Fotoğraf çektirmek için durmasaydım şimdi hayatta olmayacaktım

Güncelleme Tarihi:

Fotoğraf çektirmek için durmasaydım şimdi hayatta olmayacaktım
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 19, 2008 00:00

Üç ay önce Çeşme'de uğradığı silahlı saldırıda bacağından vurulduktan sonra Özcan Deniz, ilk kez konuştu.

Haberin Devamı


Üç ay önce Çeşme'de uğradığı silahlı saldırıda bacağından vurulduktan sonra ilk kez konuşan Özcan Deniz, "Hayranım olan o kız fotoğraf çektirmek için beni durdurmasa, şu an ölmüştüm" dedi.


Öncelikle geçmiş olsun. Çok zor günler geçirdiniz, şimdi nasılsınız?

- Teşekkür ederim. Allah’a şükür çok iyiyim. Şu an ayağımı yere basabiliyorum. Ama ay sonuna kadar çok emin olamadığımız bazı şeyler var. Az da olsa bir risk söz konusu, fakat bu risk günden güne azalıyor. İlk altı ayı sağ salim atlatırsam, hiçbir sorun kalmayacak.

n  Nasıl bir risk var?

- Kırılan uyluk kemiğine Kızılhaç’tan temin edilen kemik takıldı. Yani kemik nakli yapıldı. O kemiğin kaynamaması, vücudun kabul etmemesi, enfeksiyon kapması gibi riskler var. Zaten en önemlisi enfeksiyondu. İlk üç

/images/100/0x0/55ea732af018fbb8f880b953
ay, bu anlamda tehlikeli dönemdi. İki hafta sonra üç ay bitecek. Şimdilik bir sorun yok. Onun dışında çok sağlıklı, düzenli bir fizyoterapi görüyorum. Bu tedavi beni bir ay sonra bastonlardan kurtaracak. Haziranın ortasında da bastonsuz yürümeye başlayacağım. Bastonsuz yürümeyi unuttum. O yüzden yürümeyi bebekler gibi yeniden öğreneceğim.

Haberin Devamı

n  16 Şubat’a, yani vurulduğunuz güne dönersek eğer, o tarihlerde hiç tehdit alıyor muydunuz?

- Hayır... Ben sanat hayatım boyunca hiç tehdit edilmedim.

n  O gece sahneye çıktınız, her şey normaldi. Sahneden indiniz, hayranınızla fotoğraf çektirdiniz ve silah sesi duydunuz. O an ne hissettiniz?

- Çok keyifli bir geceydi. Sahneden indim, otelin lobisine doğru yürürken bir hayranım beni durdurdu ve fotoğraf çektirmek üzere durduğum an silah patladı. Canım yandı, bir anda kendimi yerde yatarken buldum. Dolayısıyla 3-5 saniye bir algı bozukluğu yaşadım. Ne olduğunu anlamaya çalıştım.  Çünkü etrafta feci bir telaş vardı. Ve ben o telaşın, o kargaşanın arasında yerde yatıyordum. Herkes üstümden atlıyordu. Bir an ezileceğimi düşündüm. Ve ağzımdan çıkan ilk cümle "Ayağıma dokunmayın!" oldu.

Haberin Devamı

n  Sizi vuranı gördünüz mü?

- Yerde yatarken kalabalığın arasında hayal meyal gördüm. Birçok insan küfür ederek saldırdı, herkes ona vuruyordu. Gücümü toplayıp "Vurmayın" diye bağırdım. Sonra ambulans geldi. İşte o an, yani beni kaldırdıklarında bacağıma mermi girdiğini ve içeride bir şeyler olduğunu, bacağımın kırıldığını anladım. Çünkü müthiş bir acı hissetim. Hastaneye giderken tek düşündüğüm şey ise, haberin aileme ulaşmamasıydı. Hemen annemi aradım. Konser salonunda bir kargaşa yaşandığını, gazetecilerin bu kargaşayı yanlış anladıklarını, benim vurulduğumu zannettiklerini, böyle bir şeyin olmadığını söyledim. Gece boyunca bütün ailemi aradım ve iyi olduğumu anlattım. Hastaneye gider gitmez de İstanbul’daki aile doktorum Kürşat Salgar’ın bilgisi ve denetimi altında hemen ameliyata alındım zaten.

Haberin Devamı

Hareket etmeyen ayağıma sabaha kadar bakarak oynatmayı başardım

n  Ameliyattan çıktıktan sonraki durumunuz nasıldı?

- Ameliyattan çıktıktan sonra ayak bileğimi sağa-sola oynatamıyor, bacağımı hissetmiyordum. Doktoruma "Ayağımdaki sinirlere bir şey oldu mu, basabilecek miyim, yürüyebilecek miyim, topal mı kalacağım" diye peş peşe sorular sordum. Fakat kesin cevaplar alamadım. Uyluk kemiğimin kırıldığını biliyordum ama sinirlerimin sağlam olup olmadığı konusunda kimse bir şey söylemiyordu. Çünkü merminin yarattığı termal etkiden dolayı sinirlerde sinir küsmesi diye bir şey yaşanırmış. Bu bir küsme miydi, yoksa sinirler harap mı olmuştu, bunu zaman içerisinde öğrenebilecektik. İşte bu bekleme durumu sinirimi bozdu. O an tek düşündüğüm şey "Tek ayakla hayatımı nasıl geçindirebilirim?"di. Nasıl bir hayatın beni beklediğini bilmiyordum.

Haberin Devamı

n  Sonra?

- Sonra kendimi topladım ve ameliyat olduğum günün gecesi, sabaha kadar ayağıma baktım. Hem de hiç gözümü kırpmadan. Sabah bir şey oldu ve ben bir anda ayak bileğimi "Tak" diye hareket ettirdim. O an ailemin ve benim yaşadığım heyecanı size anlatamam. Bu arada buradan Çeşme’de ilk ameliyatımı yapan Opr. Dr. Yavuz Kıranyaz’a çok teşekkür ederim. Çok başarılı bir ameliyat gerçekleştirmiş. Daha sonra uçakla İstanbul’a geldim. Ve burada da bir ameliyat geçirdim. Prof. Dr. Azmi Hamzaoğlu, riske girerek kırılan kemiğe donör koydu. Bir daha ameliyat yaşamamam için çok ciddi bir sanat eseri yarattı ayağın içinde.

n  Siz konuşurken aklıma bir şey geldi. Eğer konser çıkışı o hayranınız resim çektirmek için sizi durdurmasa, her şey çok farklı olabilirdi.

- Ben o fotoğrafı çektirmesem, şu an ölmüş olabilirdim. O kız beni durdurmasaydı, hızlı adımlarla asansöre doğru gidecektim. Bu kişi arkamdan gelecek ve beni arkadan vuracaktı. Şarjörü doluymuş, yani bütün şarjörü arkamdan boşaltacaktı. Adam çok sağlıklı değilmiş. Ya alkol ya da hap almış, tam bilmiyorum ama sağlıklı olmadığını söylediler. O yüzden arkamdan ateş etse, o kurşunların bacağıma gelmesi muhtemel bile değildi.  O kız durdurdu her şeyi.

Haberin Devamı

n  Peki Özcan Bey, vurulmanızla ilgili pek çok şey söylendi. Bütün iddiaları tek tek sormak istiyorum. İstek şarkıyı okumadığınız ve adamın kız arkadaşına baktığınız için bu olayın yaşandığı iddiaları var...

- Kötü niyetliler böyle olmasını arzu ettiler. 20 yıllık sahne deneyimi olan bir adamım ben. Sahnede nasıl davranmam gerektiğini, nasıl hitap etmem gerektiğini bilen biriyim. İstek şarkıyı söylememem diye bir şey söz konusu değil.  Bu eylem, planlı ve programlı yapılmış. O kişi oraya beni izlemek için gelmemiş. Kim ya da kimler tarafından gönderilmiş, dava sonucunda ortaya çıkacak. Ve suçlu olan cezasını bulacak.

n  Sonra da biri, sizin 2003’te yurtdışındaki bir konsere çıkmadığınızı ve o konseri yapan organizatör tarafından vurdurulduğunuzu öne sürdü.

- İsviçre’deki konserimden bahsediyorsanız eğer, o konseri organize edenler bizi arayıp olayla hiçbir ilgilerinin olmadığını özellikle bildirdiler. Bazı konserlerden, ödeme ve organizasyon bozukluğu, ahlaki platformda yapılmaması gibi sebeplerle geri döndüğüm olmuştur. Çünkü oradaki sorumluluğu ben değil, beni oraya götüren menajerlerim taşıyor. Bana menajerlerim "Çık" derse çıkarım, "Çıkma" derse çıkmam. Sonuçta beni oraya çağıran kişiyle bire bir el sıkışan, parayı alan, sözü veren ben değil menajer ya da organizatörlerdir. Ama fatura ünlü olduğumuz için bizlere kesilir.

YARIN

 "Seks kasedi" yüzünden şantaj yapılıyor muydu?

 "Ertelenmeyecekler" listesine neler yazdı?

  Tetikçiyi affetti mi?

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!