Görevleri hasta rolü yapmak

Güncelleme Tarihi:

Görevleri hasta rolü yapmak
Oluşturulma Tarihi: Ekim 08, 2005 00:00

Çoğu emekli, 50 yaş üzeri 14 gönüllü rolünü ezberleyip haftanın üç günü Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin yolunu tutuyor. Fakültenin ilk 3 sınıfından öğrencilerle klinikte buluşuyor, İyi Hekimlik Uygulamaları Programı kapsamında ‘standart hasta’ rolünü oynuyor. Amaç, genç doktor adaylarının hastayı dinleme, anlama, saptadıkları sorunu hastaya aktarma becerisini geliştirmek.

Gönüllülerden Emine Çelik ‘Sorularına bazen çelişkili yanıtlar veriyoruz, bizi gerçek hasta zannedenler bile çıkıyor’ diyor.

Muayene yatağı, tansiyon aleti, doktor masasıyla tam bir poliklinik gibi hazırlanan odada karşı karşıyalar. ‘Standart hasta’ rolündeki gönüllü sorununu anlatıyor. Karşısındaki masada oturan genç hekim adayı ise tedirgin. Bir yandan dinlerken, elindeki kalemi durmadan evirip-çeviriyor. Bu arada video kamera kayıtta. Göğüs sıkışmasından şikayetçi hasta merdiven çıkarken sorunun arttığını söylüyor. Birden konuyu değiştirip havalardan söz açıyor, sonra yaşlılığın zor yönlerinden.

Şaşırtmaca rolünün bir parçası. Hekim adayı durumun farkına varıp nazikçe konuya dönüyor: ‘Sigara dumanından etkileniyor musunuz?’ Ama heyecanını yenememiş henüz. İkinci kez ‘şikayetiniz nedir’ diye soruyor. Bu kez rol ‘standart hasta’da. Onunla aynı yaşta çocukları olduğunu söyleyip genç hekim adayını rahatlatıyor. Genç hekim adayı bu görüşmeden sonra kamera kayıtlarını hocalarıyla izleyip hatalarını görecek, hastayla doğru iletişim kurmanın yollarını öğrenecek.

TEDAVİYE ETKİSİ YÜZDE 50

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki eğitim programının adı ‘İyi Hekimlik Uygulamaları.’ Fakültenin ilk üç sınıfındaki toplam 900 öğrenci için geçen yıl başlatıldı. Hasta rolünü oynayan 14 gönüllüyle yürütülen program doktorun hastayla iletişimini artırmayı, tanı ve tedavi sürecini daha verimli hale getirmeyi hedefliyor.

Araştırmalara bakılırsa, bir doktor meslek hayatı boyunca ortalama 200 bin hasta muayene ediyor. Zamanı, sabrı yettiğince çalışsa da kendini ifade edemeyen kişilerin sorunlarını anlamak, tedavi yöntemi geliştirip bunu karşısındakine anlatmak başlı başına bir sorun. Aynı sorun, kısıtlı zamanda hastalığını doktora aktarma ve tıbbi terimlerle yapılan açıklamaları anlama çabasındaki hastalar açısından da geçerli.

İletişim doğru kurulamadığında hastalar sorunlarının yüzde 54’ünü anlatamadan doktorun yanından ayrılıyor. Doyurucu açıklama alamadığı için doktor yerine komşunun, eczacının tavsiyesine yöneliyor. İstatistiklerde, hastanın tedaviye uyum ve doğru ilaç kullanımının yüzde 50’ye kadar düşme nedeni işte bu iletişimsizlik.

Dünyada son 25 yıldır hekimlerin iletişim becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalar yürütülüyor. Vakıflar, enstitüler kuruluyor. Ulusal ve uluslararası kuruluşlar bu konuda üyelerini yönlendirici, hatta bağlayıcı kararlar alıyor.

100 BİN DOLARLIK PROGRAM

Hacettepe Tıp Fakültesi’nin genç hekimlerin iletişim becerilerini artırma amacıyla başlattığı İyi Hekimlik Uygulamaları programı, Tıp Eğitimi ve Bilimi Anabilim Dalı’nda yürütülüyor. Bunun için poliklinik görünümünde, video kayıt cihazıyla donatılan 9 eğitim odası hazırlandı. Sadece görüntüleme, bilgisayar kayıtları ve programları için 100 bin doların üzerinde harcama yapıldı. Fakülte Dekanı Prof. Dr. İskender Sayek ‘Program sayesinde doktor adayları hastayla iletişimin önemini ilk sınıftan kavramaya başladı’ diyor.

Program kapsamında 14 gönüllü, standart hasta gibi davranma konusunda ön eğitimden geçti. Kimi bir kimi ise haftanın üç günü okula gidiyor. Her ders öncesinde belli bir rol için hazırlanıyorlar. Fakültenin ilk üç sınıfındaki 900 öğrenci, 10-12 kişilik gruplar halinde, poliklinik görünümündeki odalarda bu hastalarla buluşuyor. Görüşmeyi başlatma, bilgi toplama, ilişkiyi kurma, açıklama, planlama ve görüşmeyi bitirme becerileri sınanıyor. Görüntü kayıtları daha sonra izlenerek öğrenciler kendilerini, arkadaşlarını değerlendiriyor. Eğiticiler ise tümünü. Sınavlar yine standart hastalarla yapılıyor.

İyi Hekimlik Uygulamaları programında ayrıca laboratuvarlarda simülatörlerle doktor adaylarının meslek becerilerini artırmaya yönelik uygulamalar yürütülüyor. Etik ve Profesyonel Değerler başlığı altındaki derslerle hasta - hekim ilişkisinin sosyal yönleri inceleniyor. Programdan alınan not öğrencilerin yıl sonu sınıf geçme notuna yüzde 10 oranında yansıyor.

ROL ÇALIŞIYORLAR

Necati Mamuk (55 yaşında-emekli):

Emekli olana kadar sağlık sektöründe çalıştım. Bu nedenle gayet rahatım. Dersler ilk başladığında heyecandan kalemi bile zor tutan öğrenciler vardı. ‘Nerelisin’ gibi sorularla rahatlatmaya çalıştık. Şaşırıp hasta koltuğuna oturanlar bile oluyordu. Sene sonuna doğru geliştiklerini ve karşımızda daha rahat olduklarını gözledik.

Ayşe Duru (50 yaşında, emekli):

Dersten önce verilen notlarda hastalıkla ilgili rolü çalışıyoruz. Öğrencilerin başta biraz sıkıntıları, heyecanları vardı. Sürekli kalemle oynuyorlardı. Stresliydiler. Sonra rahatladılar. Eminim ki bu eğitimde öğrendikleri doğru davranışları çalışmaya başladıklarında uygulayacaklar.

Emine Çelik (52 yaşında, emekli):

Hekim adayları bizim hangi hastalığı söyleyeceğimizi bilmiyor. Bazen onları hemen hastalığa yönlendirmiyoruz. Şaşırtıcı yanıtlar veriyoruz. Başka bazı tıp fakülteleri öğrencileri bu eğitimi gözlemek için geliyorlar. Bizi gerçek hasta zannedenler oluyor. Geçmişte hasta-hekim diyaloğunun hiç iyi olmadığı ilişkilere rastladım. Bu gençler kliniğe geçtiklerinde, öğrendiklerini uygulayacak, hastayla iyi iletişim kuracak.

Nihat Aydın (66 yaşında, emekli):

Yaptığımız işten ücret almıyoruz. Sadece yol masraflarımız karşılanıyor. Zaten öğrencilerimize yardımcı olmak için başladık. Bana çok enteresan geliyor ve zevk veriyor.

Prof. Dr. İskender Sayek (Hacettepe Tıp Fakültesi Dekanı)

HASTAYLA İYİ İLETİŞİM KURAN DAHA İYİ HEKİM OLACAK

Bu emek isteyen bir eğitim programı. Amacımız öğrencilerimizin hasta ve yakınlarıyla daha açık, iyi ve net iletişim kurabilmelerini, daha iyi bilgi alabilmeyi, bilgilerini aktarabilmelerini sağlamak. Hekimler klinikte çocuklar, yaşlılar, kanserliler, kronik böbrek ve akciğer yetmezliği olanlar gibi çok farklı hastalarla karşılaşır. Her biriyle iletişim farklı olmalı. İyi haber verme, kötü haber verme ayrı beceri. Hastasıyla daha iyi iletişim kurabilen, daha iyi hekim olacaktır.

Emrah Şeyhoğlu (Dönem 3 İngilizce Amfi Temsilcisi)

BİZİM İÇİN BÜYÜK DENEYİM

Teoride kalmayıp, sağlık hizmetlerinin nasıl işlediğini gözlemek bizim için büyük deneyim. İlk stardart hasta görüşmemde çok heyecanlandım. İnsanlarla rahat konuşan biri olduğumu sandığım halde odaya girdiğimde ne yapacağımı şaşırdım. Konuşamadım, yüzüm kızardı. Eğitimden geçen standart hastalar zaman zaman bizi şaşırttı. Onlarla iletişim kurmayı öğrendik. Hastayla iletişim, normal insanla iletişim kurmaya çok da benzemiyor. Hekimlik işi aynı zamanda bir sanat. Öğrendiklerimiz gerçek hastayla karşılaştığımızda işimize yarayacak. Dördüncü sınıfta gerçek hastalarla görüşmeye başlayacağız.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!