Gesù lava più bianco

Güncelleme Tarihi:

Gesù lava più bianco
Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2006 14:05

Önsöz: Hıristiyan okurlarım lütfen alınganlık göstermesinler. Artık batı dünyasının hoşgörüyle karşıladığı bir tartışma söz konusu olduğundan ben de yazmaya cesaret ettim. Bu ‘yarı-şaka’ vesilesiyle HIRİSTİYAN OKURLARIMA MUTLU NOELLER DİLİYORUM! Tanrı dualarınızı kabul etsin! Bu arada beni de affetsin! J

Haberin Devamı

(Bu vesileyle Yahudi dostlarımızın da Hanuka’larını tebrik ediyorum!)

*

2 Ekim 1997’de Monsenyör Ernesto Vecchi “Kilise’nin marketing dersi aldığı doğru mu?” diye soran bir gazeteciye gülerek cevap veriyor:

- Şaka mı ediyorsunuz? Kilise bu konuda değil ders almak, ders verecek durumdadır. Sizin bugün ‘marketing’ dediğiniz şeyi icat eden, bundan iki bin yıl önce, bizzat İsa’dır!

Hürriyet*

Siz Jesus Christ Superstar’ın giriş parçasını dinlerken...

Bruno Ballardini diyor ki: “Marketing guruların neyi icat etmiş ki? Tarihin ilk ‘reklam çocuğu’ Hazreti İsa’dır...

Bir dakika, itiraz etmeden evvel bir düşünün:

Haberin Devamı

Bir işkence âletini (çarmıh), dünyanın en iyi tanınan ve en çok tapınılan logosu haline getirmek, marketing dehası değildir de nedir?

İki bin senedir, bu çokuluslu şirket (Katolik Kilisesi) ve ‘Tanrı’ (= İsa) adlı ürünü ve ‘yan ürünlerini’ pazarlamak üzere açtığı şubeler (kiliseler) mükemmel bir ‘marketing stratejisi’ yürütüyorlar.

Vallahi (böyle düşünsem de) ben söylemiyorum bunu. Roma Üniversitesi Reklamcılık Bölümü hocalarından Prof. Bruno Ballardini söylüyor.

Olay çıkarma potansiyeli yüksek ‘İsa Daha Beyaz Yıkar – Kilise Marketingi Nasıl İcat Etti’ adlı kitabında, Katolik Kilisesi’nin iki bin yıllık tarihini ‘reklamcı gözüyle’ gözden geçiriyor. Ve ‘Hıristiyanlık tarihin en büyük marketing kampanyasıdır’ tezini işliyor.

Tezini bina ettiği argümanlar:

* Aziz Paulus, Hz.İsa’nın sözlerini içeren mektupları zamanın ‘opinion maker’larına gönderirken ilk mailing-promosyon kampanyasını icat etmişti.

* İnananların ‘marka sadakatini güçlendirmek’ için çeşitli ‘yan ürünler’ (ikonalar, haçlar, tespihler vs) pazarlayan Kilise, merchandising’in de mucididir.

* Ayrıca, her müminin ‘İncil’i (İsa’nın Öğretisini) yaymasını isteyen yani her ‘müşteriyi’ şirketin ve ürünlerinin ‘gönüllü ve bedava tanıtımcısı’ haline getiren Kilise, viral marketing yönteminin de mucididir.


Hasılı, Ballardini diyor ki... marketing öğrencilerinin Pazar Ayini’ni kaçırmamasında fayda var çünkü Kilise’nin bu mixt marketing stratejisinin ne kadar başarılı olduğunu kimse reddedemez.

Bedava ve elle tutulup gözle görülmeyen bir üründen iki bin yıldır tıkır tıkır işleyen çokuluslu ve zengin şirket yaratmak her babayiğidin harcı değildir...

Tatlı tatlı provokasyonlarında bu kadarla da kalmıyor Ballardini:

“Kilise marketing uzmanlarının beceremediğini de yapmıştır” diyor: Modern marketing bir ‘prensipler bütünü’ olduğuna göre, “Prensip yerleştirmedeki başarısı kadar, aynı prensipleri hiç sorunsuz çiğnemede de Roma Kilisesi’nin üstüne yoktur” diyor.

En önemli kredo’su (amentüsü) ‘İnsanları seviniz!’ olan Roma Kilisesi’nin, mesela Kutsal Engizisyon sayesinde ‘rakiplerini ortadan kaldırması’ örneği az bulunur bir vakadır”.

*

Tamam, Ballardini’yi aforoz edelim, evini taşlayalım, derisini yüzelim hatta ateşe atıp yakalım... ama hakkını teslim edelim.

Çünkü bu bir ‘dini provokasyon’ kitabı değil, bir ‘marketing’ tezidir. Ballardini (çok bilinen ve akılda kolay kalacak bir provokatif malzemeyi – Hıristiyanlık dinini ve Hz.İsa’yı kullanarak) okurlarını ‘reklamların manipülatif kullanımına karşı uyanık olmaya’ çağırıyor.

Ve ekliyor “Hiçbir misyoner, hiçbir reklamcı ‘içinizde ZATEN olmayan bir inancı’ size satamaz! Hıristiyanlık dini, ‘insan sevgisi’ neticede, o meşhur Noel gecesinden çok önceden beri insanın kalbinde var olan sevginin evrensel bir ‘markası’ olmuştur...”

Amin!

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!