Gönül Yarası filmi Woody’i aÄŸlattı

Güncelleme Tarihi:

Gönül Yarası filmi Woody’i ağlattı
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 29, 2005 00:00

O, gamzeli gülümsemesiyle içimizi ısıtmış, delici mavi gözleri ve yeteneÄŸiyle oynadığı her karaktere ayrı bir soluk katmış, barışa olan duyarlılığıyla da tanınan bir Hollywood yıldızı. Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne konuk olan Woody Harrelson, festivalde seyrettiÄŸi Oscar aday adayımız Gönül Yarası’nı öyle beÄŸendi ki, gözyaÅŸlarını tutamadı.42. Antalya Altın Portakal ve 1. Avrasya Uluslararası Film Festivali’nin konuklarından Woody Harrelson’la odasında buluÅŸuyorum. Odaya girdiÄŸimde ufak bir ÅŸok geçirdÄŸimi itiraf etmem gerek. Ben de çok tertipli deÄŸilimdir ama içerideki görüntü karşısında kendimi tutamayıp, ‘Bir oda bu kadar dağınık olabilir’ deyiveriyorum. Woody Harrelson son derece nazik: ‘Dağınıklık için kusura bakmayın, yarın Almanya’ya uçuyorum, toplanırken etraf biraz dağıldı’ diyor. ‘En güzeli balkona çıkmak’ diyoruz ikimiz de. Ãœnlü aktör, balkondaki beyaz yataÄŸa uzanırken, Antalya’da geçirdiÄŸi güzel günlerin ardından geceleri burada uyuduÄŸunu ve dışarıda yatmaktan büyük keyif aldığını söylüyor. AMERÄ°KA’DA DOÄžRUYU SÖYLEYEN GAZETE YOK - Antalya’ya, daha doÄŸrusu Türkiye’ye ilk geliÅŸiniz. Çok mutlu görünüyorsunuz. Yoksa burası bekleÄŸinizden daha mı iyi çıktı?Aynen dediÄŸiniz gibi oldu. Bu kadar modern bir ülke beklemiyordum! Hem modernlik, hem de tarih bir arada. DoÄŸuya gidip, oraları da görmek isterim tabii. Bu arada söylemem gerek, dost canlısı Türkler’e ve muhteÅŸem denize hayran kaldım. - Türkiye’nin bu yılki En Ä°yi Yabancı Film Oscar aday adayı filmi ‘Gönül Yarası’nı izlediniz. Nasıl buldunuz?En son Wedding Crashers’ı izlemiÅŸ ve çok gülmüştüm. Gönül Yarası’nda ise o kadar duygulandım ki kendimi tutamayıp aÄŸladım. Çok iyi çekilmiÅŸ, iyi oynanmış bir film. Beni çok etkiledi. Oscar’larda filme baÅŸarılar diliyorum.- Londra’da West End’de tiyatro sahnesine çıktınız. Kısa bir süre sonra tekrar Londra’ya gidiyorsunuz ve benzer bir projede yer alacaksınız. Nedir sizi Avrupa’ya çeken ÅŸey? West End’de olmak gerçekten mükemmel bir ÅŸey. Hem tiyatro yapmayı, hem de Londra’da olmayı çok seviyorum. Ä°ngiltere’de insanların dünyada olan bitenden haberleri var. - Amerikalılardan daha mı çok demek istiyorsunuz?Evet. Ä°ngiltere’deki gazeteler bile farklı. Amerika’da bize doÄŸruyu söyleyen gazete yok. Ä°nternete girip, The Guardian’ı okumam gerekiyor ki, yalanlardan kendimi kurtarabileyim. - OyunculuÄŸa beÅŸ yıl ara verdiniz. Umuyorum bundan sonrası için böyle bir ÅŸey aklınızdan bile geçmiyordur.Bir daha ara vermeye hiç niyetim yok. Ya sonrasında beni istemezlerse diye düşünüyorum. Bu bile beni ürkütmeye yetiyor.- ‘Will and Grace’ dizisinde oynadınız. Dizi oyuncusu olarak da tanınıyor ve seviliyorsunuz. Türkiye’de oyuncuların çoÄŸu, sinemayı dizilere tercih ettiklerini söylüyorlar. Sizin için de aynı ÅŸey söz konusu mu?Hayır, ben sonuçta hepsinin oyunculuk olduÄŸunu düşünüyorum. Åžu anda sadece tiyatro ve sinema yapıyor olmamın tek nedeni televiyon dizilerinin çok fedakarlık gerektirmesi. Bir diziye baÅŸladığınız zaman kendinizi ona adamınız gerekiyor. Ãœstelik bu yıllarca devam edebiliyor. Tek çekincem bu.GEORGE BUSH’UN BÄ°R KUKLADAN FARKI YOK - Her fırsatta Amerikan dış politikasını ve George Bush’u eleÅŸtiriyorsunuz.Beni yanlış anlamışsınız. Ben aslında George Bush’un gerçekten çok baÅŸarılı olduÄŸunu düşünüyorum. ArkadaÅŸlarıyla birlikte çok iyi para kazanıyor (gülüyor). Åžaka bir yana, bence George Bush’un bir kukladan farkı yok! Burada önemli olan onun iplerini kimin oynattığı ve bizim tüm bu olanlara karşı nasıl tavır aldığımız.- Siz nasıl tavır alıyorsunuz peki?Elimden geldiÄŸince insanları bilgilendirmeye çalışıyorum.- Bunun için mi kurdunuz www.voiceyourself.com web sitesini?Evet. Ä°nsanları eÄŸitmek lazım. Herkesin yanlış olanı boykot etmeyi, paralarını doÄŸru yerlere kullanmayı öğrenmesi gerekiyor. Çevreye karşı daha duyarlı olmamız gerektiÄŸini düşünüyorum. Bunun için para, emek ve zaman harcanmalı, bireyler de buna katkıda bulunmalı. Bundan iki yıl önce hayat felsefeme uygun, ideallerimi vurgulayan Go Further adlı belgeselde rol aldım. Filmde tek bir bireyin bile geniÅŸ çaplı bir deÄŸiÅŸimi saÄŸlayabileceÄŸi anlatılıyor. Dünyayı deÄŸiÅŸtirmek istiyorsak, iyiye ve doÄŸruya varmak için bireysel çaba harcamamız lazım. Yanımda Go Further’ın bir kopyası var, isterseniz verebilirim.- Çok sevinirim. Ä°zledikten sonra izlenimlerimi yazarak, sözünü ettiÄŸiniz deÄŸiÅŸime bireysel bir katkıda bulunmuÅŸ olurum böylece. Yakında vizyona girecek iki filminiz var: Ä°lki North Country, diÄŸeri ise The Prize Winner of Defiance, Ohio. North Country son derece güçlü bir film. Filmde bir kadını taciz eden pek çok kötü karakter var. Herkes benim onlardan birini oynadığımı düşünüyor. Ama tahmin edin, ben iyi adamı, yani avukatı oynuyorum! - Ä°kinci filmde ise bir alkoliÄŸi canlandırıyorsunuz.Hiç hoÅŸlanmadım bu karakterden. Önce oynamak istemedim zaten. Çocuklarına, karısına bağıran alkolik bir adam. Sevilesi biri deÄŸil.Michael Madsen ile espri anlayışımız paralel deÄŸil - Gazete ve televizyonlar festivalde Michael Madsen ile sizin aranızda yaÅŸanan kavgaya geniÅŸ yer verdi. Herkes kavganın nedenini, o gece neler yaÅŸandığını merak ediyor. Aslında büyütülecek bir ÅŸey olmadı o gece. Michael bana bir ÅŸey söyledi, ben de ciddiye aldım. Oysa kendisi ÅŸaka yapmış. Her ÅŸey benim espri anlayışımın, onunkiyle o an için paralel olmamasından kaynaklandı. Åžaka yaptığını söylediÄŸinde olay tatlıya baÄŸlandı. Kendisi sevdiÄŸim ve saygı duyduÄŸum bir oyuncu. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!