En çok sinemaya gitmeyi özledim

Haluk Levent, 9 aydır tutuklu bulunduğu Adana Karataş Cezaevi'nden bir sürü beste, bir kitap ve bir dizi yaşam felsefesiyle çıktı. Çek üzerinde tahrifat suçuyla tutuklanan Haluk Levent, cezaevinde bulunduğu süre içinde kendisine yeni bir dünya yaratmayı öğrendiğini anlattı.

Cezaevine alışmanın çok zor olduğunu söyleyen Haluk Levent, başlangıçta büyük zorluklar çektiğini itiraf etti. ‘‘İlk günler çok korktum. Sahipsiz, çaresiz kaldığımı düşündüm’’ diyen Haluk Levent, daha sonra güzel dostluklar kurmaya başladığını söyledi. Sanatçı, şöyle konuştu:

‘‘Yasalar önünde özel değildim. Yasa neyse, ceza neyse onu uyguladılar. Ama oradaki insanlar için, kim ne derse desin, benim özel bir yerim vardı. Gitarımı alıp hep birlikte türküler söylediğimiz günleri unutmayacağım. Bana karşı çok içten olduklarına çok inanıyorum. Çünkü orada hiç kimsenin kimseden çıkarı yok...

Belki bedenim tutsaktı, ama beynim, duyggularım, fikirlerim sonsuz özgürdü. Ruhum alabildiğine özgür. Bizler sanatçıyız. Toplumun önünde olmalıyız. Zor durum içinde güzeli yakalamayı öğrendim. Şimdi insanlara gösteriyorum bunu. Müzikle, kitap yazmayla, bahçıvanlıkla uğraştım. Orada 9 ay değil, 9 yıl kalsam, yaşardım...’’.

Cezaevinde bulunduğu süre içinde en çok sinemaya gitmeyi özlediğini söyleyen Haluk Levent ‘‘Jack Nicholson'ın filmine gideceğim hemen. Sinemaya gitmeyi, arkadaşlarımla buluşmayı, ailemle yemek yemeyi çok özledim’’ dedi.

Cezaevinde ilk kez kitap yazmaya başladığını söyleyen Levent ‘‘Kedi Köprüsü’’ adını verdiği eserindeher konuda denemeler yazdığını anlattı.