Emre üç ay sonra kocam olacak
Güncelleme Tarihi:
Çağla Şıkel, Emre Altuğ ile düğün tarihini Hafta Sonu dergisine açıkladı.
Sevgilisi Emre Altuğ'dan babasının mezarı başında evlenme teklifi alan Çağla Şıkel, düğün tarihini Hafta Sonu dergisine açıkladı. Ünlü manken ağustos ayında nikah masasına oturacaklarını söyledi.
Emre acım hafiflesin istedi
Mezarlıkta yaşadığım duygusallık çok başkaydı. Özlem ve üzüntü gözyaşları döküyordum, evlilik teklifi gelince bu kez sevinçten ağlamaya başladım. Emre de bunu özellikle yapmış zaten... Mezarlığa her gidişimde ağladığım için, bundan sonra orada bir de mutluluk anısı olsun ve acım hafiflesin istemiş. Babama da kabri başında çok güzel bir hediye verdiğimizi düşünüyorum.
Nikahımız Çeşme'de olur
Şimdi ailelerle bir araya gelip yüzük takarız, mutluluğumuzu paylaşırız. Zaten sağ elimde Emre’nin o gün mezarlıkta taktığı yüzük duruyor. Bir anlamda söz yüzüğü bu... Bu yıl içinde evleneceğiz. Sanırım ağustos ayında ve Çeşme’de olacak nikah. Ben hep bir yaz düğünü hayal ettim, dilerim bu isteğim yerine gelir. Herhalde çocuk konusunu da çok fazla geciktirmeyiz.
 |
Çağla Şıkel denince, akıllara gelen ilk konu "evlilik" oluyor şimdi. Merhum babanızın doğum gününde (23 Nisan) ve kabri başında sevgiliniz Emre Altuğ "Benimle evlenir misiniz?" dedi. Şimdi ne olacak?
- (Gülüyor) İnşallah hayırlısı olacak. Ve hayırlısı ne ise o olsun diyorum. Tabii ki bizim düşündüklerimiz ve hayal ettiklerimiz var ama hayırlıysa olur inşallah. Şimdi olayın ayrıntılarını konuşacağız. Sanırım aileler bir araya gelecek.
Bu son teklif, Emre Altuğ’un yaptığı ilk evlilik teklifi miydi, yoksa daha önce de teklifleri olmuş muydu?
- Doğrusunu isterseniz bu cümleyi ilk defa bana sesli olarak yansıttı ama daha önce de yarım yamalak yansıtmaları oldu tabii. İmaları hep vardı.
Belki de Emre Altuğ böylesine önemli bir teklifi, unutulmayacak bir şekilde, hep hatırlanacak bir yerde ve tamamen duygusallaştığınız bir ortamda yapmayı özellikle seçti...
- Doğrusu benim mezarlıkta yaşadığım duygusallık çok başkaydı. Baba özlemi içinde ağlarken, Emre beni çok mutlu edecek bir teklifte bulundu. Hayatımda ilk kez üzüntü ve sevinci aynı anda yaşadım. Özlem ve üzüntü gözyaşları döküyordum, evlilik teklifi gelince bu kez sevinçten ağlamaya başladım. Emre de bunu özellikle yapmış. Mezarlığa her gidişimde ağladığım için, bundan sonra orada bir de mutluluk anısı olsun ve acım hafiflesin istemiş. Babama da kabri başında çok güzel bir hediye verdiğimizi düşünüyorum.
Her şeyi planlıyorsunuzdur. Mesela kız isteme, görücüye çıkma gibi gelenekler yaşanacak mı?
- Emre’yle aramızda hep, "Keşke babam hayatta olsaydı da beni ondan isteseydin" gibi konuşmalar geçiyordu zaten.
Ama galiba Emre Altuğ da babanızdan sizi istemişti...
- Evet, istemişti ve babam da "Kızım bilir" cevabını vermişti ona. Şimdi aileler bir araya gelip yüzük takarız, mutluluğu paylaşırız. Gördüğünüz gibi sağ elimde de Emre’nin o gün mezarlıkta taktığı yüzük duruyor. Bir anlamda söz
Şu anda nikáhla ilgili olarak netleşen bir şeyler var mı?
- Bu yıl içinde evleneceğiz. Sanırım ağustos ayında ve Çeşme’de olacak nikáh. Ben hep bir yaz düğünü hayal ettim, dilerim bu isteğim yerine gelir.
ÇOCUĞU DA FAZLAGECİKTİRMEYİZ
Ne zaman konusu açılsa sizi heyecanlandıran hep çocuk meselesi oluyor. Şimdi nikáh yakın, nikáh sonrası hemen hamile kalacak mısınız?
- Elbette, Emre’den bir çocuğumun olmasını çok isterim. Ama bunun zamanlamasını şu anda bilemiyorum. Birlikte karar vereceğiz. Herhalde çocuk konusunu da çok fazla geciktirmeyiz.
Emre Altuğ’la yaşadığınız aşkın öyküsünü anlatır mısınız?
- (Gülüyor) Doğrusu bizim aşkımız, romanlardaki, filmlerdeki gibi başlamadı. Hani derler ya, "Görür görmez vuruldum" diye. Öyle olmadı. Bir televizyon programına konuk olduk tesadüfen ve ilk orada bir araya geldik.
Hangi programdı bu, sizi kim bir araya getirdi?
- Bizi Gülben Ergen bir araya getirdi. Onun programıydı. Ama ben Emre’yi son derece itici buldum o gün. Kendini beğenmiş, ukala bir hava içindeydi. Gerçekte Emre kendine güvenen bir insandır. Onu tanıyınca, kendini beğenmişliğinin olmadığını da gördüm sonra. Neyse o gün o da benim ayaklarımın çok çirkin olduğunu düşünmüş. Gerçi daha sonra ayaklarımın güzel olduğunu gördü tabii. Yani, böyle bir ilk karşılaşma oldu. Daha sonra ortak bir arkadaşımızın evinde kutlanan yılbaşı gecesinde karşılaştık. "Acaba mı?" diye birbirimizin aklından geçtik. Sonra yine bir ortak arkadaşımızın doğum günü partisinde karşılaştık ve "Niye görüşmüyoruz?" diye düşündük, sonra da görüşmeye başladık.
Gelelim "Avrupa Yakası"na. "Melek" rolünde son derece başarılısınız. Konuk oyuncu olarak girdiniz ama galiba "asil" oldunuz bir anda. Bu nasıl oldu?
- Aslında üç, dört bölümlük bir anlaşmaydı yaptığımız. Ancak rolüme ve ekibe çok çabuk uyum sağladım. Şimdi
 |
Özellikle Burhan Altıntop’lu açık artırma sahneleri müthişti...
- (Gülüyor) Gülmekten rolümü yapamadım uzun süre. Ama daha sonra gördüm ki, ekip tam bir aile gibi ve neşe içinde, keyif içinde çalışıyor. Başarının püf noktalarından biri de bu mutlaka.
O açık artırma sahnesi ekrana geldikten sonra Çağla Şıkel’e de bir büyük firmadan açık artırma şeklinde bir reklamda oynaması için teklif geldi...
- Evet, böyle bir teklif geldi. Henüz netlik kazanmadı ama...
Peki "Avrupa Yakası"nda, kamera önünde Gülse Birsel’le aranızdaki bu gerilim ne olacak, bir erkek yüzünden saç saça baş başa mı geleceksiniz?
- (Gülüyor) Henüz yeni senaryoyu vermediler. Ama sanırım onun eski kocası, benim yeni sevgilim olan Cem konusundaki sürtüşmemiz devam edecek. Ben de merak ediyorum.
- Seçim yapmam gerekse, tabii ki oyunculuk derim. Çünkü oyunculukta çok daha fazla gelecek var. Bana bu işi sevdiren sevgili Türker İnanoğlu ile "Cennet Mahallesi" dizisidir. Böyle bir geçmişim ve deneyimim olmasaydı, "Avrupa Yakası"ndan teklif gelmezdi zaten. "Cennet Mahallesi", tam 119 bölüm devam etti.
Podyumda yürürken hissettiğiniz tatminle, aldığın keyifle, kamera önünde oyunculuk sırasında hissettikleriniz aynı mı, farklı mı?
- Çok farklı. Bir rolü canlandırmakla, bir kıyafeti tanıtmak farklı şeyler. Rol yapmak, bir karakteri yaratmak, ortaya çıkarmaktır. Bu çok başka bir heyecan.
Yıllarını podyuma vermiş olduğun için sormak istiyorum, ideal manken nasıl olmalı?
- Boylu poslu olmalı, kıyafeti iyi taşıyabilmeli, akıllı, eğitimli olmalı ve podyumda mutlaka bir ışığı olmalı. Aksi halde herkes yürüyebilir. Manken dediğinizin, manken olabilmesi için çuval giyse yakışmalı.
Röportaj: Yüksel ŞENGÜL
Bu aşk, bu ilişki, pek kolay gelmedi galiba bu noktaya, mutlu finale?
- Çok zorlandık. İkimiz de çok büyük fedakarlıklarda bulunduk. Çok sıkıntılar da yaşadık. Ayrılıp barışmalarımız oldu. Ama çok şükür aşkımız her zorluğu yendi. Artık birbirimize inanılmaz güveniyoruz. Bu aşkı ve bu mutluluğu hak ettiğimize inanıyorum. Çünkü bu aşkta ikimiz de büyük mücadeleler verdik. Dönem dönem ben vazgeçtim, bazen o vazgeçti. Sonra yeniden buluştuk.