En çok aldatılmaktan korkardı

Güncelleme Tarihi:

En çok aldatılmaktan korkardı
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 12, 2002 00:00

Ãœnlü ÅŸair Nazım Hikmet ile ilgili yıllardır sakladığı büyük sırrını açıklayan Adile Hüseyinova, en büyük dileklerinden birinin, Nazım`ın insancıl yönünün tanınması olduÄŸunu belirtiyor. Hüseyinova`nın söyleÅŸisinden bazı ilginç bölümler şöyle: - "O çok büyük bir insandı. En korkunç ÅŸeyin aldatılmak olduÄŸunu söylerdi. Çünkü hep aldatılmıştı. 1951 yılında Moskova`ya geldi, ama düşündüğü cenneti bulamadı. Hayal kırıklıklarına uÄŸradı. ArkadaÅŸları hakkında soruÅŸturma açıldığını öğrendiÄŸinde, hükümete gidip, "Onları gözaltına alıyorsanız beni de alın" diye kafa tutmuÅŸtu. Bunu bana dostu Ekber Babayev anlatmıştı. Bence 1952 yılındaki kalp krizini, bu olayda duyduÄŸu üzüntüden dolayı geçirdi...``      - "Kalp krizinden sonra ona bakan Doktor Galya, Nazım`a sırılsıklam aşık oldu. O da anılarını yazdı. Galya, Nazım`a çok iyi baktı. Ama Nazım, yıllarca onun yanında kalarak tedavisini sürdürecek yapıda bir kiÅŸi deÄŸildi. Karşısına Vera çıktığı anda, onun uzun boyuna, sarı saçlarına, mavi gözlerine, bu inanılmaz Rus güzeline kapıldı. Ä°laçları bırakıp gitti. Nazım öldüğünde, cenaze sırasında Galya yanıma gelip, "Onu benim elimden aldı. O da peÅŸinden gitti" diyerek aÄŸlamıştı..." - "Bakü`de otel odasında buluÅŸtuÄŸumuzda ayaklarını saklıyordu. Çünkü ayakları, yıllardır hapishanede yatmaktan dolayı saÄŸlıksız, beyazdı. Hiç güneÅŸ yüzü görmemiÅŸti. Bir çocuk gibi utanarak ayaklarını saklamaya çalıştığını gördüm. Saklamamasını söyledim, onları yıkayıp saçımla kurutmaya hazır olduÄŸumu söyledim. ArkadaÅŸları plaja giderken,o utanır gidemezdi..."      - "60`ıncı yaÅŸ gününü kutladığımız gün bana doÄŸru gelmiÅŸ ve "60 yaşında bir genç gibi aşık oldum. Bu mısra senin için" demiÅŸti..."      - "Onunla görüşüp ayrılmalarımızdan sonra hep onun için aÄŸlıyordum. Onun üzüntüleri için aÄŸlıyordum. Ama yardım edemiyordum. Çünkü özel iÅŸlerine karışılmasını sevmiyordu. Yalnızca öldüğü gün aÄŸlayamadım..."   - "Nazım öldüğünde, edebi mirasını kime bırakacağı konusu çevresinde büyük kaygı yarattı. Ekber Babayev bana, "Vera`ya bırakmasından çok kaygı duyuyorduk. Ancak tüm edebi mirasını oÄŸlu Mehmet`e bıraktığını öğrendiÄŸimizde, rahat bir nefes almıştık` demiÅŸti.."      - "Nazım`ın ölümünden bir süre sonra Ekber Babayev ile Vera`nın evine gittik. Bu evi neden müzeye dönüştürmediÄŸini Vera`ya sordum. O da para olmadığını, müze yapılması için hükümete baÅŸvurarak yardım istediÄŸini, ancak olumlu yanıt alamadığını söyledi. Mao`nun Nazım`a hediye ettiÄŸi altın yemek takımı, Renato`nun, Picasso`nun ve Nazım`ın arkadaşı ressamların hediye ettiÄŸi tablolar evde kalmıştı.."` Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!