Gebe kalmadan önce kilonuzu kontrol edin

Güncelleme Tarihi:

Gebe kalmadan önce kilonuzu kontrol edin
Oluşturulma Tarihi: Ocak 30, 2006 15:29

Hamilelikte, anne ve bebeğin sağlığı için dengeli ve yeterli beslenme, egzersiz yapma ve düzenli doktor kontrolünün büyük önem taşıdığı bildirildi.

Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Dr. Saygın Micozkadıoğlu, hamilelik dönemi boyunca bilinçli beslenme ve fiziksel aktivite ile hem annenin hem bebeğin sağlığının korunabileceğini söyledi.

Bebeğin tek besin kaynağının 'anne' olduğunu vurgulayan Micozkadıoğlu, gebelikte “iki kişilik yemek yemek” anlayışının ise yanlış olduğunu ifade etti. Micozkadıoğlu, düzenli ve dengeli beslenen her gebenin bebeğine gerekli besinleri sağlayabileceğini belirtti.

Gebelik boyunca 12-14 kilogram alınmasının yeterli olduğunu ifade eden Micozkadıoğlu, ilk haftalarda ayda 1 kilogram ve son 16 haftada ayda 1.5 kilogram alınmasının normal olduğunu kaydetti.

GEBE KALMADAN ÖNCE MAKUL KİLODA OLUNMALI”

Micozkadıoğlu, gebe kalmadan önce vücut ağırlığının kabul edilebilir düzeyde olması gerektiğine işaret ederek, gebelikte rejim yapılmasının doğru olmadığını vurguladı ve aşırı kilolu bayanların, gebelikten önce zayıflaması gerektiğini söyledi.

Gebelikte ayda 3 kilo alınmasını “aşırı kilo artışı” olarak niteleyen Micozkadıoğlu, “Aşırı kilo, gebe için risk oluşturur. Kilo artışı normalin altında kalan gebeler de düşük kilolu bebek doğurma tehlikesiyle karşı karşıyadır” dedi.

KALSİYUM, DEMİR VE FOLİK ASİTİN ÖNEMİ

Gebelerin, diğer kadınlara oranla yüzde 15 daha fazla kaloriye ihtiyaç duyduğunu belirten Micozkadıoğlu, hamilelikte özellikle kalsiyum, demir ve folik asidin önemine işaret ederek, bunların eksikliklerinde mutlaka ilaç takviyesi yapılması gerektiğini söyledi.

Micozkadıoğlu, gebeliğin 8. haftasında oluşmaya başlayan kemik ve dişlerin gelişimi için normalin 2 katı kalsiyum gerektiğini ifade etti. Günlük gereksinim olan 1200 miligram kalsiyumun 1 litre sütte bulunduğunu belirten Micozkadıoğlu, kalsiyum ihtiyacının 85 gram yağsız peynir, 7 dilim beyaz ekmek, 2 bardak süt, 170 gram sardalye ve taze bademden alınabileceğini söyledi.

Micozkadıoğlu, bebeğin doğumdan sonra kullanacağı demirin depolanması ve kana yeterli oksijen taşınabilmesi için normalden fazla demire ihtiyaç duyulduğuna da dikkati çekti. Günde mutlaka 30 miligram demir alınması gerektiğini ifade eden Micozkadıoğlu, “Demir eksikliğinde, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, ciltte solgunluk ve saç dökülmesi görülebilir. Demir, karaciğer, mercimek, pekmez, kırmızı et, yumurta, kuru fasulye, lifli yeşil sebze ve kurutulmuş meyvelerde bulunur. Demir eksikliğinde ek demir hapı kullanılmalı” diye konuştu.

Micozkadıoğlu, bebek sahibi olmayı planlayan kadınların, gebeliğin 12. haftasının sonuna kadar her gün 400 mikrogram folik asit kullanmaları gerektiğini söyledi. Folik asit takviyesinin tüp kusurlarının oluşum riskini azalttığını ve bebeğin özellikle ilk aylardaki gelişimini olumlu etkilediğini belirten Micozkadıoğlu, folik asidin yeşil sebzelerde bol miktarda bulunduğunu kaydetti.

Micozkadıoğlu, ayrıca gebelikte artan protein gereksiniminin karşılanması için balık, et, kuru baklagiller ve sütten yapılmış besinlerin bol miktarda alınması gerektiğini söyledi.

Plasenta için gerekli olan C vitamininin de ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Micozkadıoğlu, “Taze sebze ve meyvelerde bulunan C vitamini, vücutta depolanmadığı için her gün belirli miktarda alınmalı” dedi.

Sebze, meyve ve kepekli besinlerin lif açısından zengin olduğunu belirten Micozkadıoğlu, kepekli gıdaların, bazı besinlerin emilimini bozduğu için fazla tüketilmemesi gerektiği uyarısında bulundu.

KONSERVE, ÇAY VE KAHVEDEN UZAK DURUN

Micozkadıoğlu, konserve gibi işlenmiş gıdalardan gebelik süresince uzak durulmasını tavsiye ederek, “Bu tür yiyeceklere fazladan tuz, şeker, yağ katılmıştır. Ayrıca içinde gereksiz koruyucu, tatlandırıcı ve renklendiriciler bulunabilir” dedi.

Tam mayalanmamış peynir ve pastörize edilmemiş sütün de zararlı olabileceğini ifade eden Micozkadıoğlu, böbreklerin çalışması ve kabızlığın önlenmesi için gebelik süresince bol sıvı alınması gerektiğini söyledi.
Micozkadıoğlu, hamilelikte çay, kahve gibi içeceklerin günde 3 fincandan fazla tüketilmemesini önerisinde bulunarak, bitki çaylarının bazılarında da katkı maddesi olduğunu belirtti.

Gebelikte tuz miktarının azaltılmasıyla ödem ve hipertansiyonun kontrol edilebileceğine işaret eden Micozkadıoğlu, “Kek, reçel, meşrubat gibi gıdalar, kilo artışına neden olabileceği için şeker tüketimine dikkat edilmeli. Ayrıca, çiğ ve az pişmiş etten uzak durulmalı, yağ tüketiminde zeytinyağı ve mısırözü gibi bitkisel yağlar tercih edilmeli, tereyağı ve iç yağdan kaçınılmalı” diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!