Gülme garantili komedi

Güncelleme Tarihi:

Gülme garantili komedi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 10, 2012 07:00

Başrollerini Ufuk Özkan, Özge Özberk ve Ebru Kocaağa’nın paylaştığı, Özgür Özberk’in senarist, yapımcı ve yönetmen olarak imzasını attığı “Napçaz Şimdi”nin çekimleri tamamlandı. Oyuncular hayli iddialı... Hepsi “gülmek garanti” diyor, üstelik çaycısından şoförüne tüm set ekibi onları onaylıyor. Buyrun ilk ağızdan filmin detaylarına...

Haberin Devamı

UFUK ÖZKAN: OĞLUMU VE KARIMI TOYGAR’LA ALDATTIM            
            
Yanlış hatırlamıyorsam, bu üçüncü sinema filminiz. Hayırlı olsun...                      

- Evet, çok sinema filmi yapmadım. Daha önce “Süpürr” ve “Pak Panter” vardı. İkisi de batık filmler oldu. Her ne kadar iyi dileklerle başlamış olsak da... Ama o filmlerde olmayan her şey bu filmde var.

Her filme aynı iyi dileklerle başlanmıyor mu?

- Başlanıyor başlanmasına fakat Özgür’ün senaryosu o kadar başka ki... Senaryo 10 yılda o kadar iyi demlenmiş, o kadar farklı bir iş ortaya çıkmış ki... Her sahnesi komik. Onun deyimiyle “total”...

Senaryoda size en vurucu gelen neydi?

- Senaryoyu gece okudum ve okur okumaz da hemen Özgür’ü aradım, “Yarın buluşmalıyız” dedim. Çünkü TRT1 için Birol Güven ile “Zengin Kız Fakir Oğlan” diye bir diziye başlayacaktım, filmde rol alabilmem için de bir an önce çekimlerinin yapılması gerekiyordu. Zamanlamada bir sorun çıkmayınca kolları sıvadık.

HARİKALAR DİYARINDAKİ ALICE GİBİ HİSSETTİM

Yönetmeninizin oyunculuktan geliyor olması bir avantaj sağladı mı sizin açınızdan?

- Tabii ki... Özgür büyük harflerle gönlüme ve aklıma yazdığım bir adam oldu. İnsanlara yalandan gaz vermiyor. Filmle yatıp filmle kalkan altın kalpli bir adam... 2001’den beri kafasında filmi yüzlerce kez çektiği için de sete, konuya inanılmaz hakimdi. Gereksiz hiçbir sahne çekmedi, boş yere yorulmadı, yormadı. Benim için setteki huzur da çok önemlidir. Onca gün bir arada kaldık, tek problem yaşamadım. Alice Harikalar Diyarında gibi hissettim kendimi.

Canlandırdığınız Toygar karakterinin de harikalar diyarında olduğunu söyleyebilir miyiz?

- Yok, onun için söyleyemeyiz. Ama film için 10 gün Toygar ile yatıp Toygar ile kalktım. Oğlumu ve karımı Toygar ile aldattım, çünkü kafamda sürekli o vardı.

Nasıl biri bu Toygar?

- Dünyanın en şanssız adamı, en bahtsız bedevisi!

İki kadını birden idare etmeyi nasıl beceriyor?

- Beceremiyor ki... Öyle bir yere geliyor ki film, kadın-erkek ilişkisinden çıkıyor, herkes kendi poposunu kurtarmaya çalışıyor.

Bu filme 10 üzerinden kaç verirsiniz?

- Şu an yemin ediyorum 10 veririm. Gülmek garanti...

Haberin Devamı

ÖZGE ÖZBERK: ALLAH HEPİMİZİ NALAN GİBİLERDEN KORUSUN!

Bu filmin hem oyuncusu hem de yapımcısısınız. Sizin için daha da büyük bir heyecan olmalı...

- Evet, çünkü ilk kez yapımcılık titri aldım. İyi mi yaptık göreceğiz. Tek temennimiz çekimlerde biz ne kadar eğlendiysek, seyirciyi de o kadar eğlendirmek.

Çok mu eğlendiniz?

- Hem de nasıl... Bizim set çalışma ortamı gibi bile değildi, keyif yaptık, güldük eğlendik.

Yapımcılık nereden çıktı peki?

- Bir hayalin gerçekleşmesine katkıda bulunmak, parçası olmak istedim. İki yıl önce çekecektik bu filmi aslında ama domuz gribi salgını patladığında Leo’ya hamileydim ve sürekli “Ya yanımda hapşıran biri olursa” diye endişe ediyordum. O yüzden okuma provalarına başlamışken vazgeçtik, çekimleri iptal ettik. Sponsor arayışlarımız da başarısızlıkla sonuçlanınca para nasıl olsa kazanılır deyip, ne var ne yoksa çıkardık filme verdik.

BEN SETTE KİMSEYE PATRONLUK TASLAMADIM

Abiniz bu senaryoyu 10-11 yıl önce yazmış aslında... Siz bu hayale ne zaman ortak oldunuz?

- Beş yıldır o hayale ben de dahilim.

Yapımcı oyuncu olmak, setteki pozisyonunuzu ve diğer oyuncularla iletişiminizi etkiledi mi?

- Hayır, asla... Bu durum hiçbir şeyi değiştirmedi. Ben sette kimseye patronluk taslamadım. Sadece canlandırdığım Nalan karakterine kanalizeydim.

Zor bir rol müydü?

- Zor değil de... Seyirci bugüne kadar canlandırdığım iyi niyetli, kendi ayakları üzerinde duran kadınlardan çok farklı bir karakterde izleyecek beni...

Nasıl bir kadın?

- Korkunç! Setteki herkes Nalan’dan yaka silkti, “Allah insanı böylelerinden korusun” dedi.

Alev’i oynayan Ebru Kocaağa da “İzleyenler Toygar’ı haklı bulacak” diyor zaten...

- Doğru söylemiş. Hakikaten o kadar garip bir tip ki, insan Nalan’dan arkasına bile bakmadan kaçar. Özgür bu karakter için “Kaynanalar”ın Tijen’ini örnek gösteriyor. Bence çok doğru bir tespit.

Haberin Devamı

EBRU KOCAAĞA: ALEV GİBİ KAYITSIZ ŞARTSIZ SEVEMEM BEN

Ebru Hanım, siz bu hikayenin nesine vuruldunuz de “evet” dediniz?

- Bu zamana kadar okuduğum senaryolar arasında belki de en iyisiydi... Alev kadar Toygar ve Nalan karakterlerine de bayıldım. İnanılmaz güldük çekimlerde. Hatta Ufuk’la karşılıklı sahnelerimizde gülmekten oynayamadığım, krize girdiğim bile oldu.

Alev bu hikayeye nasıl dahil oluyor?

- Alev, gerçek hayatta benim kesinlikle yapamayacağım şeyi yapıyor, kayıtsız şartsız seviyor. Ama çok büyük bir sorun var ortada, adam evli... Çok da şirret bir karısı var ayrıca...

Araya giren kadın yani...

- Evet, genellikle izleyicilerin sevmediği karakterlerden... Ama hikayenin geneline bakınca çoğunluk ona hak verecek. Nalan’la kimse anlaşamaz, onu kimse sevemez. Tabii bunda o karakteri canlandıran Özge Özberk’in payı büyük, çünkü inanılmaz oynadı...

İZLEYİCİNİN BU FİLMİ BEĞENECEĞİNDEN EMİNİM

En son “Kurtlar Vadisi”nde izlemiştik sizi... Televizyondan uzak kalmanızın özel bir sebebi var mı?

- Tiyatro yaptım uzun süre... Bu oyunu da yapayım, bunu da oynayayım derken zaman geçti, 1,5 yıl ekranlardan uzak kaldım.

Peki son olarak sizden de filmi değerlendirmenizi isteyeyim...

- Herkesin güleceği bir film oldu, bu kadar da iddialı konuşabiliyorum. Beğenileceğinden eminim.

Haberin Devamı

ÖZGÜR ÖZBERK: SENARYO 2001’DEN BERİ BEKLEMEDEYDİ

Bu senaryonun yıllar önce tamamlandığı, ama doğru zamanı beklediğiniz doğru mu?

- Evet. 2001 yılında, New York’ta tiyatro okuduğum dönemde kısa film olarak çıktı bu senaryo. Ha bugün çekeriz ha yarın derken sürekli araya başka projeler girdi, kaldı. 2007’de Özge (Özberk) ile otururken “hadi çekelim” dedik, Türkçe’ye çevirdik. 2009’da da çekecektik ama Özge hamileydi. Bir de domuz gribi salgını vardı. Sete 10 gün kala ertelemek zorunda kaldık.

Her şeyin hayırlısı mı dediniz?

- Aynen öyle. İki yıl boyunca dersimi çalıştım, kafamı dağıtmamak adına oyunculuk da yapmadım.

İki yıl çalışmadığınız halde nasıl yapımcı oldunuz?

- Arada işler yaptım tabii... Klip çektim. Benim teknik, Özge’nin de finansal desteğiyle bir şekilde başladık.

Nasıl bir hikayesi var filmin?

- “Hangimiz bir an ondan kurtulmak istemedik ki” cümlesi filmi tam olarak özetliyor aslında. Bir üçüncü sayfa hikayesi...

Filmde kim kimdir?

- Ufuk, dırdırcı karısından kurtulmak için her şeyi göze alabilecek Toygar... İçgüveyi, tırsık bir adam. Rolünü çok iyi oynadı. Özge, eşi Nalan rolünde... Dominant bir kadın... “Kaynanalar”ın Tijen’i gibi. Bir de Toygar’ın fettan sevgilisi Alev yani Ebru Kocaağa var.

Öncesinden bir yönetmenlik deneyiminiz olmuş muydu?

- Amerika’da bir yıl yönetmenlik eğitimi aldım, kısa filmler yaptım. Betül Demir’in klibini çektim. Gözümü kapattığım zaman ne çekeceğimi bilirim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!