En son Umma Thurman'ı ağırlayan milli ev sahibi: Ömer Karacan

Güncelleme Tarihi:

En son Umma Thurmanı ağırlayan milli ev sahibi: Ömer Karacan
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 27, 2004 00:00

80’li yıllarda kameralar karşısında çiÅŸi gelmiÅŸ gibi sallana sallana ve yarı aksanla müzik programı sunarken tanıdığımız Ömer Karacan (43), ÅŸimdilerde Türkiye’de ağırladığı isimlerle kendinden çok söz ettiriyor.Misafirler de öyle komÅŸu kızı misafirleri falan deÄŸil; Umma Thurman, Naomi Campbell, Elizabeth Hurley! Bazıları Ömer Karacan’ı dünyanın en güzel ve meÅŸhur kadınlarıyla arkadaÅŸlık yaptığı için kıskanıyor, bazıları yolunu bulup o cemaate sızmaya çalışıyor. Ä°yi de Ömer Karacan, bütün bu ünlüleri Türkiye’ye getirmeyi nasıl baÅŸarıyor?Naomi biraz sinirlice bir hanımcağızNaomi Campbell Türkiye’ye en son geldiÄŸinde 5 saat uçaktan inmeyip kapris yapmıştı. Sonra siz devreye girdiniz ve birden kuzu oldu. Neydi sizin sihriniz?- Naomi ilk geldiÄŸinde böyle bir ÅŸey olmadı. Çünkü buradaydım ve A’dan Z’ye onunla ilgilendim. Ä°kinci sefer geldiÄŸinde ben burada deÄŸildim. Her ÅŸey çığırından çıktı. Naomi buraya bayılıyor ama bir daha geleceÄŸini sanmıyorum. Kadının üzerine o kadar kamera çullanınca çok rahatsız oldu. O da tabii biraz sinirlice bir hanımcağız, orada film koptu. Naomi geldiÄŸinde ben Endonezya’da bir tapınağın tepesinde, gece saat yarımda ayın doÄŸmasını bekliyordum, ‘Naomi hapse girecek’ diye bir telefon geldi. Tapınağın tepesinde ne yapabilirim. Neyse sonra, ona tatlı tatlı anlatınca ve reaksiyona reaksiyonla karşılık vermeyince sakinleÅŸti. Ä°nsanlara anlayacakları dilde, ‘Şunu yap da sen de kurtul ben de’ deyince anlıyorlar. Yoksa kimse manyak deÄŸil yani. Naomi manyak olsa 33 yaşında hálá dünyanın en önemli top modeli olmazdı.Türkiye’de sosyete olmak çok kolay yolgeçen hanı gibiBize şöyle tatmin olabileceÄŸimiz bir sosyete tarifi yapar mısınız?- Vallahi yapamam. Saçma sapan ÅŸeyler söylerim ÅŸimdi. Bilmiyorum ki, galiba bazı barlara ve kulüplere girebiliyorsanız sosyetik oluyorsunuz. Peki sosyete ne deÄŸil onu söyleyin?- Para ile sonradan giydirilmiÅŸ ÅŸey sosyete olamaz. Bu bir kalıtım meselesi. Gazetecilerin sosyete diye adlandırdıkları bir grup var. Onların dörtte üçünün sosyete ile alákası yok. Türkiye’de sosyete olmak çok kolay. Yolgeçen hanı gibi. Bir de sosyete deyince akla züppe, defalarca estetik geçirmiÅŸ, kibirli insanlar geliyor Türkiye’de. Hiç iyi bir imajı yok. Üçüncü jenerasyon basından gelmeyim. Türkiye’de tanınmış bir aileyiz. Ben birdenbire sosyete oldum. Ama ben emin olun gazetecilerin o sosyete kavramına hiçbir ÅŸekilde uymuyorum. Yurtdışında sosyete mutlaka hayır kurumlarıyla uÄŸraşır. Cemiyete bir ÅŸeyler katmaya çalışır, hayatlarının büyük bir bölümünü buna ayırırlar. Türkiye’de hayır kurumlarının altından öyle kötü ÅŸeyler çıkıyor ki, kimse onlarla uÄŸraÅŸmak istemiyor. Toplantıya gideceÄŸim arabamı istiyorum Topkapı’da misafirleri gezdiriyor, diyorlarevim doluyor, ben annemde gidip kalıyorum sonunda baÅŸa çıkamadım acenteyle anlaÅŸtımSiz Ä°stanbul’un tanıtımı için bir misyoner misiniz? Yoksa arkadaÅŸlarıyla kapalı devre eÄŸlenmek isteyen bir eÄŸlence adamı mı?- Evet ve evet. Misyonerim çünkü Türkiye çok kötü tanıtılmış bir ülke. Ben hayatımın 16 yılını Amerika ve Ä°ngiltere’de geçirdim. Oralarda çok arkadaÅŸlar edindim. O insanlara Türkiye’nin nasıl muhteÅŸem bir yer olduÄŸunu anlatmam gerekir. Buraya gelen ve Türkiye hakkında daha önce fikri olmayan herkesin buraya gelince aÄŸzı açık kalıyor. Bunu görünce insanın ÅŸevki geliyor. n Herkes merak ediyor sizin arkadaÅŸlarınızın ismi niye Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin deÄŸil de, Umma Thurman, Naomi Campbell, Elizabeth Hurley?- Hasan, Hüseyin de çok var. Ama biri öbürüne engel deÄŸil. Bu iliÅŸkiler çok insan tanımakla ilgili. Kendilerini birebir tanımasam da, en yakın arkadaÅŸları benim arkadaşım oluyor. Elizabeth Hurley’nin erkek arkadaşı Ä°ngiltere’den benim 12 yıllık en yakın arkadaÅŸlarımdan biriydi mesela. Umma Thurman’ın erkek arkadaşı da benim en yakın arkadaÅŸlarımdan Özlem Önal’ın arkadaşıydı. Özlem onun ÅŸirketinde bir yıl staj yapmıştı. O vesileyle geldiler ve çok güzel anlaÅŸtık. Gelen herkesle anlaÅŸabileceÄŸiz diye bir ÅŸey yok. Bu insanlarla gezdiÄŸimiz yerler ve ortak arkadaÅŸlarımız dolayısıyla konuÅŸacak çok ÅŸeyim var. Muhabbet ya klik ediyor yerine oturuyor, ya da etmiyor. n Bu insanlar sadece arkadaşınız mı? Onlardan hiç çıkarınız yok mu?- Bu iliÅŸkileri çıkara çevirebildiÄŸim gün çok akıllıyım! Ä°nÅŸallah ünlü bir Hollywood prodüktörü olurum da onları ucuza kapatırım! Ama onların benden çok güzel çıkarları oldu. Meselá Naomi Campbell iki kere buraya geldi ve çok güzel paralar kazandı. n Bu insanlarla beni tanıştır diye yakanıza yapışanlar oluyor mu? Bunlarla nasıl baÅŸa çıkıyorsunuz?- Çok oluyor. Ama çok rahatlıkla hayır dediÄŸim için baÅŸa çıkmak da kolay oluyor. Benimle tanıştırsana diyorlar. E, tanıştırayım ne olacak? Niye tanıştırayım? Git kendin tanış, lafa bak. Sonra gidecek, arkadaÅŸlarına hava atacak. Birini biriyle tanıştırıyorsan, o aynı zamanda senin kredinle ilgili bir ÅŸey. Tanıştırdığın insan yavÅŸak bir ÅŸeyse, o sana da yansır. n Ev sahipliÄŸi yaptığınız partiler dünya jet sosyetesinin partileriyle yarışıyor. Kız Kulesi’ndeki James Bond partisi gibi. Bu partilerin organizasyonuyla iÄŸneden ipliÄŸe siz mi ilgileniyorsunuz?- Parti benim fikrimdi. Ondan üç ay evvel Hindistan’da bir düğüne gitmiÅŸtik. Bize öyle bir üç gün yaÅŸattılar ki, biz de ‘Hadi bakalım sıra bizde’ dedik. Biz orada gidip bundan etkileniyorsak, onlar buradan haydi haydi etkilenirdi. Türkiye’ye dünyayı dolaÅŸan ve gördüklerini etrafta anlatan genç ekibin gelmesi lazım. Kız Kulesi’ndeki partiye 400 kiÅŸi geldi. Bunun 280’i yabancıydı ve Türkiye’yi hiç tanımıyorlardı. O parti o yılın en iyi 10 partisi arasında seçildi. Ve hálá onun etkisiyle bir dolu insan geliyor. Sonunda ben baÅŸa çıkamaz oldum. Toplantıya gideceÄŸim, arabam nerde diyorum, Topkapı Sarayı’nda misafirleri gezdiriyor diyorlar. Evdeki insanlar nerede diyorum, bilmem neredeki kokteyle yardımcı olmaya gittiler diyorlar. Evim doluyor, ben annemde kalmak zorunda kalıyorum. Sonunda ben bununla baÅŸa çıkamıyorum deyip, çok butik bir turizm acentesiyle anlaÅŸtım. Yapılacakları acenteye bırakmıyorum, programı ben yönlendiriyorum.n Niye böyle bir yükün altına giriyorsunuz?- Çünkü öbür türlü benim başıma kalıyorlar! Hepsi de arkadaşımın arkadaÅŸları, ilgilenmezsem de olmaz.n Ä°stenmeyen kiÅŸilerin partiye girmesini nasıl engellediniz?- Engelleyemedik. Allah’tan bizim ülkemizde izzet ikram ve rabıta çok şükür var ki, davet etmediÄŸim çok az insan geldi. Ama onlar da hiç olmazsa şık giyinme eforunu göstermiÅŸler. Kız Kulesi’ne gelmek için tekneye binmek gerekiyordu. Teknelere binilen yerde, davetli listeleri kontrol ediliyordu. Ä°smi olmayan teknelere binip gelemedi. Bazı isimlerini veremeyeceÄŸim ÅŸarkıcılar, aktristler geri dönmek zorunda kaldı.n Peki meselá bu tür partilerin davetiyelerini nasıl ulaÅŸtırıyorsunuz? Adrese gönderilen yaldızlı davetiyelerin dışında daha cin fikirleriniz var mı?- Davetin ilk bilgisi e-mail ile geliyor. Davetiye sonradan gönderiliyor. Kız Kulesi’ndeki partiden önce davetlilere, Kız Kulesi’ni anlatan bir e-mail yollayıp, 13 Temmuz tarihini boÅŸ bırakın dedik. n Hepsinin e-maili, telefonu nasıl oluyor sizde?Dünyayı dolaÅŸan bir grup var. Bu grup, aynı frekanstaki insanların biraraya gelip eÄŸlendiÄŸi bir ekip. Bu insanlar senenin belli yerlerindeki, belli partilere katılıyorlar. Ben de o partilere gittiÄŸim için onları sık sık görüyorum zaten. Hiçbirinden kopmadım. YENÄ° PARTÄ°LER İÇİN PARAM BÄ°TTÄ°Evde verilen bir parti için bile dünya kadar catering ücreti ödenirken, siz bu partileri nasıl finanse ediyorsunuz?- O kadar gözünüzde büyütmeyin çok büyük paralar harcanmadı. Zaten insanlar ulaşım ve konaklama masraflarını kendileri karşıladı. En önemli ÅŸey hayalgücüydü, Kız Kulesi’ni parti mekánı haline getirmek zor deÄŸildi.n Tamam da bütün masraflar sizin cebinizden mi çıktı?- Benim cebimden çıktı. n Peki, bu parti kesti mi sizi?- Partinin nasıl geçtiÄŸini duyan herkes, tekrarı olsun diye korkunç baskı yapıyor. Yaptım artık yapacağımı. Hem param bitti!n Türk Tanıtma Fonu’ndan para alıyor musunuz?- Ah, keÅŸke. Duysunlar beni! n Partilerin ruhunu ne belirliyor?- Mumuyla, halısıyla, davet ettiÄŸiniz insanlarla, müziÄŸiyle yarattığınız atmosfer belirliyor. Müzik en önemli ÅŸey. Bizde ne yapıyorlar? Yalandan birkaç yabancı parça çalıp, sonra Türkçe müziÄŸi gazlıyorlar. Bir de içki servisinin bitmemesi lazım.n En çok hangi içki tercih ediliyor?- Votka, beyaz ÅŸarap ve ÅŸampanya.EV SAHÄ°PLİĞİNÄ° AYÅžEGÃœL NADÄ°R’DEN ÖĞRENDÄ°MÄ°lk tanıştığınız ünlü kimdi?- Dört yaşındayken Petula Clark’tı. Ä°stanbul’a bir konsere gelmiÅŸti ve babam da Milliyet Gazetesi’nin sahibi olduÄŸu için biraraya gelmiÅŸlerdi. Sonrasında AyÅŸegül Nadir’in evinde çok insan tanıdım. AyÅŸegül, burası için çok önemli bir elçiydi. Dünyanın dört bir yanına gittim, AyÅŸegül’ün yaÅŸadığı Sadullah PaÅŸa Yalısı kadar ne güzel bir ev, ne de orada yaÅŸanan partilerin eÅŸini benzerini gördüm. O sıralar 26 yaşındaydım ve misafirin nasıl ağırlanması gerektiÄŸi konusunda ondan çok ÅŸey öğrendim. Yurtdışına gide gele de çok güzel bir birikimim oldu. n Åžu an verilen partilerde trend nedir?- Ne davet verirseniz verin, üç gün üç gece sürecek. Bütün bir hafta sonu süren partiler çok trendy ÅŸu sıralar.n Bütün bu hayatınızın dışında, alaturkalıklarınız var mıdır?- Hiç yok. Gurur duyarak söylemiyorum bunu ama inanın hiç yok. Ne öyle yetiÅŸtirildim, ne öyle gördüm, ne de meraklıyım. Ä°ÅŸimiz iletiÅŸimMilliyet Gazetesi kurucu Ali Naci Karacan’ın torunu, sonradan da sahipliÄŸi devam ettiren Ercüment Karacan’ın oÄŸlusunuz. Number One TV, Fashion TV, Number One Radyo ve Klas FM’in sahibisiniz. Ama ÅŸu anda Milliyet Gazetesi’nin sahibi olmadığınız için içiniz cız ediyor mu? - Bir saniye bile içim cız etmedi. Babam, 35 sene Milliyet Gazetesi gibi politik görüşü olan bir gazeteyi darbelere raÄŸmen ayakta tuttu. Abdi Ä°pekçi gibi bir gazeteciyle, gazeteyi o günlere getirdi. Hayattaki en yakın arkadaşını, Abdi Ä°pekçi’yi vurdular ve babamın ellerinde öldü. Babam bir kalp krizi geçirmiÅŸti. Hayatının geri kalan son birkaç yılını sükunet içinde yaÅŸamak istedi ve öyle yaptı. Aynı ÅŸeyi ben de hiç düşünmeden yapardım. Aslında baba mesleÄŸini devam ettiriyoruz. Mürekkepten elektroniÄŸe geçtik sadece. Yoksa iÅŸimiz yine iletiÅŸim. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!