Galatasaray Lisesi mezunu bir tiyatrocu olan Aydemir Akbaş, filmlerde çizdiği fırlama tiplerin aksine, aslında çok tutucu ve mahçup bir yapısı olduğunu söylüyor. Akbaş, ‘Seks filmleri furyasında bile mutlaka bir sululuk yapardım. Daha fazlasına yapım müsait değildi’ diyor.- 55 yıldır bu işlerin içindesiniz ama sizin 50’nci sanat yılınızı kutladığınızı hatırlamıyorum. Hiç sevmem öyle şeyleri... 50’nci yılımda Ümit Yesin’le bir mekana gittim ve ikimiz kutladık. Ben hiçbir jübileyi de sevmem. Özellikle futbol konusundaki jübilelere karşıyım. İhtiyacı olan yapsın, ama ihtiyacı olmayan yapmasın. Bunun en güzel örneği Şifo Mehmet yaptı. Gitti, jübilesinin tüm hasılatını bir yardım derneğine bağışladı. - Evlisiniz değil mi?36 yıldır evliyim. Bir oğlum oldu ama yaşamadı... 11 günlüktü, prematüreydi ve vefat etti. Zaten bence kadın için çocuk şart ama bir sanatçının çocuğunun olması bana göre hata! - Ünlülerin çocukları sık sık basına çıktığı için mi böyle düşünüyorsunuz?Ya mesleğini bıracaksın, ya da çocuğunu bu dünyadan uzak tutacaksın. Bizim mesleğimizin gecesi gündüzü yok. Çocukla uğraşmak da problem. Nasıl kontrol edeceksin çocuğu? Sonra o çocuk ister istemez bir kompleks yaşıyor. Ben bu mesleği yaparken kendi babam gibi davranırdım ve çocuğumla çok ilgilenirdim. Nereye gitti, ne yaptı, kiminle oturuyor? diye başının etini yerdim. AYNI KADINLA ÜÇ KEZ EVLENİP AYRILDIK - Zor bir baba olurdunuz yani?Hem de nasıl! Ama aynı zamanda ben dünyanın en mahçup insanlarından biriyim. Mesela beni lüks bir otele davet et, beni kapıda beklemezsen ben hayatta giremem. Sinemada hep fırlama tipleri oynadım ama bir de içimi gel, sen bana sor! - Zaten içiniz böyle mahçup olmasaydı evliliğiniz 36 yıl sürmezdi...Evet, haklısınız. Eşim Beyhan da oyuncuydu. Esmer, çikolata renginde bir hanımdır. Bıraktı çoktan sinemayı. Biz üç kere boşandık, üç kere de tekrar evlendik. Hem de 15’er gün arayla. - Heyecan mı oluyordu bu evlenip, boşanmalar?Yoo, hep basit şeyler yüzünden kavga ettik. Tabla niye burada duruyor? Külünü niye halıya silkiyorsun? İkimiz de inatçıyız! Ben oğlak, o
akrep! Şahit bulmakta da zorlanıyorduk. Çünkü bıkmıştı herkes. Zaten ben karışmıyordum hiçbir şeye! Nüfus cüzdanı Beyhan’daydı, o gidip hallediyordu. ‘Boşandık’ diyordu bana. 15-20 gün sonra yine evlilik kağıtlarıyla yine Beyhan ilgileniyordu. BENİM FİLMLERDE DE ARAYA PARÇA GİRDİ - Seks filmleri dönemiyle ilgili hiçbir erkek oyuncu konuşmak istemez. Neden? Şimdi bununla ilgili bir kitap yazıyorum. O zamanın kültür bakanı benim arkadaşımdı. Ona gittim ve ‘Bu işe bir çare bulun. Ecnebi sinemalar dolup aşıyor, bizim sinemalar sinek avlıyor’ dedim. Seks-komedi filmlerinin ilk çıktığı yıllardı. Sonra işi azıttılar, ben de bırakmak zorunda kaldım. Daha fazlasına yapım da müsait değildi. - Avrupa sinemasında beğendiğiniz yönetmenler var mıydı? Yani Fellini’ler falan... Bu seks filmleri hep İtalya’dan geldi zaten. O eski italyan komedi-kara mizah yapan sinemacılara bayılırım. Viktoria Cessica gibi. Dozunda bırakılsaydı, bu filmler bugün de çekilirdi. Benim filmlerim kanallarda hala oynuyor. Ben hep kurnazdım, hiçbir zaman ciddi sekse kaçmadım, hep sululuk yaptım. Tam sevişme esnasında bir sululuk yapıp, güldürüyordum seyirciyi.- Size parça koyuyorlar mıydı?Herkese koyuyorlardı, sadece bana değil ki!Hıyarlık okumakla geçmez - İbrahim Tatlıses’le sıkı bir dostluğunuz var...25 yıl oldu. - Peki nasıl bir dostluk bu? Siz Galatasaray ekolünden gelen biri olarak, Tatlıses’in kültürünü, birikimini nasıl değerlendiriyorsunuz?Tabii benim Galatasaray ekolüm bambaşka. Hem o Fenerbahçeli. Ama bakıyorum da ne kadar üniversite bitirmiş, yurt dışında okumuş adam var ama hálá hıyar! İbrahim ise cin! Çok zeki. Ben senelerce
film çektim, montaj odasında bulundum, hiçbir zaman montaj yapmayı aklımın ucundan geçirmedim. Gazetecilik yaparken de bana sekreterliÄŸi öğretmek istediler, öğrenmek istemedim. Ä°brahim montajı bir günde öğrendi. Åžimdi montajını kendisi yapıyor. Bir alet bozulsun, anında tamir eder. Çok çetrefilli bir adres söyle ona telefonda, eliyle koymuÅŸ gibi buluyor. Ben ondan, o da benden herhalde bir ÅŸeyler öğrendi. Böyle de olunca iyi dost olunuyor. - Memduh Ãœn’ün Urfa’da çektiÄŸi sinema filminde size de rol teklif edilmiÅŸ. Uçak korkusu yüzünden reddetmiÅŸsiniz. Evet, Aydemir Akbaş’ın uçak korkusu Ali PoyrazoÄŸlu’na yaradı. Urfa’daki çekime uçak korkum yüzünden gidemediÄŸim için rolü Ali PoyrazoÄŸlu’na verdiler. Ali dostumdur, ona hayırlı olsun. Ama benim bu uçak korkum yüzünden çok fazla iÅŸ kaçırdığım da doÄŸru! Ben rahmetli Kemal Sunal’ı da uyarmak isterdim. Çünkü o da korku yüzünden gitti! Â
button