Erkek için geyşa olmayacaksın

Güncelleme Tarihi:

Erkek için geyşa olmayacaksın
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2014 07:40

Yeni albümü “Çok Ayıp”ı geçtiğimiz günlerde çıkaran, çılgın şovların mucidi ve “en çok dilde şarkı söyleyen solist” unvanlı Zeliha Sunal, tam bir geri dönüşüm delisi. Elinde tornavida, vida, makas, yapıştırıcı, çöpe atılacak her şeyi işe yarar hale getiriyor. Bizim röportajımız için de gazete kağıtlarından hem kendine hem de bana elbise hazırladı.

Haberin Devamı

* Öncelikle yeni albümün hayırlı olsun.

- Teşekkür ederim.

* Hikâyesini anlatır mısın?

- Adı “Çok Ayıp”. 5 şarkılık bir albüm. Sezen Aksu’nun “Aldatıldık”ı da var içinde... Albüme adını veren “Çok Ayıp”ın sözü ve müziği bana ait. Zaten onu yazdıktan sonra diğer şarkıların seyri ortaya çıktı.

* Adını neden “Çok Ayıp” koydun?

- İlişkilerden yola çıktım. Etrafımda çok fazla mutsuz ve yalnız kadın var. Ve bu yalnızlıklar genelde erkeklerden kaynaklanıyor. Kadınlar ne yapıyor da erkekler bu kadınları yalnız bırakıyor, niye bunlar sevgililerini, eşlerini yanlarında tutamıyorlar diye düşündüm.

* Ne yapamıyor kadınlar sence?


- Kadınlar, erkekler için arkadaşlarından, bütün özel hayatlarından, kendi zevkleri için yaptıkları her şeyden vazgeçip kul köle oluyorlar. Bir tür geyşalık yapıyorlar yani. Ama erkeklerin pek çoğu ne yazık ki hiçbir zevkinden vazgeçmiyor. Üstelik o arada çamaşırları yıkanıyor, ütüleniyor, yemek evde hazır oluyor, faturalarla ilgileniliyor. Yine de erkek o kadar çabuk bırakıp gidebiliyor ki.

* Bu rahatı bırakıp neden giderler ki?

- Erkekler baskıyı sevmiyor. Üstlerine bu kadar düşülmesinden çok hoşlanmıyorlar. Bazen konforlarını sevseler de bir kadının baskısı altında olmak onların çok hoşlarına gitmiyor. Kadın vazgeçemiyor, savaşıyor sonuna kadar, erkeklerse öyle değil, zırt diye çekip gidebiliyorlar. Ve sen “Acaba ne yaptım, nerede eksik var, kadınlık görevimi mi yerine getiremedim, kendime mi bakmadım” gibi yüzlerce soruyla baş başa, öylece kalakalıyorsun.

* Kadın bir adım önde olunca erkek rahatsızlık mı duyuyor sence?


- Hem de çok.

* Arkada olunca da geyşa oluyorsun... O da iyi değil...

- İyi de bu ikisinin ortası yok ki (gülüyor). Ya da henüz ben bulamadım, bulan varsa söylesin.

İLİŞKİNİN SIRRI ZAMAN ZAMAN YOK OLMAK

* Aslında sen bulmuş gibisin... Yıllardır gayet mutlu mesut devam eden bir evliliğin var. Formülü ne bunun?


- Bunun sırrı, zaman zaman karşındakine boş alan bırakmak, nefes alma hakkı ve zamanı tanımak, hatta bazen yok olmak.

* Nasıl yok olmak!


- Yani görünmez olmak. Mesela kimse eşimi, kokteylde şurada burada benim yanımda göremez. Hep yalnızımdır ya da basın danışmanlarımla beraberimdir.

* Bozulmuyor mu peki ben niye yokum oralarda diye?

- Kendisi oralarda olmak istemiyor ki zaten, neye bozulsun? Nedeni de şu, insanların benimle birebir irtibat kurmasını istiyor. Onu yanımda görenlerin yeterince samimi davranamamasından çekiniyor. Ben aslında ondan çekinmem, içimden geldiyse insanların boynuna atlar öperim yani. Ama o, karşımdaki çekinir diye endişeleniyor.

* Kıskançlık olmuyor mu sende veya onda?

- Bende olmuyor, çünkü ondan eminim. Onda da varsa bile bana göstermiyor. Çünkü gösterdiği zaman rahatsız olacağımı hissediyor. Çok zor bir iş yapıyorum. Sahnede giyiniyorum, soyunuyorum, insanlarla oynuyorum.

* Sen en çok konser veren solistlerden birisin. Bu başarıyı nasıl yakaladın?

- Bu iş albümle falan olmuyor. Yani albüm çıkarmak her zaman çok da avantajlı değil. Çıkardığın albümün türüne ya da çıkardığın şarkının parlamasına göre var ya da yok olabiliyorsun. Benim sırrım şu: Her sene farklı konseptlerle çıkıyorum seyircinin karşısına. Amacım “Bu sene bizim için ne yaptın?” diye sorulmasını sağlamak.

* Sahnede sürekli farklı şeyler deniyor, çılgınlıklar yapıyorsun. Hatırladığın en çılgın sahnen hangisi?


- Hepsi birbirinden çılgın desem. Mesela bir Quick Change numaram var. O numarayı parayla satın aldım. Sonuçta patentli bir şey.

* Kaç dakikada kıyafet değiştirebiliyorsun?


- Saniyede. Saniye bile değil. Kendime bir tüp inşa ettim hulahoplardan. Kumaşlarla kaplı bir tüp. Onu kaldırıyorlar, indirmeleri esnasında değişiyorum.

* Gazeteden elbise yapma fikri nereden çıktı?

- Son üç senedir geri dönüşümle ilgileniyorum ve etrafımdakilere bunları anlatmaya çabalıyorum. Bu albümü yaparken de kıyafeti niye kendi ellerimle hazırlamıyorum dedim. Zaten HandcraftTV diye bir Youtube kanalım var. Geri dönüşüm malzemeleriyle yaptığımız işleri sergiliyoruz orada.

* HandcraftTV’nin epey takipçisi var bildiğim kadarıyla. En popüler videoda ne yapıyorsun?

- En çok izlenen, süt kutusundan cüzdan yaptığım video oldu. Bir başkasında eski dergilerden sehpa yapmıştım, o çok izlendi.

* Küçükken de böyle miydin sen?

- Evet. Bütün elbiselerimi kendim dikerdim. Ivır zıvırdan takılar yapardım. Yoğurt kabından saksı yapan bir kadının kızıyım sonuçta...

Haberin Devamı

ŞARKI SÖYLERKEN iÇiMDEN BiR SÜRÜ KADIN ÇIKIYOR

Haberin Devamı

* Marjinallik ne anlama geliyor senin için? Marjinal görüyor musun kendini?

- Normal zamanda marjinal değilim ama sahneye çıktığımda bana bir şey oluyor, içimden bir sürü kadın çıkıyor. Şarkılara göre bir şeyler oynuyor içimde. Ve ben onların kılığına bürünüyorum. Yani Rita Hayworth’sa söyleyen Rita Hayworth oluyorum, Marilyn Monroe’ysa Marilyn Monroe oluyorum. Ve bunları izletmeyi de çok seviyorum.

* Kaç yıldır sahnedesin?


- 25 seneyi geçmiştir. 16 yaşında orkestram vardı benim. Bir sürü yarışma kazandım, bir sürü uluslararası başarım oldu. İzmir’de orkestra solistiyken Ankara’ya transfer oldum. Turgut Özal döneminde köşkte protokol sanatçılığı yaptım yıllarca. Yerli yabancı birçok devlet büyüğüne şarkı söyledim. Hem de onların kendi dilinde...

* En çok dilde şarkı söyleyen sanatçı sensin galiba. En son kaç dile ulaştı sayı?


- 41 oldu. Ben artık saymaktan vazgeçtim. Ama 30-50 filan değil yani 40-41...

* Nasıl bir gelecek arzuluyorsun?


- Sağlığım el verdikçe sahnede kalmak istiyorum. Sosyal sorumluluk projelerine destek vermeye de son hızla devam edeceğim. HAÇİKO için atık deterjan kutularından yemlik, suluk projesini hayata geçirmek istiyorum öncelikle...

Haberin Devamı

ADAM BENi SAHNEDE KUCAĞINA ALIR AMA KULiSE GiREMEZ

* Kaç yıldır evlisin?

- 1987’de evlendim.

* Eşin Nazmi Sunal da müzisyen. Çok karışıyor mu sana?

- Hiç karışmaz. Sahnede olan sahnede kalıyor. Diyelim ki bir şey yaşamışız, diyelim ki adam beni almış kucağına gezdirmiş, ki böyle şeyler oluyor da zaman zaman...

* Şaka yapıyorsun.


- Yok, gayet ciddiyim. Eşim de orada tabii. Davul çalıyor arkada. Herkes ona bakıyor ne yapıyor diye, o ise sadece adamın beni düşürmesinden korkuyor.

* Sen onu kıskanıyor musun?

- Hayır. İstediği gibi kadınlarla sohbetini, muhabbetini yapabilir ki yapıyor da zaten. Ama ben yokken, çok samimiyken ben gelince resmi olursa sinirlenirim. Bütün antenlerim dikilir. Beni o hale getirmesin. Ben de onu o hale getirmeyeyim. Yani mesela adam beni sahnede kucağına alıyor ama kulise asla giremiyor. O duvarı oluşturmasını iyi bilirim.

* Eşin olmadan sahneye çıkıyor musun?

- Çıkmam valla, çünkü çok iyi davulcu. Tam istediğim gibi çalıyor. Bugüne kadar bir sürü davulcuyla çalıştım, en iyisi oydu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!