Estetik yaptıranların sadece yüzde 5’i sosyetik

Güncelleme Tarihi:

Estetik yaptıranların sadece yüzde 5’i sosyetik
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 26, 2004 00:00

Estetik ameliyat yaptıranların sadece yüzde 5’i sosyete, geri kalan 95’i sizin gibi benim gibi normal vatandaÅŸlar! Ama siz gazetelerde hep sosyete denilen insanların operasyon geçirdiÄŸini okuyorsunuz. Brezilya’ya bakın, zavallı, fakir bir ülke. Ama estetik cerrahi inanılmaz yaygın. Yani parası olmayan da yaptırıyor. YaÅŸadığımız çaÄŸda ‘sosyal kabul’, görünümle ilgili. Bu yüzden bu iÅŸ bu kadar yaygın. Aynı eÄŸitimlere ve aynı özelliklere sahip iki insan düşünün, biri güzel ve bakımlı, diÄŸeri çirkin ve bakımsız. Hangisini iÅŸe alırsınız?Kadınsanız, böyle bir konuya kayıtsız kalabilmeniz mümkün deÄŸil. Hele söz konusu kiÅŸi, iÅŸinin duayenlerinden biriyse... 27 yıldır Almanya’da dünyanın en ünlü insanlarına istedikleri gibi, beÄŸendikleri gibi bir yüz ve beden veren adamsa... Onlara kendi gençliklerini sunan doktorsa... Aslında bu sa’ların sonu yok! Dr. Serdar Eren’den öğrenilecek ÅŸeylerin de! Türkiye’de Ender Mermerci ve Semiramis Pekkan gibi pek çok tanınmış insanın arkadaşı o. Ne var ki, sosyetik cerrah olarak tanınmaktan fevkalade rahatsız. GeçmiÅŸinde mikro cerrahi alanında kazandığı tonla baÅŸarı var. Hiç de öyle tapon ÅŸeyler deÄŸil. 82 yılında Alman basını günlerce ondan söz etmiÅŸ, birinin ayak parmağını el baÅŸ parmağına dikmiÅŸ. Onun alanları arasında el cerrahisi, rekonstruktif cerrahi ve organ transplantasyonu var. Yani adamı sadece estetik cerrah olarak tanımlamak, onun özelliklerini küçümsemek anlamına geliyor. Dünya çapında bir isim, ama Türkiye’de henüz tanınmıyor, ortalıkta efsanesi dolaşıyor, ‘Aaa o adam mı?’ deniyor, ama kimin nesi, neyin fesi bilinmiyor. Bu röportajla ilk defa Türk kamuoyuna takdim ediliyor....Maceranız nerede, nasıl baÅŸladı?-Ankara’da doÄŸdum, Ä°stanbul’da yetiÅŸtim. 22 yaşında Türkiye’yi terk ettim. 27 senedir Almanya’da yaşıyorum ve hekimlik yapıyorum. KliniÄŸim Köln’de ama ameliyatlar için dünyanın her tarafına gidiyorum...Tıp okumanızın özel bir sebebi var mı?-Benim baÅŸka ÅŸansım yoktu...Nasıl yani?-Bende ‘yardım etme sendromu’ var. Aslında doktorların çoÄŸunda var. Birine yardım ediyorsun, onu iyileÅŸtiriyorsun, hatta hayatını kurtarıyorsun; güya sen kanatsız bir meleksin ve kendinden çok baÅŸkalarını düşünüyorsun... Palavra tabii bunlar! Sonuçta ne oluyor? O, sana teÅŸekkür ediyor. Sadece bu kadar mı? Hayır, minnettar kalıyor. ‘Allah razı olsun!’ diyor. Bunu gerçekten inanarak ve içten söylüyor. Bu duydukların çok ama çok hoÅŸuna gidiyor, bütün hücrelerinle sevildiÄŸini hissediyorsun. MüthiÅŸ bir onaylanma yaşıyorsun ve bu sürekli tekrarlansın istiyorsun...Böyle bir sendromdan müstarip olduÄŸunuzu kendiniz mi keÅŸfettiniz?-Yok hayır. Yıllar sonra psikanalizde ortaya çıktı...Peki cerrah olmanızın özel bir sebebi var mı?-Ben manuel iÅŸleri çok seven bir insanım. MüthiÅŸ bir el becerim vardır...Ãœtü tamir edebilir misiniz mesela?-Tamir etmek ne kelime, kendi ütümü kendim yaparım! Cerrah olmamın sebebine gelince, o da kiÅŸiliÄŸimle alakalı....Anladım. Yine psikanaliz!-Evet. Ben yaptığım her ÅŸeyin mükemmel olmasını isterim. Mükemmeliyetçi bir adamım, sonra takıntılı ve detaycıyım. Bu bir hastalık. Ama çocukluÄŸumdan beri böyleyim. Ne var ki, cerrahi de böyle bir ÅŸey! Yani cuk oturmuÅŸ kiÅŸiliÄŸim ve mesleÄŸim. Ama özel hayatımda bu mükemmeliyetçiliÄŸimden kaçmaya çalışıyorum, çünkü insanları yoruyorum. Bunun için de profesyonel yardım alıyorum...AÅžK UÄžRUNA ALMANYA’YA GÄ°TTÄ°M22 yaşında Köln’e sizi hangi rüzgar attı?-Sema... Sema, 4 aylığına Ä°stanbul’a gelmiÅŸ bir tıp talebesiydi. Küçükken Almanya’ya gitmiÅŸ, gidiÅŸ o gidiÅŸ. Türkiye’ye tanımak ve bir süre çalışmak için gelmiÅŸti. Ä°nanılmaz güzel bir kız. Biz de 5 arkadaşız, çaktırmıyoruz ama birbirimizle mücadele ediyoruz, herkesin Sema’yla ilgili kendine göre hayalleri var. Ben de cerrahide çalışan bir asistanım, ileride eÅŸim olacak bu kızı, yanıma vermesinler mi? Gece yarılarına kadar birlikte çalışıyoruz, o karanlıkta eve gidemeyeceÄŸi için de haliyle ona eÅŸlik ediyorum! Bu eÅŸlik, Almanya’ya kadar devam etti...PeÅŸinden Almanya’ya gittiniz yani!-Evet. Türkiye’de bir kariyer umudum, planlarım, ailem, arkadaÅŸlarım, dostlarım vardı... Ama bu kız, herkesten, her ÅŸeyden ağır bastı. O kadar aşıktım ki bavulumu kaptım, gittim. 22 yaşındayken insanın gözü kara oluyor! Gider gitmez çalışmaya baÅŸladım. Birkaç ay içinde Almanca öğrendim. Zorlanmadım mı? Çok zorlandım. BaÅŸta kiÅŸiliÄŸimi kaybetmiÅŸ gibiydim. Türkiye’de en azından bir doktordum, bir ÅŸeydim, orada ise hiçbir ÅŸeydim. Çalıştım, çalıştım, çalıştım...Hiç düşünmediniz mi Türkiye’ye dönmeyi?-Türkçe’de bir laf var hani: ‘hanım köylü.’ Ben onlardanım. Ben eÅŸimin köyüne gittim, bunu da kabullendim, dönmeyi filan hiç düşünmedim. Ama 25 sene sonra, tesadüfen EÅŸkıya diye bir film izledim. Yıllar yılı bastırdığım bütün duygular, o filmle birdenbire yukarı çıktı. Nasıl aÄŸlamaya baÅŸladım. Durduramıyorum kendimi. Birden fark ettim: Ben geleceÄŸimi Türkiye’de yaÅŸayamamıştım, Almanya’da yaÅŸamıştım. Belki de aÄŸlamamın sebebi buydu... Ama orada inanılmaz baÅŸarılı oldunuz...-Evet çünkü ÅŸunu kabullendim: Bir ülkede, yabancı olarak yaÅŸayacaksanız, o ülkenin vatandaÅŸlarından 2 kat fazla çalışacaksınız. Normal bir Alman’la aynı seviyede kabul edilmem için benim ondan 2 misli fazla performans göstermem lazımdı. Gösterdim de...Artık uluslararası camiada tanınan bir cerrahsınız. Ä°stanbul’da da klinik açmaya düşünüyor musunuz?-Köln’de mükemmel bir kliniÄŸim var. BaÅŸka klinik neden açayım? Ben ‘business insanı’ deÄŸilim ki. Zaten dünyanın her yerinde ameliyat yapabiliyorum. Çağırıyorlar, Ä°stanbul’a da geliyorum...KENDÄ°NÄ° CEZALANDIRMAK İÇİN ESTETÄ°K YAPTIRANLAR VARSiz hálá kendinizi diÄŸer tıp doktorları gibi hayat kurtaran biri gibi hissediyor musunuz?-Ben artık kendimi insanların yaÅŸam kalitesini yükselten bir hekim olarak deÄŸerlendiriyorum. Ama kesinlikle bıçakla insanların psikolojisini tedavi eden bir doktor deÄŸilim! Estetik cerrahi, pasta ve kaymak olayıdır. Pasta, size gelen hastadır, kaymak da estetik cerrahi. O pastanın iyi piÅŸmiÅŸ ve kaymaksız da yenilebilir durumda olması lazım. Bu ne demek? İç dünyası saÄŸlam olacak demek! DeÄŸilse, çok fırtınalıysa, üzerine kaymak sürseniz kaç yazar? Vıcık, vıcık olur. Anlatabiliyor muyum?Hayır! Biraz daha açın...-Başımıza gelen her ÅŸeyde bizim de payımız da var, kastettiÄŸim bu. Ne zaman başımıza bir ÅŸey gelir? Mesela bir kaza? Dalgın olduÄŸumuz, bir ÅŸeylerle meÅŸgul olduÄŸumuz, kızgın olduÄŸumuz zamanlarda, deÄŸil mi? Farkında deÄŸilizdir ama kendimizi cezalandırmaya yönelik davranışlar sergileriz. Estetik cerrahide de bu var. Kendini cezalandırmak için estetik yaptıranlar var! Bazen kapıdan giriyor, lifting istediÄŸini söylüyor, oysa gerçekte istemiyor, ‘Bana sakın dokunma!’ diyor. Psikanalizin, hastalarımı daha iyi anlayabilmem açısından bana çok faydası oldu. Bazen bana baÅŸka doktorları ÅŸikayet ederler, ‘Şşşşştttt!’ derim, hiçbir doktor hastasına zarar vermek istemez, ‘Benim payım bunda ne?’ diye düşünün. Ortada bir mutsuzluk varsa, bunu bir yapan bir de yaptıran var...Sizin yaptığınız iÅŸ butik cerrahiye mi giriyor?-Kesinlikle. Estetik cerrahi bir lüks. Hastalarıma hep söylerim: ‘Paranızın son kuruÅŸunu buna yatırmayın, kredi alıp bu ameliyatları yaptırmayın!’ O zaman ÅŸartları zorlamış oluyorsunuz. Bazen hasta gelir, ‘Ben hayatta bu memeyle yaÅŸayamam!’ der. Böyle diyen hastaları da ameliyat etmem. Ben bu iÅŸi kendisine lüks olarak gören, imkanı olan ama ruh hali kesinlikle yerlerde sürünmeyen insanları ameliyat ediyorum.Hastalarınıza aynı zamanda bir terapist gibi mi yaklaşıyorsunuz?-Elbette. Öbürü çok mekanik olmaz mı? Ama bu zaman alıyor, insan yıllar içinde öğreniyor. Bir de insanın kendine yatırım yapması gerekiyor. Niye psikanalize gidiyorum? Çünkü biz hekimler narsist tipleriz, kendimizi Tanrı yerine koyabiliriz, insanız hepimiz hata yapabiliriz. Ben yapmak istemiyorum. 50 yaşındayım ama kendimi daha iyi tanımak istiyorum: Niye doktor oldum, niye cerrah oldum, niye kadınları kesiyorum, bunların cevaplarını öğrenmek istiyorum! Bir süpervizörüm var, o bir psikanalist, onunla kendim hakkımda, yaptığım iÅŸ hakkında konuÅŸuyorum. BaÅŸarılı insanların hepsi analiz yaptırır. Analizde siz kendi problemlerinizden ne kadar kurtulursanız, ne kadar çekmecelerinizi boÅŸaltırsanız, o kadar baÅŸka insanlar için açık alanınız kalıyor....BÄ°R SEANSTA BÃœTÃœN VÃœCUDU YAPARIMSiz kombinasyonlu ameliyatlar yapıyormuÅŸsunuz. O ne demek?-Vücut için de, yüz için de felsefem bu. Ben bir seansta bütün vücudu yaparım. Bir insanın vücudu hamilelikten ya da yaÅŸlılıktan dolayı deforme olmuÅŸsa, sorun sırf meme deÄŸildir. Siz o kadına çok güzel memeler yaparsınız aradan 6 ay geçer, birdenbire daha önce olmayan bir karın problemiyle gelir. Aslında hata doktordadır, bunu öngörmesi gerekir. O yüzden ben bir sürü hastaya ya hepsini yaptırın, ya da bu iÅŸe hiç kalkışmayın derim. Ä°mkanı ve parası varsa hepsini yaparım...Hepsi dediÄŸiniz?-Meme, karın, bacaklar... Yüzde de toptan bir lifting söz konusu. Çünkü sadece göz altlarını yaparsanız, evet gözler 20 yaşındaymış gibi oluyor ama geri kalan yerler 50 yaşında olmaya devam ediyor! O uyumsuzluk da hastayı huzursuz ediyor...SADECE TÃœRKÄ°YE’DE SOSYETENÄ°N ESTETÄ°KÇİSÄ° DÄ°YE ANILIYORUMYaptığınız iÅŸi, heykel sanatıyla kıyasladığınız oluyor mu?- Şöyle söyleyeyim: Plastik cerrah olabilmek için, tıp okumak yetmiyor. Sanatçı ruhu olmayan biri iyi bir estetik cerrah olamıyor. Çünkü her yaptığınız burun deÄŸiÅŸiktir, her yüz deÄŸiÅŸiktir. O kiÅŸilere özeldir...Peki estetik cerrahide baÅŸarının ölçüsü ne? Neye göre o burun ya da o lifting baÅŸarılı?- Ölçü, hastanın mutlu olması. Yoksa ben çok beÄŸenmiÅŸim, en iyi metotları uygulamışım, literatüre geçmiÅŸim kaç yazar? Hasta memnun deÄŸilse bitmiÅŸtir, baÅŸarısız olmuÅŸumdur. Ben ona hizmet ediyorum, bu ameliyatları kendi egomu tatmin etmek için yapmıyorum!Diyelim ki, hasta çok memnun oluyor ve anlattıkça anlatıyor... Ağızdan ağıza isminizin yayılması tüylerinizi parlatıyor mu, egonuzu okÅŸuyor mu?- Ne yalan söyleyeyim evet! Avrupa sosyetesinin ve dünyanın en meÅŸhur sinema sanatçılarının hastam olması beni mutlu ediyor. Ama Türkiye dışında hiçbir yerde ‘sosyetenin estetikçisi’ diye anılmıyorum.YÃœZÃœMÃœ ÇEKTÄ°RÄ°RSEM Ä°YÄ°LEÅžECEĞİM!Ä°nsanların içinde birtakım negatif duygular olur, isim veremezler bir türlü. Objektif bir sebep ararlar, bulamazlar. Ve aynaya bakarlar. Ä°ÅŸte orada görürler. Yani gördüklerini zannederler! ‘Yüzümü çektirirsem kendimi iyi hissedeceÄŸim, burnumu yaptırırsam depresyondan çıkacağım, çiçek gibi olacağım’... Bunlar fevkalade yanlış kararlardır...BOTOKSA KARÅžIYIMYüzü toptan çektirmek mi en iyisidir?-Bence öyle. Ben botoks yapmayan bir plastik cerrahım. Bence armoniyi bozuyor. Ama bu benim kiÅŸisel fikrim. Pek çok plastik cerrah var yapan, onları da kınamıyorum. Botoksla bir adalenin hareket kabiliyetini ortadan kaldırıyorsunuz ama beynin istemini kaldırmıyorsunuz. Yani beynim kaşını çat diye mesaj gönderiyor ama ben kaşımı çatamıyorum, o zaman baÅŸka adaleler harekete geçiyor. Ben ise şöyle düşünüyorum: Kızıyorsam kızgınlığımı görsünler, kaÅŸlarımı çattığımı da görsünler, gülüyorsam da güldüğümü, üzülüyorsam da üzüldüğümü...Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!