Fahriye’yi sadece evine bıraktım

Güncelleme Tarihi:

Fahriye’yi sadece evine bıraktım
Oluşturulma Tarihi: Eylül 20, 2008 00:00

Alişan, Fahriye Evcen hakkındaki sözleri ile hem halkın tepkisini çekti hem de eski dostu Özcan Deniz'i kızdırdı.

FAHRİYE EVCEN-ÖZCAN DENİZ FOTOĞRAFLARI

Haberin Devamı

Alişan, geçtiğimiz günlerde Fahriye Evcen hakkındaki sözleri ile hem halkın tepkisini çekti hem de eski dostu Özcan Deniz'i kızdırdı. Deniz'le birkaç gün önce yollarını ayıran Evcen için "Altı ay birlikteydik. Yemeğe çıktık. Onun dışında herhangi bir şey yaşamadık" dediği iddia edilen Alişan, olayın perde arkasını Hafta Sonu dergisine anlattı.

- Öncelikle "Gonca Karanfil"deki Karanfil Kemal’i tanıyalım. Bize bu yiğit mahalle delikanlısını anlatır mısın?

Karanfil Kemal, biraz Aynalı Tahir’e benziyor, biraz "Cennet Mahallesi"ndeki Ferhat’a... Sevdiği insanlar için ölümü bile göze alabilen bir adam. Mahallesine gelebilecek her türlü tehlikeye karşı göğsünü siper etmeye hazır bir delikanlı. Yalanı, iftirayı hiç sevmiyor. Ama ne yazık ki bir yalana, iftiraya kurban gidiyor, hapse düşüyor. Karanfil Kemal’in iki hayatı var aslında; hapisten önceki ve hapisten sonraki. Çünkü hapse girip çıktıktan sonra her şey değişiyor. Mesela, sevdiği kız başkasıyla nişanlanmış, babası ölmüş, giderken bıraktığı hiçbir şey döndüğünde aynı değil. O da zaten iş hayatına başlıyor.

Haberin Devamı

- Alişan daha önce de hapse düştü, değil mi?

Fahriye’yi sadece evine bıraktım
Evet, "Aynalı Tahir"de de "Cennet Mahallesi"nde de hapse girdim. İlginç tesadüfler var bu dizide. Mesela, teklif doğum günümde, 19 Haziran’da geldi. Teklifi getiren, bu işe ilk başladığım dizi olan "Aynalı Tahir"in yapımcısıydı.

- Rolüne nasıl bir hazırlık yaptın?

Hazırlık yapmadım. Karanfil Kemal tanıdık karakter zaten. Bildik bir tip.

- Onun gibi delikanlılar var mı İstanbul’da?

Evet, Karanfil Kemal gibi delikanlılar çok var İstanbul’da. Mesela, diziyi çektiğimiz Beykoz’daki mahallelerde rastladım. Yiğit, dürüst, mert delikanlılar... Biz yaşadığımız camiada böyle delikanlılara rastlamasak da, var.

- Senin çocukluğunda onların sayısı daha mı çoktu acaba?

Evet, çocukluğumda sayıları daha çoktu. Çünkü mahalle kültürü farklıydı. Ben Kurtuluş’ta büyüdüm. O dönemde bir mahallede herkes birbirini tanırdı, sayardı, severdi. Üç yaşındaki çocuk mahallede sokağa çıkardı, aileler korkmazdı. Şimdi sapıkların sayısı çoğaldı. Organ mafyası var. Aileler çocuklarını evin içinde büyütüyor. Komşuluk ilişkileri sona erdi. Bırakın mahalleyi apartmandaki insanlar bile birbirlerini tanımıyor.

Haberin Devamı

- Dizi "Hayali olmayanın hayatı yoktur" sloganıyla yayımlanıyor. Peki Alişan’ın hayali ne?

Büyük bir hayalim yok. 1996'daki ilk röportajımda kalıcı olmak istediğimi söylemiştim. Çok şükür bu hayalim gerçekleşti. 12 sene sonra bak neredeyim? O zamanki hayalim, konsere çıkmak ve herkesin benim şarkılarımı benimle birlikte okumasını görmekti. O zamanlarda Hilmi Ağabey (Topaloğlu), beni hep birilerinin (Özcan Deniz, Mahsun Kırmızıgül) peşinden, onların konserlerine uvertür olarak yollardı. Onlardan önce sahneye çıkar, yarım saat şarkı söylerdim. Maksat sahneye alışayım, tecrübe kazanayım... Ne zamanki "Aynalı" başladı, her şey bir anda değişti, ön plana çıktım. Şimdi çok şükür sahneye çıkınca insanlar benimle birlikte şarkılarımı söylüyorlar. Birçok ödülüm var. Bunlar bana yeter çok şükür. Paraya gelince... Başarılı olunca zaten para geliyor.

Haberin Devamı

- Peki bundan sonrası için hayalin yok mu?

Var elbette. Dilerim bir sevgilim olur, ben de bir yuva kurarım.

- Dizilerde aşkı yaşarken, gerçek hayatta aşktan uzak mısın?

Biraz aşktan uzaklaştım... O nişan olayı bittikten sonra, aşktan soğudum. Kendimi işe verdim, deliler gibi çalışıyorum. İyi de oluyor, kendimi dinlememi önlüyor yoğun iş temposu.

- Yine aşık olabilirsin ama...

Vallahi aşktan korkuyorum artık.

- Evliliğe giderken bir ayrılık yaşadın, sıkıldın, üzüldün, bunaldın... Bu dönemlerde seni teselli etmeye kalkan, bu arada çaktırmadan gönlüne girmenin yollarını da arayan ünlü-ünsüz güzeller oldu mu?

Elbette oldu, ünlü de oldu, ünsüz de oldu. Benim de arayışlarım oldu. Çivi çiviyi söker derler ya ama olmuyor, zorlamayla olacak işler değil bunlar.

- Aşka, sevgiye ihtiyacın yok mu?

Olmaz mı, tabii ki var. Sanatçılar, yoğun kalabalıklar içindedir ama çok yalnızdır. Ben bu yalnızlığı paylaşmak isterim. Annem ve babam elbette yanımda, ama her şeyimi onlarla paylaşamam, anlatamam. Bir sevdiğim olmalı... Gerçi şu

/images/100/0x0/55ea2ecef018fbb8f8701c6d
anda Çağla (Şıkel) ve Demet (Akalın) var, beni yalnız bırakmıyorlar. İyi ki onlar gibi dostlarım var. Canlarım benim.

Haberin Devamı

- Dizideki Gonca (Aslıhan Gürbüz) ile kavuşabilecek misiniz?

Kavuşursak, dizi biter. Bu nedenle kavuşamayacağız. "Cennet Mahallesi"nde de Çağla ile kavuşamamıştık.

- Hem dizilerde mutlu olamıyorsun hem de özel hayatında...

Üstümde bir ağırlık var galiba!

- Gerçi Fahriye Evcen ile Özcan Deniz geçen hafta ayrıldı... Ama bu ilişki daha bitmeden yaptığın bir açıklama, çok tepki aldı. “Ben onunla daha önce çıkmıştım” açıklamasını yapmaya neden gerek duydun?

Offf, bu konu beni çok üzdü. Güya ben Sarıyer konserinde o gazeteciye “Özcan’dan önce altı ay ben çıktım onunla” demişim. Yalan bu! Haberi yazan gazeteciyle yüzleştim, "Ben seninle konuşmadım ki, nasıl yazarsın bunu?" dedim, “Duyum geldi” diye cevap verdi. “İyi de duyum geldiyse, benim ağzımdan nasıl yazarsın?” dedim, sustu.

- Daha önce bu konu hiç açılmadı mı?

Bir kanalın muhabiri sormuştu bu soruyu daha önce. “Sakın bana böyle bir soruyu bir daha sormayın. Onların son derece mutlu bir beraberliği var” demiştim.

- Fahriye Evcen’le tanışıklığınız var mı?

Ya şöyle oldu, "Yaprak Dökümü" dizisi yeni başlamıştı, bir akşam Güven (Hokna) Abla, Melek (Baykal) Abla, hep birlikte yemeğe çıkmıştık. Güven Abla, Fahriye’yi de davet etti. O gece topluca birlikteydik, finalde de Fahriye’yi evine bıraktım. Hepsi bu... Bu konuda hiç kimseyle de konuşmadım.

- “Alişan daha önce de buna benzer açıklamalar yaptı” diyenler oldu...

Haberin Devamı
Gülşen olayını attılar ortaya, evet. Erol Köse, Kral TV gecesine giderken Gülşen olayını attı ortaya. Ben hiçbir zaman
Fahriye’yi sadece evine bıraktım
“Birlikte olduk” demedim. Ama Erol Köse bu olayı ortaya atınca, bana gelip sordular. Ben de “Bir dönem böyle bir şey olmuştu” dedim. Yalan söyleyemem ki! Zaten daha sonra Avustralya konserindeki o görüntüler çıktı. Benim bile ilk kez gördüğüm görüntülerdi. Geçmişteki ilişkilerimi ortaya atmak gibi bir derdim yok benim. İşi gücü olmayan bazı sanatçılar bunu yapabilir ama benim ihtiyacım yok. Ben yıllarca kader birliği ettiğim arkadaşımın çıktığı kızla ilgili nasıl konuşurum?

O lafı ettiğimi kanıtlasınlar ülkeyi terk edeyim

- Bu olaydan sonra Özcan Deniz seni aradı mı ya da son onu aradın mı?

Konuşmadık. Ben ona mesaj attım. Ama böyle bir dostluğu zedeleyenler utansın. Özcan da sanırım onlara değil, bana inanacaktır. Olay şimdi mahkemede... Eğer benim o sözleri söylediğimi kanıtlayan çıkarsa, şarkıcılığı da oyunculuğu da bırakacağım ve Türkiye’yi terk edeceğim. Söz veriyorum, bunu yaparım da! Ama böyle bir açıklama yapmadım ben. Kendimi bu konuda aklayıp, bunu da herkese duyuracağım.

Görücü usulüyle evlenmek en iyisi

- Annen “Hadi oğlum, artık torun sevmek istiyorum” demeye başlamadı mı?

Vallahi annem de umudu kesti, uğraşmıyorlar benimle. Aile, kardeşim Selçuk’a kilitlenmiş durumda. Bayramdan sonra kız istemeye gideceğiz ona.

- Belki bu senin için de prova olur...

Ben provayı da yapmıştım ama!

- Peki Alişan görücü usulüyle evlenmeyi düşünür mü?

Neden olmasın, görücü usulüyle de evlenebilirim. Benim annem-babam da böyle evlenmişler. Galiba görücü usulü daha sağlıklı. Bizim sülalede herkes görücü usulüyle evlenmiştir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!