Gittikçe kızarıyor

Güncelleme Tarihi:

Gittikçe kızarıyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 14, 2007 00:00

Hürriyet Gazetesi önderliğinde her yıl gerçekleştirilen, Türkiye’nin ilk basın reklam yarışması Kırmızı, beşinci yılında. Basın reklamcılığıyla ilgili konulara yer veren Kırmızı dergisi de 9. sayıya geldi. Dergi son sayısında "reklamlar seksist mi" konusunu tartışıyor.

Dove reklamlarını hatırlarsınız. Hani kemerli bir burnu olan kadının fotoğrafını göstererek soru soruluyordu; Kemerli mi, karizmatik mi? Ya da şişman bir kadının fotoğrafının yanında: Kilolu mu, kıvrımlı mı? sorusu vardı. Saatlerce yapılan makyaj ve ışıltılı elbiseler eşliğinde değil, sokakta her an görebileceğimiz kadın suretleriyle karşılaştık bu reklamda.

Bu reklamda niçin hep alıştığımız ulaşılmaz güzellikte kadınlar değil de sıradan yüzler seçildiğini Dove Ürün Müdürü Yasemin Develioğlu Kırmızı Dergisi’ne şöyle anlatıyor: "Dove 10 farklı ülkede genç kızlar ve kadınlara "Güzellik hakkındaki gerçekler nelerdir?" diye sorduğumuzda, sadece yüzde ikisi, kendisini olduğu haliyle güzel buluyor cevabını verdi ve tüm dünyada genç kızların yüzde 92’si fiziksel görünüşlerinin en azından bir yönünü değiştirmek istediğini söyledi. Bu reklam kampanyasıyla Türkiye’deki güzellik kavramını ve güzelliğe dair tüm ön yargıları mercek altına almak için yaptık. Güzellik üzerine oluşmuş basmakalıp tanımlamalara son vermek ve gerçek güzelliği yeniden tanımlamayı hedefledik."

Magnum dondurma deyince, aklınıza ünlü film yıldızları Elizabeth Hurley ve Eva Longoria’nın en seksi halleriyle dondurmayı ısırdığı kareler geliyordur. Dondurma gibi doğrudan kadınla ilgisi olmayan bir üründe niçin bu kadar seksi pozlarda, bu kadar seksi kadınların kullanıldığını Magnum Ürün Müdürü Leyal Eskin Yılmaz şöyle anlatıyor: "Magnum’un hedef kitlesi ağırlıklı olarak kadınlar. Yetişkin, şehirli, kendine güvenen kadınlar daha çok tüketiyor. Güzel, seksi ve ünlü kadınlara, markanın temsil ettiği kadın profiline uygunluğu ve bu kadını yansıtabilme başarısı nedeniyle yer veriyoruz."

Reklam Özdenetim Kurulu Başkanı Çetin Ziylan ise, reklamlarda kadınların sömürü unsuru olarak kullanıp kullanılmamasıyla ilgili şunları söylüyor: "Güzel kadın, yakışıklı erkek, şirin çocuk reklamların doğal malzemesidir. Ancak burada anahtar sözcük istismardır. Bu objeler ticari amaç için sömürülmemeli. Reklamı yapılan ürün için gerekli değilse, erkeklerin yumuşak karnı diyebileceğimiz kadın cinselliği reklamlarda kullanılmamalı."

Bütün bu tartışmaların bir başka tarafındaki, kadın hakları savunucusu sivil toplum kuruluşu Mor Çatı Gönüllüsü Tuğba Kırmız ise, reklamlarda cinsiyet ayrımcılığı yapıldığını söylüyor: "Kamera bir erkek gözü gibi kullanılıyor. Kadının vücudu baştan aşağı süzülüyor. Kadın, erkeğin bakması için reklamlara yerleştiriliyor."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!