Doktorların yüzde 41’i, hastalarda hafif seyreden depresyon türlerini teşhis edemiyor. Böylece hastalara yardım edilemiyor ve giderek intihar vakaları artıyor. Doktorların bu acizliği, Almanya’da beş yıl süren ‘Nürnberg Araştırması’ ile ortaya çıkartıldı. Doktorların bu konuda eğitilmesi sonucu, kentsel ölçekte intihar vakaları azaltıldı.Ayrıca araştırmada kadınların, erkeklere göre iki misli daha çökkünlük yaşadıkları görüldü. Bunun nedenleri tam bilinmese de, hormonsal farklılıkların, kadınların iş ve aile yaşamında daha fazla sorumluluk üstlenmelerinin rol oynadığı sanılıyor.Dünya Sağlık Orgütüne (WHO) göre, depresyon, endüstri ülkelerinde toplum hastalıkları arasında başı çekiyor. Üstelik depresyon diğer bedensel ve psikolojik hastalıklardan daha tehlikeli olabiliyor. Zira diğer hastalıklara yakalananlar normalde iyileşmek isterlerken, depresyon geçirenlerin çoğu ölmek istiyor. Depresyonlu hastaların %50’si intihar ediyor. Almanya’daki araştırma sonuçlarına göre ülkede kriminal olaylarda yılda 500,
trafik kazalarında 8000, intihar vakalarında ise 12 000 kişi yaşamını yitirmekte. Kaskatı kesiliyorlarNürnber Araştırmasının sonucunda başlatılan, toplumu depresyon konusunda aydınlatma çalışmalarının olumlu sonuçlar verdiği ve intihar olaylarındada yüzde 40 azalma sağlandığı belirtiliyor. Aslında intihar oranları ilk kez İsveç’teki Gotland adasında, doktorların eğitilmesiyle düşürülebilmişti. Nürnberg projesiyle sadece doktorlar değil, papazlar, hasta bakıcıları, eczacılar ve öğretmenler de eğitiliyor. Eğitici
film, ilan ve afiÅŸlerle de doÄŸrudan doÄŸruya topluma ulaşılmaya çalışılıyor. Ayrıca intihar giriÅŸiminde bulunan kiÅŸilere, üzerinde gerekli telefon numaralarının bulunduÄŸu acil yardım kartı da veriliyor. Böylece hastalar her an yardım alabilme olanağına sahip oluyorlar. Depresyon, geçici ruh çöküntüsünden belirgin olarak ayrılmakta. En önemli depresyon belirtileri şöyle: Ä°ntihar etme düşüncesi, tepkisizlik, suçluluk duygusu, uyku bozukluÄŸu, iÅŸtahsızlık, durgunluk, mutsuzluk ve kaskatı kesilme duygusu. Ağır depresyon geçirenler üzüntüyü, acıyı hissetmiyor, kendilerini içten içe ölü hissediyor.Ä°yi niyetli öğütlerÖrneÄŸin, araÅŸtırma sırasında konuÅŸulan bir hasta, depresyon sırasında kendisini sanki kafasına plastik bir poÅŸet geçirilmiÅŸ gibi hissettiÄŸini ve kiÅŸiliÄŸinin tamamen yok olduÄŸunu söylüyor. DiÄŸer bazı hastalar ise üzerlerine kurÅŸun gibi bir ağırlığın çöktüğünü belirtiyorlar. Proje kapsamında telefonla yapılan ankete göre, yaklaşık 1400 hasta özellikle mutsuzluk ve suçluluk duygusu yaÅŸadıklarını açıkladı. Ankete katılanların üçte ikisi hastalık sırasında sanrı görmüş ve neredeyse yarısı da temizlik hastalığına kapılmıştı. Depresyon geçiren kiÅŸilere verilen ‘biraz da güzel ÅŸeylerle uÄŸraş’ gibi iyi niyetli öğütler kesinlikle iÅŸe yaramıyor. Depresyon sırasında örneÄŸin serotonin ve noradrenalin gibi hormonların beyinde dengesiz salgılandığı, böylece mutluluk ve memnuniyetlik duygularının daha az hissedildiÄŸi, olumsuz duyguların ağır bastığı belirtiliyor.Her ne kadar hastaların üçte ikisi, depresyon önleyici ilaçların yan etkilerinden yakınsalar da doktorlar ilaçların genelde iyi sonuç verdiÄŸini ve korkuların abartılı olduÄŸunu söylüyorlar. SöylendiÄŸi gibi bağımlılık yapma olasılıkları çok az. Çünkü ilaçlar ancak iki haftalık kullanımdan sonra etkili oluyor ve birçokları için depresyon hapları son çare. Depresyonla yaÅŸamakBununla birlikte depresyondan tamamen kurtulmanın yolu henüz keÅŸfedilmiÅŸ deÄŸil. Bazı hastaların örneÄŸin 30 yıl içinde depresyonu yenemediÄŸi ama onunla birlikte yaÅŸamayı öğrendiÄŸi belirtiliyor. AraÅŸtırma, Münih’teki Max-Planck Psikiyatri Enstitüsü tarafından yapıldı. Alman Bilim Bakanlığı tarafından desteklendi.Amaç, doktorların depresyon tanısını kolaylaÅŸtırıcı bulgulara varmak ve doktorların ve hastaların eÄŸitilmesini saÄŸlamaktı. Â
button