Fransız Sokağı’nda tabak tabak Cezayir eriştesi götürdüm

Güncelleme Tarihi:

Fransız Sokağı’nda tabak tabak Cezayir eriştesi götürdüm
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2005 00:36

İİtiraf ediyorum, Fransız Sokağı’na adımımı ilk kez daha geçen hafta attım. Yanlış anlaşılmasın, bilmediğimden, bana uymadığından değil. Tam aksine adı geçen sokak meskenime 200 metre mesafededir. Üstelik sokağın yaratıcısı Mehmet Taşdiken şahidim olsun, daha meclisi aliniz adını bile bilmezken, bu projeyi çarşaf gibi ilk kez bendeniz duyurdum.

Benim meselem tamamen ideolojikti: Cezayir Sokağı’na, kör gözüm parmağına, Fransız Sokağı denmesi kanıma (bana n’oluyorsa) dokundu. O yüzden ne zaman üstünden (Hayriye Caddesi) ya da altından (Bostancıbaşı Caddesi) geçsem, sokaktaki cıvıltıya kaçamak bir bakış atıp, bir iç çekerdim ki, siz onu Galatasaray Lisesi’nin arka surlarına sorun.

Derhal toparlıyorum: Bu sokaktaki Abra Cadabra adlı mekanın işletmecisi Dilara’dan geçen hafta bir davet aldım. Fransız Sokağı’nda Cezayir Gecesi düzenliyordu, üstelik Cezayir konsolosu da geliyordu!

Oğlum Savaş, konsolos bile gidiyor, bu kez gittin gittin, yoksa bu köşe sana haram, deyip gittim. Gerçi konsolos bey, Cezayir-Fransa arası bu tür bir polemik istemedikleri için benden yazmamamı rica etti ama affetsinler dayanamadım.

Aman Allahım, ne şahane geceydi! Cezayir müzikleri, Cezayirli kadınların yaptığı frik çorbaları, kuskuslar, riştalar (erişte), triteler, gateau algerien’ler (cezayir tatlısı) ve Cezayir şarapları.

E, ‘Yedin içtin, bize ne?’ diyorsanız, El sabır ya okuyucu, onun da bir sebebi var: Dilara bir-iki ay içinde toptan bir Cezayir haftası yapacak, onun haberini de şimdiden vereyim istedim. Vakti gelince tekrar hatırlatırız.

Haaaa, yeri gelmişken size bir söz daha: Bu şehri saadette, her kim ki o tattığım enfes yemekleri sunan bir Cezayir Lokantası açar, bu köşede manşetten duyurulacaktır. Elzem azizim, vallahi de billahi de, İstanbul’a bir Cezayir lokantası elzem.

ÇOCUKSUZ BİR BRUNCH!

Ece, Ayşegül Aldinç’e açık büfedeki hamur işlerini anlatıyor. benim tercihim her zamanki gibi pişi ve kıymalı gül böreği. Gerçi Ece’nin bu börek için daha müstehcen bir ismi var ama burası yeri değil, gidince kendisine sorarsınız. Aldinç gibi, Mustafa Oğuz, Derya Alabora, Işıl Kasapoğlu, Sumru Yavrucuk da Ece’nin bruch’larını kaçırmıyor.

Biliyorum ve göğüs geriyorum: Bu söylediklerimden dolayı Dünya Nüfus Patlatma Birliği ile Saldım Brunch’a Mevlam Kayıra Derneği beni topa tutacak ama bunu da birinin söylemesi lazım:

Sevgili ebeveynler, biz çocuk sahibi olmayanlar çocuklarınızı sizinle birlikte büyütmek zorunda değiliz. Hadi diyelim ki ben fazla radikalim. (Bana sorsanız şehirlerarası toplu taşımacılık bile çocuklu-çocuksuz diye ayrılmalı.) Ama sizin çocuğunuz var diye biraz kafa dinlemek herkese haram mı olmalı?

Diyelim bir pazar günü haftanın yorgunluğunu atmak için şık bir yere gitmişsiniz. Herşey iyi, servis güzel, yediklerinizden içtiklerinizden memnunsunuz. Dergi-gazete karıştırıyor ya da sohbet ediyorsunuz. Ama bir yandan da etrafınızda keyfinizi bozan bir şeyler olup duruyor.

Pata pata koşturan, sandalyenizi itekleyen, masaya çarpıp yere birşeyler düşüren, olmadı anne babasına avaz avaz bir şeyler anlatan mutlu pazar çocuklarıyla çevrilmişsiniz.

Maalesef yapacak da hiçbir şey yok. Ama en azından benimle aynı dertten mustarip ‘bir kısım okuyucu’ya konuyla ilgili bir süper bir adres işaret edeyim de bu haftaki mevzunun kulbu olsun: Efendim, Kuruçeşme Ece, şahane kış brunch’larına bir süredir tekrar başladı. Bu yılki farklılık, alt kattaki Aynalı Meyhane, pazar günleri çocuk kulübüne dönüştürülüyor. Semaver Kumpanya’dan Serap ablaları onlara drama çalıştırıyor, şeker ağaçları, defter-boya, oyuncaklar, balonlar sayesinde üst katta tek bir çocuk görmüyorsunuz.

ECE’DE TÜM GÜN BRUNCH 30 YTL!

Sabah 10.00: Kahvaltı açıkbüfesi peynir masası, zeytin masası, füme et masası, ev yapımı börekler, poğaça-kek-kurabiyeler, pişi, yumurtalar, tereyağı-bal-pekmez, ev yapımı reçeller, çay-kahve-meyve suları ile başlıyor.

Öğle 13.00: Kahvaltı masasına iki masa daha ekleniyor, sarma-sebze-ot zeytinyağlıları geliyor. Sarı vokta ikram ediliyor.

Öğleden sonra: Sabahtan beri süren açık büfeye bir masa daha ekleniyor, sıcak ev yemekleri geliyor. Geçen hafta erişteli yeşil mercimek, tereyağlı pilav ve mantarlı dana eti vardı. Sofra gece yarısına kadar kalıyor. Bunun dışında içkiler ücretli. Fikriniz olsun diye: Bir bira 7.5 YTL. Tel: 212. 265 96 00

ECE’NİN SARI VOTKASININ TARİFİNİ ÇALDIM

Ece’nin müşterilerine sunduğu özel sarı votkası. Siz de evinizde yapabilirsiniz. Bir şişe Altınbaşak votkadan bir duble eksiltin. İçine 4-5 tane karabiber, soyulmuş bir limon kabuğu ve bir tane kesme şeker atıp, 1 saat ağzı açık dinlendirin. Kapalı halde (2-4 gün) sarı renk alana kadar bekletin, sonra limon ya kabukları ya da votkayı daha dekoratif bir kaba alın. Plastik bir kabın içine su doldurup şişenin etrafından buzdan bir kalıp çıkacak şekilde dondurun. Plastiği sökün, buzun içinde duran şişeden yüksük bardaklara servis yapın. Kimisinin Rus voktası dediği bu olaya üst-orta sınıflar şu ara bayılıyor.

Aşk mabedine kilit takın

Beyoğlu Cambaz da, Sevgililer Günü için ilginç bir gece düzenledi. 14 Şubat gecesi birbirini seven çiftler, demir parmaklıklardan hazırlanan sembolik ‘Aşk Mabedi’ne taktıkları asma kilitlerle aşklarını ölümsüzleştirecekler. Yanında kilit getirene o gece giriş ücreti yok. Sordum, seyyarda üç milyona küçük bir kilit bulabiliyorsunuz. (212) 244 75 92

Kış ortasında havuz romantizmi

Çırağan Kempinsky Otel 14 Şubat için açık havuz keyfi sunuyor. Çiftler buraya gelip 31 derece havuzda Boğaz’a nazır romantizm yaşayabilirler. Sordum, isteyen gece boyunca havuza devam edebilecek. Yalnız fiyatı Sevgililer Günü’ne göre: 95 dolar ve KDV. Yemek ve içki siparişi mümkün ve ama fiyatlar ekstra. (212) 326 46 46 - 7235

BLUES SEVENLERE

Byther Smith Babylon’da

Efes Pilsen 15 yıldır sürdürdüğü Blues festivalini bu yıl sene içine yayma kararı aldı. Festivalin ilk konuğu Chicago Blues’un yaşayan efsanesi Byther Smith ve grubu The Nightriders. Sevecen kişiliği ile tanınan Smith ilhamını insanlarla iletişiminden aldığını söylüyor. 8-9 Şubat 21.00, Ayakta 15, öğrenci 10 YTL. (212) 292 73 68

ŞİİR SEVENLERE

Cemal Süreyya şiirleri İş Şanat’ta

‘Şimdi sen kalkıp gidiyorsun, git/Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler...’ İkinci Yeni’nin ustalarından Cemal Süreyya’nın şiirleri müzik ve şarkılar eşliğinde İş sanat İstanbul Salonu’nda. Piyanoda Serdar Yalçın var. Giriş ücretsiz. 7 Şubat Pazartesi, 20.00. (212) 316 10 83.

SALSA SEVENLERE

Tsunamizede çocuklar için salsa!

İstanbul’un önde gelen Salsa Dans Okulları Mundo Latino, FFDC, DansTurk ve Cihat Can Dance Company Markiz-Buz Hole’de büyük bir dans buluşması gerçekleştiriyor. Gecenin geliri UNICEF yoluyla felaket bölgesinde yaşayan çocuklara ulaştırılacak. 9 Şubat Çarşamba, 10.00. Giriş: 20 YTL. (212) 245 83 94
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!