektup, filmin kahramanına yazılmıştı. Metnin içine girdiğinizde, filmedeki mektubu okuduğunuzda, sizin için de bir kaç satırın yazıldığını farkedeceksiniz.