Eskimeyen Show Girl

Güncelleme Tarihi:

Eskimeyen Show Girl
Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 1998 00:00

Haberin Devamı

Hey gidi yıllar hey...

Neredeyse çeyrek yüzyıl geçmiş...

Hiç unutmuyorum, o zamanlar tek kanallı televizyonumuzda cumartesi akşamları ekrana gelirdi. Bir İtalyan eğlence programydı ‘‘Canzonissima.’’ Sarışın, güzel vücutlu, hafif şehla bakışlıydı. Siyah-beyaz ekrana çıkar, dans eder, şarkı söyler, güler, güldürür, kendisine özgü mimikleriyle, el hareketleriyle seyircileri adeta büyüler, yabancı bir dille konuşmasına karşın zevkli dakikalar geçirtirdi. Şovları güzel, zengin, hareketliydi, buram buram Akdeniz kokardı. Türk seyircisi onu izlemeye alışmıştı.

Derken bir gün bomba patladı: Siyah-beyaz televizyonu olanların evine giren bu çıtı pıtı İtalyan yıldız, birkaç konser vermek için Türkiye'ye gelecekti. İşte spor servisinde oturup bu haberi okurken rahmetli Abdi İpekçi çağırdı beni, ‘‘Raffaella Carra çok gündemde. Aman onu iyi izleyelim’’ dedi. O dönemde Türkiye'ye gelen ünlüleri gazeteye getirip ziyaret ettirme modası vardı. Daha çok futbolcularla açılmıştı bu çığır. Abdi İpekçi'nin mesajı kesindi. Raffaella Carra da bu kervana katılmalıydı.

Carra, İstanbul'a ayak bastığı andan itibaren adeta bir tutsağım olmuştu. Her gün manşetlerdeydi. Gazetenin arabası emrindeydi. Kapalıçarşı, Topkapı, Boğaz, başbaşa yenen yemekler... Provalar, konserler. Çok iyi bir arkadaşlık doğmuştu. Raffaella sonraki yıllarda daha da şöhrete ulaştı. Arjantin'de, İspanya'da televizyon programları yaptı. Film çevirmeyi sürdürdü. Özel televizyonlarda yarışma programları hazırladı. Yine dans etti, şarkı söyledi, talk show yaptı. İtalya'nın her zaman için nabzını tuttu. Seyircisinin kalbini fethetti.

Üç-beş yıldır görüşmüyorduk. RAI'den davetiye geldi, ‘‘Caramba’’ adlı bir televizyon programının tanıtımı vardı... Raffaella yine aynı Raffaella'ydı: Hoşgörülü, güleç, yerinde duramayan, sevgi dolu, zeki, yetenekli. Ve tabii ki vücudu hala güzeldi. 25 yılda bir gram fazlası olmamıştı...

İstanbul günlerini tazeledik. Konserler sırasında tanıştığı ancak ismini hatırlayamadığı Ajda Pekkan'ı sordu. Yediği lüfer balığının tadını hiçbir balıkta bulamadığını söyledi. Uydu aracılığı ile bazı programlarının hâlâ Türkiye'de izlendiğine çocuklar gibi sevindi, yönetmeni bularak beni ‘‘Bir Türk dostu olarak’’ tanıştırdı. Sonra samimiyetle sorularıma yanıt verdi.

Hayli zaman geçti değil mi?

- Daha dün gibi. ‘‘Adı ‘‘Maksim’’di galiba. Ne büyük bir gazinoydu. Yalnız ışık sorunu vardı. Galiba sen çözmüştün. Ben ise sinirliydim. Neyse, İstanbul anılarım güzeldi.

Raffaella Carra hiç ama hiç değişmedi. Formda, dinamik, sevecen ve hâlâ show girl'lerin kraliçesi...

- Sen öyle zannet! Yıllar hepimizi yıpratıyor. Şimdi bir dans edeyim nefes nefese kalıyorum. ‘‘Lahana diyeti’’ ile formumu tutmaya çalışıyorum. Hiç de kolay olmuyor.

Ama sadece İtalya'da değil, İspanya'da, Arjantin'de hâlâ zirvede...

- Latin ülkeleri beni seviyor. Bundan kaynaklanıyor olsa gerek.

Carramba adlı show programın başladı. Geçmişte canlı olarak yayınlanmış ve büyük ilgi görmüştü.

- Carramba Ma Che Sorpresa... Yani (Aman yarabbi bu ne sürpriz) adlı programda yıllardır birbirlerini görmeyenleri, adı üzerinde bir sürprizle bir araya getiriyoruz. Örneğin 30 yıl önce Avustralya'ya veya Latin Amerika'ya göç etmiş birisini bulup İtalya'da kalan akrabalarıyla stüdyoda karşı karşıya getiriyoruz. Tabii biraz ağlama sahneleri oluyor... Akdeniz ülkelerinde bu tür nostalji, ardından buluşma seyirci çekiyor.

BEN ASPİRİNMİŞİM

Eğer bir çiçek, bir hayvan, bir meyve olsaydın, hangileri olurdun?

- Bak bu soruyu bana bir İspanyol programında sordular. Ama ilaç olarak sordular. Ben herkese göre bir Aspirinmişim. Tabii Alka Seltzer meyve tuzu veya vitamin diyenler de oldu ama...

Seyirciye Aspirin gibi geliyormuşum. Şimdi... Çok iyi hırladığım için kendimi kaplan, dişi bir kaplan olarak düşlerim. Çiçekse kırmızı gül olarak görüyorum kendimi. Ve meyve... Havva Ana'nınki gibi, favorim elma... Haydi bir tane de ben ekleyeyim. Ağaç olsaydım meşeyi benimserdim. Ha ha...

Senin bir de Hollywood maceran var. Macera içinde macera! Frank Sinatra'nın sana aşkı...

- Bu defterleri karıştırma, o geçmişte kaldı.

Yani doğru...

- Canım ‘‘Albay Van Ryan’’ adlı filmde başrolleri paylaştık. Frankie hangi rol arkadaşına asılmadı!

Ne olur biraz daha ayrıntı...

- Sonra yaz değil mi? 1964 yılındaydı. Yönetmen Mark Robson beni görmüş ve beğenmiş. Frankie o zaman şöhretinin zirvesinde. Sette astığı astık kestiği kestik. Geç geliyor kimse bir şey demiyor. Saatlerce beklettiriyor. Bir ara her gün iki kez kırmızı güller gönderdi. Bir pundunu bulup beni limuzini ile otele bırakmak istedi. Kabul ettim. Şoför mahalli camını kapattı, elimi tuttu ve tam dokuz kez, ‘‘I love you’’ dedi.

Ee sonra...

- Sonrasını karıştırma çocuk!

EVLAT EDİNECEĞİM

Raffaella senin için müzik nedir, sahne nedir, dans nedir?

- Yurt dışında seyircileri fethetmek için bir pasaporttur. Latin Amerika'da, Akdeniz'de... Müzik, dans ve sahne, birbirini tamamlar. Bir show'dur, bir tutkudur. Ve sen içindeysen gerisini mambolar, rumbalar, Macarena'lar, Comparsita'lar tamamlar.

Yurt dışında çalışırken hiç İtalya nostaljisi yaşıyor musun?

- Yoksa gelir miydim? İspanya'da ‘‘Hola Raffaella’’yı ekranlara taşırken İtalya'yı özlüyorum. Burada ‘‘Carramba’’yı sürdürürken İspanya'yı düşlüyorum.

Siyah-beyaz mı? Renkli mi?

- Ben siyah beyazken doğdum. Ama yaşam renkli devam ediyor. Bir tür geçmişe takılmak benim ruhumu okşuyor. Bilir misin bazı geceler ‘‘Canzonissima’’nın bölümlerini izlerken gençleşirim.

Hayatta isteyip de yapamadığın bir şey var mı?

- Tabii var. Anne olamadım... Çok istedim, olmadı. Ama yakında yeni yasayla bir evlat edineceğim.

Seni uydu aracılığıyla Türkiye'den izleyen hayranlarına bir mesajın var mı?

- Yıllar öncesine geri gitmek isterdim... Artık sadece televizyon programı yapıyorum. Konserler mazide kaldı, ama yine Türkiye'ye gitmek isterim. Çav Türkiye!

Kabareden televizyona

Soubrette denilen türde şarkı söyleyen, dans eden, talk show yapan sahne ve televizyon sanatçısı... Ayrıca televizyon dizi filmleri ve birçok filmde rol aldı. 56 yıl önce Bologna'da doğdu. Kabareden televizyona geçti. ‘‘Canzonissima Fantastico Milleluei’’, ‘‘Ma Che sera Pronto Raffaella’’, ‘‘Buonasera Raffaella’’, ‘‘Weekend con Raffaella’’ gibi yarışma ve show programları sundu. İspanya ve Arjantin'de kendi adına haftasonu eğlence programları düzenledi. 11 kez İtalya'da, üç kez İspanya'da yılın televizyon sunucusu seçildi. 13 filmde rol aldı, bunlardan ‘‘Albay Von Ryan’’ en ünlüsü. Bu filmde rol arkadaşı Frank Sinatra ile ateşli bir aşk yaşadı. Halen İtalyan Televizyonu'nda ‘‘Carramba... Che Sorpresa’’ adlı bir programı yönetiyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!