Gazinocular kralının galerici torunu

Güncelleme Tarihi:

Gazinocular kralının galerici torunu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2001 01:51

Bugünlerde Taksim Meydanı'ndan geçenler ünlü Maksim Gazinosu'nun girişinde neonlarla yazılmış sanatçı isimlerinin yerine bir sergi afişiyle karşılaşıyor: Ressam İsmail Acar'ın Rakkase sergisi. Acaba eğlence dünyasının klasik mekanı Maksim bir resim galerisine mi dönüştürüldü sorusu geliyor akla.

Hayır, Maksim halen bir gazino. Sadece Ramazan ayı boyunca Rakkase sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergiyi düzenleyen Eltürko Sanat Galerisi'nin genç yöneticisi Zeynep Aslan, gazinocular kralı olarak tanınan Fahrettin Aslan'ın torunu. Zeynep Aslan deyim yerindeyse yetiştiği ağacın dibine düşmeyen bir meyve gibi. Resme olan ilgisi nedeniyle eğlence dünyasının tamamen dışında bir alanda, galericilikte karar kılmış.


Resme ilginiz nasıl başladı?

-Çocukken de renkleri falan seviyordum, ama resim yapmak anlamında bir ilgi değil. Çöp adam bile yapamazdım doğrusu. Zaman içerisinde, İsmail Acar'ın arkadaşım olması sayesinde yöneldim bu işe. Resim kursları aldım. Ama sonunda resim yapmaktan vazgeçtim çünkü başarılı değildim. Daha sonra galericilik işini ciddi ciddi düşünmeye başladım. Çünkü bu hayatımda yaptığım ilk işti.

Öğrencilikten hemen sonra mı karar verdiniz galeri açmaya?

-Ben liseden hemen sonra Londra'ya iç mimari okumaya gittim. Fakat Londra'yı bir türlü sevemedim ve geri döndüm. O kadar kısa bir macera oldu ama aklıma geldikçe buna hep üzülüyorum. Oradan dönünce de evlendim zaten.

Galeri açmaya nasıl karar verdiniz?

-O kararı vermemde aslında gene İsmail Acar'ın büyük etkisi oldu. Çünkü gördüm ki, ona yardımcı olacak, ona sadece resim yapma zamanı tanıyacak ve bütün diğer yükleri ondan alacak birisine ihtiyacı var. Bir sanatçının yaptığı işi kendisinin pazarlamasını doğru bulmuyorum. Türkiye'de bunun adını menajerlik koydular. İsmail Acar'ın menajeri deniliyor bana bu yüzden. Menajerlik lafını da bu arada hiç sevmediğimi belirteyim. Yani sonuçta benim resme olan ilgim ve İsmail'in de böyle bir yardıma ihtiyaç duyması bizi buralara getirdi.

Sadece İsmail Acar sergilerini mi açacaksınız?

-Yok hayır. Gerçi İsmail Acar galerisi gibi bir imaj oldu ama ben de bu arada galericilik konusunda bilinçlendim ve tecrübem oldu. Gerçi İsmail Acar Galerisi imajından rahatsız olduğum düşünülmesin. Daha sonra başka sanatçılara da yer vermem gerektiğini düşündüm. ‘‘Bir galerici sadece bunu yapmaz’’a geldim açıkçası. Genç sanatçılara yönelmeliyim ve onlara fırsat vermeliyim diye düşündüm. Gençler gelsinler onlara sergi açalım, fotoğraf sergileri açalım.

Galeri açmaya karar verdiğinizde ailenizden nasıl bir tepki aldınız. Yaptıkları işin çok dışında olduğu için yadırgadılar mı örneğin?

-Yok yok öyle bir şey olmadı. Tam tersine bana çok uygun buldular. Bir şeye başlamak için onu tam olarak bilmeye gerek yok bence. Her şeyden önce kendine güven gerekiyor. Sonra okuyup öğrenmek, takip etmekle devam ediyor. Ben de halen kendimi bu konuda geliştirmeye çalışıyorum.

Eğlence sektöründe birşeyler yapmanız konusunda ailenizin bir isteği olmadı mı? Ne bileyim aile şirketinde çalışmak gibi mesela..

-Yok hayır. Dedem, babam bu işin içinde ama ben bu yapılan işin bir kız için uygun olacağını hiçbir zaman düşünmedim.

Geniş bir çevreniz var. Gazino değil de belki restoran, cafe-bar açmanız yönünde bir istek olmadı mı, ya da siz hiç düşünmediniz mi?

-O da benim tarzım değil. Çevren çok geniş, şunu yap bunu yap, diyen çok oldu ama ben hiç düşünmedim. Ben yalnız çalışmayı seven biriyim her şeyden önce. Ama bir hayalim var. Bir gün restoranım olsun istiyorum. Ama para kazanmak adına değil, tamamen merakımı, kendimi tatmin edeceğim bir şey. Canım istediği zaman girip mutfağına yemek yapabileceğim bir yer. Tamamen hayal şimdilik.

Açılış sırasında kaç resim sattınız?

-Hemen hemen yarısı satıldı. Ama benim amacım birilerine bir şeyler satmak değil. Belki çok fazla bir şeyler beklemediğim için böyle. Amacım açtığım sergiyi izlettirebilmek.


PAPARAZZİLERİN RESİM SERGİSİ AŞKI


Serginin Maksim'de olması bu ilginin nedenleri arasında sayılabilir. Özellikle Maksim'in dedeme ait olması belki de... Aslında biz bu sergiyi, hadi Maksim'e gidelim, sergi açalım diye düşünmedik. Yoksa bugüne kadar yapılırdı böyle bir şey. Rakkase için başta Topkapı Sarayı olmak üzere pek çok mekan düşündük. Sonra neden Maksim olmasın dedik. Sonuçta burası da bugüne kadar hep sanata hizmet etmiş bir yer. Bir kere de çağdaş bir resim sergisine ev sahipliği yapsın istedik. Çünkü serginin konseptine çok uyuyordu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!