Gel de ayır bizi
Güncelleme Tarihi:
Alex profesyonel bir arabozucu. Birliktelikleri yakınları tarafından onaylanmayan ilişkileri bozarak kazanıyor hayatını. Yöntemi ise ilişkinin kadın tarafını, kur yaparak baştan çıkarmak, hedeften uzaklaştırmak. İşini her zaman mükemmel yapan Alex son görevinde sert kayaya çarpınca neye uğradığını şaşırıyor. Sosyetik güzelin Alex’ten etkilenmeye hiç niyeti yok.
Gönül Avcısı, Amerikan romantik komedi kurallarını uygulayan bir Fransız filmi. Kamera arkasında pek çok filmde Luc Besson’a yardımcı yönetmenlik yapmış olan Pascal Chaumeil var.
Gönül Avcısı’nın konusu hayli ilginç.
Etrafımızda bolca bulunan türdeki insanlardan ve yaptıklarından yola çıkıyor.
Tek farkı filmdekilerin bunu profesyonel bir iş olarak yapıyor olmaları.
İnsanların bayıla bayıla yaptığı ama filmde profesyonellerin ele aldığı bu iş ne mi?
İlişkileri bozmak.
MESLEĞİ PROFESYONEL ARABOZUCULUK
Diyelim ki en yakın arkadaşınızın, kızınızın ya da çok sevdiğiniz bir yakınınızın birlikte olduğu kişiden memnun değilsiniz, ona layık olmadığını düşünüyorsunuz.
Biraz para ve bir telefon yeterli.
Bu ilişkiyi bozacak profesyonel arabozucular hemen devreye giriveriyorlar.
Kimisi “Annem bir jigoloyla beraber” diye geliyor.
Bir diğeri “En yakın arkadaşım egoistin tekiyle çıkıyor” diyor.
Bir başkası da “Kız kardeşim hayvanın biriyle evli” diye dert yanıyor.
Ve iş Alex ile ekibine (Alex’in kız kardeşi ve onun bilgisayar uzmanı kocası) kalıyor.
Ama onların da bazı kuralları var.
Din dil ırk yüzünden çiftlerin arasına girmiyorlar.
Ve sadece kadın mutsuzsa harekete geçiyorlar.
ADAM MÜKEMMEL OLUNCA AYIRMAK ZOR
Alex gayet yakışıklı, çekici bir genç adam, tam bir kadın avcısı, çok iyi kur yapıyor, baştan çıkaramayacağı kadın yok gibi.
Konusunda ondan daha başarılı kimse yok, işini, ekibinin de yardımıyla, kesinlikle yerine getiriyor.
Ta ki son görevinde sert kayaya çarpana kadar.
Alex’in son görevi genç, güzel ve bir zengin kızı olan Juliette’i evlenmek üzere olduğu ‘mükemmel’ adamdan ayırmak.
‘Mükemmel’ kelimesinin altını çizmek gerek çünkü zengin, efendi ve dört dörtlük bir erkek var karşılarında.
Ve ona âşık, evlenmeye hazır bir kadın.
Onları ayırma emri ise nikahtan sadece 10 gün önce Juliette’in babasından geliyor.
Gönül Avcısı ilk dakikasından itibaren güldüren, hoşça vakit geçirten bir Fransız filmi. Bazı zorlama sahneleri olsa da Fransız kalacağımız uzak şakalar yerine gayet makul esprilerle ilerliyor. İşte bu noktada da benzer Amerikan filmlerini hatırlatıyor.
Gönül Avcısı’nı izlerken kendinizi bir Amerikan romantik komedisini Fransızca izliyor gibi hissediyorsunuz.
Böyle filmlerin altyazı okumayı sevmeyen Amerika’da ilgi görmesi zor ama Türkiye’de pekala eğlenceli romantik komedi sınıfından iş görebilir.
WHAM’LE GELEN ROMANTİZM
Romantik komedilerin vazgeçilmezleri olan 80’ler şarkıları (Wham’den ‘Wake me up Before You Go Go’nun çaldığı sahneden etkilenmemek elde değil), gospeller, idare eder şakalar, hepsi var bu filmde.
Arka planda Monako’nun olduğu sahneler göze hitap ediyor.
Sosyetik zengin kızı Juliette rolünde Vanessa Paradis göz dolduruyor.
Pek çok filmde Luc Besson’ın yardımcı yönetmenliğini yapmış olan Pascal Chaumeil, aksiyonu bol bir film bekleyenleri şaşırtarak eğlenceli bir romantik komediyle ters köşe yapıyor.
Hoş vakit geçirten filmin en önemli eksiği senaryosunda sürprizler barındırmaması.
Karşımızda zekamızı okşamayan ama eğlendirmeyi başaran bir romantik komedi var diyebiliriz.
Öpüşüyor ama yatmıyor
Gönül Avcısı’nda ana karakter Alex’in misyonu, aşk doktoru olarak bildiğimiz Hitch’in tam tersi. Hitch ilişkileri onarıyordu, Alex ise kadınlara kur yaparak onları eşlerinden, sevgililerinden ayırmaya çalışıyor. Ama Alex bunu sadece mutsuz çiftlere uyguluyor. Ahlaki kuralları var. Öpüşüyor ama asla yatmıyor.