Gotik dalga dalga geliyor
Güncelleme Tarihi:
Servet YILMAZ
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2008 00:00
Almanya’nın Leipzig şehrinde yapılan ve yaklaşık 20 bin kişinin katıldığı, "Gotik Dalga Festivali" anlamına gelen "Wave-Gothic Festival" tüm dünyayı etkisi altına alan gotik akımının öncüsü oldu. Biz de bu festivalden yola çıkarak gotik dosyası yapmaya karar verdik.
YAZIMIZAbaşlamadan önce belirtmek istiyoruz ki sadece siyahları giyip, saçları aykırı kestirmek, piercing ve dövme yaptırmakla, hatta "Anne ben gotik oldum" demekle gotik olunmuyor. Ayrıca "Eyvah çocuğum gotik oldu" gibi bir yakarışa da gerek yok. Çünkü gotizm, kendi içinde bir geçmişi olan ve insanların kendilerini ifade edebildikleri başlı başına bir kültür. Gotikler; Fetish, Cybertech, Glitter, Antique gibi farklı tarzlara ayrılıyor.
Goth, 1970’lerin sonu, 80’lerin başında, punk’tan etkilenerek doğan bir alt kültürdür.
Joy Division grubunun menajeri Anthony H. Wilson, pop gruplarına karşı Joy Division’ı "gotik" olarak niteleyen ve bu alt kültüre bir nevi resmi ismini kazandıran kişi olarak biliniyor. Avrupa’yı yağmalayan Goth Kabileri ile hiçbir ilgisi olmayan bu alt kültür, Thatcher - Reagen döneminde oluşan ve hayatta hiç kötü bir şey yokmuş gibi gösterilen mükemmeliyetçi yapıya bir karşı duruş olarak ortaya çıktı. İyi, kötü, karanlık ve aydınlık gibi bu ikilemlerin hayatın temelini oluşturduğunu; ölüm olduğu için var oluşun anlamsızlığı üzerine duran depresifliğin ağır bastığı bir kültür.
Tarihe, edebiyata, müziğe ve mitolojiye ilgi duyan, Afrodit’le beraber Medea’yı da kutsayan bu alt kültür, zamanla kendini kabul ettirdi. Goth kültürü sanatın her alanında kendi ilahlarını yarattı. Müzikte Sister of Mercy, Siouxsie and Banshees, Damned, The Cure, Mission, Fields of the Nephilim ve şu anda Ankara’da yaşayan Peter Murphy’nin grubu Bauhaus. Edebiyatta Lord Byron, Dante, Anne Rice ve Shelley gibi ölümü işleyen şairleri, Edgar Allen Poe’nun gizemi seviliyor. Sinemada ise Alman ekspresyonist filmlerinden "Nosferatu" favoriler arasında başı çekerken, "Bir Dehşet Senfonisi", "The Cabinet of Dr. Caligari" ve tabii ki "Dracula" da oldukça seviliyor.
12. YÜZYILDA GOTİZM
70’lerdeki bu punk akımı öncesi gotik, 12. yüzyılda Latin sanatına tepki olarak ortaya çıkan bir sanat anlayışıdır. Edebiyattan müziğe, resimden mimariye kadar sanatın her dalında yer etmiştir. Gotik akımının mimarideki çıkış yeri Fransa’dır ve oradan bütün Hıristiyan Avrupası’na yayılmıştır. Gerçi her ülke bu mimari akım üzerinde kendi kültürüne göre değişiklikler yapmış ve gotik mimari, gotik flamboyant adı verilen döneminde altın çağını yaşadıktan sonra orijinalliğinden uzaklaşarak klasik dönemde popülaritesini kaybetmiş, rönesansla birlikte de ortadan kalkmıştır.
Goth, 1970’lerin sonu, 80’lerin başında, punk’tan etkilenerek doğan bir alt kültürdür.
Joy Division grubunun menajeri Anthony H. Wilson, pop gruplarına karşı Joy Division’ı "gotik" olarak niteleyen ve bu alt kültüre bir nevi resmi ismini kazandıran kişi olarak biliniyor. Avrupa’yı yağmalayan Goth Kabileri ile hiçbir ilgisi olmayan bu alt kültür, Thatcher - Reagen döneminde oluşan ve hayatta hiç kötü bir şey yokmuş gibi gösterilen mükemmeliyetçi yapıya bir karşı duruş olarak ortaya çıktı. İyi, kötü, karanlık ve aydınlık gibi bu ikilemlerin hayatın temelini oluşturduğunu; ölüm olduğu için var oluşun anlamsızlığı üzerine duran depresifliğin ağır bastığı bir kültür.
Tarihe, edebiyata, müziğe ve mitolojiye ilgi duyan, Afrodit’le beraber Medea’yı da kutsayan bu alt kültür, zamanla kendini kabul ettirdi. Goth kültürü sanatın her alanında kendi ilahlarını yarattı. Müzikte Sister of Mercy, Siouxsie and Banshees, Damned, The Cure, Mission, Fields of the Nephilim ve şu anda Ankara’da yaşayan Peter Murphy’nin grubu Bauhaus. Edebiyatta Lord Byron, Dante, Anne Rice ve Shelley gibi ölümü işleyen şairleri, Edgar Allen Poe’nun gizemi seviliyor. Sinemada ise Alman ekspresyonist filmlerinden "Nosferatu" favoriler arasında başı çekerken, "Bir Dehşet Senfonisi", "The Cabinet of Dr. Caligari" ve tabii ki "Dracula" da oldukça seviliyor.
12. YÜZYILDA GOTİZM
70’lerdeki bu punk akımı öncesi gotik, 12. yüzyılda Latin sanatına tepki olarak ortaya çıkan bir sanat anlayışıdır. Edebiyattan müziğe, resimden mimariye kadar sanatın her dalında yer etmiştir. Gotik akımının mimarideki çıkış yeri Fransa’dır ve oradan bütün Hıristiyan Avrupası’na yayılmıştır. Gerçi her ülke bu mimari akım üzerinde kendi kültürüne göre değişiklikler yapmış ve gotik mimari, gotik flamboyant adı verilen döneminde altın çağını yaşadıktan sonra orijinalliğinden uzaklaşarak klasik dönemde popülaritesini kaybetmiş, rönesansla birlikte de ortadan kalkmıştır.