Fotoğrafın ruhu

Güncelleme Tarihi:

Fotoğrafın ruhu
Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2000 00:00

Haberin Devamı

YAŞAMIMIZIN her alanında, zaman içerisindeki deneyimlerin değerini ve önemini bilmeyen kalmamıştır umarım. Fotoğraf sanatçıları veya sanatçı adayları için de bu geçerlidir.

Deneme, yanılma ve sonuçlarından ders çıkarma, daha sonra biraz daha deneyimli olarak tekrar denemelerle, fotoğraf yaşantımız bir uzayan zincir halinde devam eder.

Yani her ‘‘deneyimli’’ veya ‘‘usta’’ olarak nitelendirdiğimiz kişinin işi kolaylaşmış diye birşey olmaz kanısındayım. Tecrübenin ve deneyimin sınırı olabileceğini düşünemiyorum. Bu sınırlamayı getiren varsa da yanıldığından emin olabilir.

Değerli ve tanınmış fotoğraf sanatçılarının çalışmaları da sınır tanımadan ve aynı heyecanı duyarak yaptıkları çalışmalardır. Her zaman yeni bir ortam, yeni bir ışık, gizli, saklı ve gözden kaçmaması gereken, kareyi etkileyebilecek bir sürü detay.

Görüntüyü beğendikleri taktirde, hiç çekinmeden aynı anı defalarca belki de aynı noktadan çekerler. Bu tarama esnasında çeşitli enstantane, diyafram ve zoom oyunları yaparak, o an düşünülenin en optimal sonucunu elde etmeye çalışırlar.

ŞAŞIRTICI VE DOYURUCU

Zira usta veya usta adayları, genelde çekim ortamındaki akıp giden hareketliliğin içinde, ona en önemli gelenin peşindedirler. Her zaman doğal ortamda, doğal ifadeyi yakalamak isterler. Bir tek karede, koca bir anlatımı sergilemelidirler. Fotoğraf şaşırtıcı ve aynı anda doyurucu olmalıdır.

Fotoğraf seçimi yapan usta bir fotoğraf sanatçısını izlerken, başınız dönebilir. Bu hızla, iyiyi kötüyü nasıl ayırdedebiliyor diye şaşırır kalırsınız.

Büyük bir ihtimal, böyle bir müsrifliğe de ilk kez rastlıyorsunuzdur. Zira çekilmiş yüz kare içinden belki 5, belki 25, belki de 3 tanesi bir kenara konur, diğerleri ise şanslarını yitirmişlerdir.

SABIR VE BİLGİ

İnsan ağırlıklı çekimler oldukça zordur. Genelde insanların başkaları yanında varsa, hele hele bir de kamera varsa, iyi fotoğraf için gerekli olan doğallıklarını gizlerler.

İşte gizledikleri o kaygıları, umutları, umutsuzlukları, beklentileri, nefretleri ve mutluluklarını ortaya çıkarıp karede yakalayabilmek hiç de kolay değildir. Sabır ister, bilgi ister, deneyim ve el çabukluğu ister.

Manzara ağırlıklı çekimlerde de, durum çok farklı olmamakla birlikte, yaratmak istediğiniz fotoğrafı, kafanızda zaman faktörü olmadan kurma şansına sahip olabilirsiniz.

Bu durumda da istenilen sonucu şansa bırakmak istemiyorsanız, aynı ortamda uzun süre kalmalı veya tekrar tekrar aynı yere gitmelisiniz. Bana işin bu bölümünün gerçekleştirilmesi en zor olanı gibi geliyor.

Konuk Yazar

Filiz şenay (ANFAD üyesi)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!