Evet doğru, ağlak şarkılar söylüyorum, arabesk bizim içimizde var çünkü

Güncelleme Tarihi:

Evet doğru, ağlak şarkılar söylüyorum, arabesk bizim içimizde var çünkü
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 2008 00:00

MTV Avrupa Müzik Ödülleri’nde geçen hafta sonu Avrupa’nın En İyi Sanatçısı seçilen Emre Aydın ile törenin düzenlendiği Liverpool’da, Beatles’ın ilk sahne aldığı mekanlardan birinde konuştuk. Aldığı ödülün Eurovision’dan daha önemli olduğuna inanan genç şarkıcı, kendisine yöneltilen "Ağlak şarkılar söylüyor" eleştirisine ilginç bir yanıt verdi: "Doğru, ağlak şarkılar söylüyorum. Ne kadar kabul etmek istemeyenler olsa da arabesk bizim içimizde var olan, bu toprakların duygusu."

Bu ödül sizce ne kadar önemli?

- MTV bir dünya markası ve bu ödül bence Eurovision’dan daha önemli. Sakın yanlış anlaşılma olmasın. Sertab Erener, Mor ve Ötesi, Kenan Doğulu ve Eurovision’a katılan diğer birçok sanatçımız çok büyük işler yaptılar ama MTV’den ödül almak ayrı bir şey. Çünkü MTV, müzik endüstrisinin lokomotifi. Dünyanın bütün büyük müzik adamları, yapımcıları ve yorumcuları bu ödül törenini takip ediyor. Madonna, Rianna, Beyonce ve daha birçok ünlü sanatçının doğuşuna aracı olan MTV’nin, müzik piyasasına getirdiği açılımlar açısında Eurovision’dan daha önemli olduğuna inanıyorum.

Bu ödülün ardından klipleriniz bütün MTV kanallarında dönmeye başlayacak. Avrupa’ya açılma yolunda nasıl bir strateji belirleyeceksiniz?

- MTV Avrupa’nın menajerleriyle görüşme fırsatım oldu. Benden İngilizce single yapmamı istediler. Bu ödülün ardından sıcağı sıcağına İngilizce single çıkarmayı düşünüyoruz. Tabii pop figürü olma gibi bir derdim yok. Türkiye’deki duruşum neyse aynen onu koruyacağım.

Daha önce söylediğiniz parçalardan birini mi single yapacaksınız?

- Bazı gruplar önce kendi dillerinde single yapıp daha sonra bunu uluslararası piyasaya İngilizce sürüyorlar. Ama ben henüz tam karar veremedim. Belki yeni bir şey yapabilirim. Zaten yeni albümün hazırlıklarına başlamıştım. Ancak İngilizce single’da Türkiye’deki albüm formatından farklı, içinde etnik öğelerin yer aldığı alternatif bir şeyler yapabiliriz.

"Etnik öğeler" derken umarım Anadolu rock yapmaktan bahsetmiyorsunuzdur.

- Hayır, hayır öyle bir şeyden bahsetmiyorum. Yarım seslerden bahsediyorum. Yabancılarda yarım sesler yok. Yani yarım seslerin olduğu, etnik ezgilere ve çalgılara yer veren modern bir şeyler düşünüyorum. Belki elektronik müziğe de göz kırparız.

LİVERPOOL BENİM ŞARKILARDAN DA DEPRESİF

Hakikaten Avrupa’da varolmak istiyor musunuz?

- "Ben bu yola baş koydum" falan demiyorum, böyle bir hırsım da yoktu. Açıkçası bu ödülü alana kadar yurtdışına yönelik bir single çıkarmayı düşünmemiştim. Avrupa’da kariyer yapmak gerçekten zor bir olay. Ama bu ödülle birlikte uluslararası projeler ortaya çıktı. Madem bana böyle bir fırsat sunuldu ben de bunu en iyi şekilde değerlendirmeye çalışacağım.

İngilizceniz nasıl?

- Gayet iyi. Zaten eskiden barlarda İngilizce şarkılar söylerdim. İngilizce şarkı söyleme konusunda sorun yaşayacağımı düşünmüyorum.

Liverpool’u nasıl buldunuz?

- Beatles hayranıyım. Beatles’ın memleketine gelip, buradan ödül almak hakikaten güzel bir duygu. Yalnız burası benim şarkılarımdan da depresif ve kasvetli bir yer. Buraya geldiğimiz günden beri güneşi hiç görmedik, hava hep kapalı. Burada bir hafta daha kalsam kendimi asarım herhalde.

Birçok röportaj verdiniz. Herhalde en ilginç olanı da Perez Hilton’a verdiğiniz röportaj olsa gerek.

-
Perez Hilton blog yazarıymış ama acayip ünlü. ABD’de önemli bir pop figürü olduğunu ben de yeni öğrendim. "Bu adam çılgın, seni kışkırtan sorular yöneltebilir aman dikkat" diyerek beni uyardılar. Ama bu uyarıların tersine çok tatlı bir adamla karşılaştım. Bana çok yapıcı, hatta anaç yaklaştı bile diyebilirim. Röportaj bornozuyla geldi. Biraz megaloman bir arkadaş galiba. Daha başta "Beni tanıyor musun?" diye söze girdi. "Tanıyorum" deyince de çok mutlu oldu. "Skandalın yok mu senin hiç" falan dedi. "Yok" deyince de şaşırdı. Anlayacağınız fazlasıyla light röportaj oldu.

Kariyerinizdeki gidişattan memnun olmalısınız. Özelikle de bu ödülden sonra.

- Çok memnunum. Ekibimle doğru işler yaptığımızı şimdi daha iyi görüyorum. Aradan iki sene geçti, hálá en çok satanlar listesinde ilk 10’dayız. Bir albümün iki sene ilk 10’da yer alması önemli olay. Beni en çok sevindiren ise müzik adına inandığım fikirlerin doğru olduğunun ortaya çıkması.
/images/100/0x0/55ea1c2bf018fbb8f86bd82e

YENİ ALBÜMÜM EFKAR KONSEPTLİ

Neydi bu doğrular?

- Şarkı sözleri bizim için çok önemliydi. Türkiye’de şarkı sözlerine önem veren kitleyi hedef aldık. Albüm yapılırken genelde çıkış şarkısı için uğraşılır, geri kalan dokuz şarkı pek önemsenmez. Biz albümdeki 10 şarkıyı da çıkış şarkısı olarak gördük. Bugün Liverpool’da bana eğer şarkı sözlerim soruluyorsa bu benim için en büyük mutluluktur.

İlk albüm yalnızlık ve aşk üzerineydi. Yeni albümün teması ne olacak?

-Ben "Afili Yalnızlık"ı yaptığımda duygusal olarak çok kötü durumdaydım. Şöhret de insanı çok mutlu yapmıyor. Şöhretin beni yalnızlaştırdığını düşünüyorum. "Şimdi daha rahat yalnızlık albümü yaparmışım" diyorum. Yeni albümüm ’efkar’ konseptli olacak. İstanbul’un özellikle sonbaharda melankolik, efkarlı bir atmosferi olur. İşte o havayı yansıtan şeyler yapmak istiyorum.

ARKADAŞLAR KENDİ DUYGULARIYLA HESAPLAŞSIN

Özellikle son dönemde çıkan rock grupları ve sizin için "Bir zamanlar aşağılanan arabeski modern formda sunuyorlar", "Ağlak şarkıların ekmeğini yiyorlar" deniyor.

- Doğru söylüyorlar.

"Ağlak" denmesini siz bir aşağılanma olarak görüyor musun?

- Ben bu tür eleştirilere kafa yoracak, üzülecek biri değilim. Ama doğru söylüyorlar, ağlak şarkılar yaptım. Neticede ilk albüm ağlamaya yakın duygularla yazılmış şarkılardan oluşuyordu. Ama şu da var: Kim birini "Bu arabesk" yapıyor diye etiketliyorsa, bence onun kendisiyle ilgili problemleri var demektir. Ne kadar kabul etmek istemeyenler olsa da arabesk bizim içimizde var olan, bu toprakların duygusu. Ve ben, ama az ama çok, her insanda bu duygunun olduğuna inanıyorum. Ben hiçbir zaman bu arabesk yapıyor cümlesini bir aşağılama olarak algılamadım. Ama "Arabesk yapıyor" derken aşağılamayı hedef alanlar varsa da bu onların sorunu. Bu arkadaşları kendi duygularıyla hesaplaşmaya davet ediyorum.

BEATLES’IN MEMLEKETİNDE

Emre Aydın’la Liverpool’da The Cavern Club’ta John Lenon heykelinin gölgesinde konuştuk. Beatles ilk kez 25 Mayıs 1960’ta sahne aldığı Cavern’da 1961-1962 arasında 292 konser verdi. Cavern, Mart 1973’te bir metro çalışmasına kurban giderek yıkıldı ancak Liverpool’un ünlü futbolcusu Tommy Smith eski yapının orijinal tuğlaları ve mobilyalarıyla mekanı aslına uygun olarak restore ettikten sonra 1984’te halka açtı.

MTV Avrupa Müzik Ödülleri 2010’da İstanbul’da düzenlenebilir

Liverpool’da MTV’nin Avrupa Genel Menajeri Bhavneet Sigh ve MTV Türkiye’nin kurucusu Esra Oflaz Güvenkaya ile de konuştuk. "2008’in Avrupa Kültür Başkenti Liverpool’du. 2010’da ise İstanbul olacak. MTV Avrupa Müzik Ödülleri’nin İstanbul’da düzenlenme ihtimali var mı?" sorusuna Sigh şu yanıtı verdi: "Neden olmasın... Birçok aday var ve bu adaylardan biri de İstanbul. Ancak bu töreni gerçekleştirmek büyük bir prodüksiyon gerektiriyor. Dünya çapında 30’a yakın starı aynı günde bir araya getiriyoruz. Yeterli altyapı ve destek sağlanırsa İstanbul’da da yapabiliriz."

MTV’nin dünya üzerinde 168 ülkede 1 milyar insana ulaştığına dikkat çeken Güvenkaya ise şu yorumu yaptı: "MTV Türkiye’yi açarken ’Türk sanatçılarının yurtdışına açılmalarını sağlayacağız. Dünya starları yaratmak istiyoruz’ demiştik. Emre Aydın, Avrupa’nın en iyi sanatçısı seçilerek bu yolda önemli bir adım attı. Britney Spears nasıl seçiliyorsa, Emre Aydın’ı da öyle seçtiler. Yani Emre de aynı oylama sistemiyle değerlendirildi. Beyonce’lerin, Kanye West’lerin yarıştığı bir törende ilk defa bir Türk sanatçısının ödül alması bence çok anlamlı. Bir de Emre, İngilizce değil Türkçe parçayla ödül aldı. Bu da Türk müziğine büyük bir katkı sağlayacaktır."

The Hall’da Yamaha ve Myspace ortaklığı

Myspace’te sayfası olan müzik grupları 10 Kasım Pazartesi’den itibaren http://www.myspace.com/yamahastars adresine girerek Yamaha All Stars Band’i arkadaş listelerine eklemeye başladı. Bu aslında bir yarışmanın ilk ayağı. Gruplar yarışma şartlarını öğrenip yarışmaya katılmaya başladılar. Çünkü sonucunda çok güzel hediyeler var. Ünlü müzisyenlerle aynı sahneye çıkabilirler, muhteşem gitarlar kazanabilirler.

Myspace üzerinden gerçekleşecek yarışmanın sonunda üç şanslı müzik grubu, bir adet Yamaha RGX A2 gitar, bir adet Yamaha RBX4 A2 bas gitar ve bir adet YTR 1335 trompet kazanacak. Ayrıca, aynı gecede altı kişiye de Yamaha elektrik gitar teli, bas gitar ve akustik gitar teli ve drum ped’ler hediye edilecek. Yarışmayı kazananlar ödüllerini 27 Kasım Perşembe akşamı saat 22.00 The Hall’da Yamaha All Stars Band’in elinden alacak. Yamaha All Stars Band öyle herhangi bir grup değil. Amerika’nın ünlü caz topluluğu Rhythm & Brass’ın önemli üyelerinden olan Rex Richardson sahneyi Türkiye’nin en değerli müzisyenleriyle paylaşacak. Gitarda Okay Ersan, saksofonda Levent Altındağ, davulda Volkan Öktem, bas gitarda Eylem Pelit ve piyanoda Çağrı Sertel’in eşliğinde verilecek konserde üç şanslı yarışmacı da sahneye çıkıp Yamaha All Stars Band ile çalma fırstı kazanacak. Bütün bunlar için tek yapmanız gereken yukarıda yazan siteye girip yarışma kurallarını öğrenmek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!