Güncelleme Tarihi:
Göndermiş Berrin arkadaşım bana ‘yıllarca önce’ (gerçekten de yıllar olmuş, 4 seneyi geçmiş) Milliyet’te çıkan yazısını göndermiş.
O güzel günleri hatırladım, ben de güldüm...
İşte o güzel yazı:
FRİKİK DEĞİL KASITLI PENALTI
Hülya Avşar’ın televizyon şovuna katılan Ayşegül Aldinç’in, ortadaki su oluğuna bastığını, ev sahibesinin de misafirinin ardından güldüğünü yazmıştım. Hatırlar mısınız, bir de Bir Kış Öyküsü müzikaline, sırf Nilgün Belgün’ün "potansiyel frikiğini" görmeye gelen seyirciden bahsetmiştim.
Dün, gazetelerde (resimli - yanda) bir haber vardı: Nilgün Belgün de aynı havuza düşmüş, hem de beline kadar ıslanmış. Ev sahibesi de yine kahkahalarla gülmüş. Bizim frikikçi, Avşar’ın o programdaki kıyafetini gördüyse, artık adres değiştirecek demektir.
(Milliyet, 2 Şubat 2001)
*
Not: Yazının tadını çıkarabilesiniz diye, yukarıda söz konusu olan, biraz daha eski tarihli, 15 Ocak 2001’de yine Milliyet’te yayımlanmış Frikik Meraklısı başlıklı yazıyı da okutayım size:
FRİKİK MERAKLISI Haldun Dormen’in adeta yeniden hayat verdiği Bir Kış Öyküsü adlı müzikali görmediyseniz, mutlaka görün. Maltepe’de, Yayla Sanat Merkezi’nde. Oyun, Cevat Fehmi Başkut’un. Duymadıysanız, Kemal Sunal’ın, şimdi adını çıkaramadığım filmine, televizyon kanallarında en az elli kere rastgelmişsinizdir. Hani, bir Anadolu kasabası yeni kaymakamını beklemektedir, ama kar yolları kapamıştır. Derken iki kişi çıkar gelir. Biri kendini kaymakam diye tanıtır, diğerini de hâkim tayin eder. Halbuki bunlar akıl hastanesinden kaçmış iki delidir, aslında. Konu güzel, oyuncular çok iyi, dekor, kostüm, müzik her şey dört dörtlük... Ancak, Yayla Sanat Merkezi’nin Müdürü Dilek Hanım’ın seyirciden şikâyeti var, daha doğrusu BİR seyirciden; belli bir seyirciden. Adam, tiyatroya telefon edip nefes nefese soruyormuş; bir kere değil, üç kere değil, beş kere değil (televizyondaki gazete promosyonları gibi oldu): "Bir Kış Öyküsü için, en ön sırada ve tam ortada boş yeriniz var mı?" Dilek Hanım, önce "seyirci çok memnun, oyunu tekrar görmek istiyor" diye sevinecek olmuş, ama beyimizin tiyatro sevgisinin arkası gelmiş. Ve durum anlaşılmış: bir fahişeyi canlandıran Nilgün Belgün’ün, oyunun bir sahnesinde, "frikik vermesi" ihtimali varmış. Tiyatrosever, işte bu "potansiyel" frikiği yakalayabilirim ümidiyle ön sırada ortada oturup oyunu defalarca seyrediyormuş. Oyunu da seyretmesine engel değildir herhalde! (Milliyet, 15.01.2001)