Dışarıda rahat rahat yiyemiyorum evde tabağı 10 parmak sıyırıyorum

Güncelleme Tarihi:

Dışarıda rahat rahat yiyemiyorum evde tabağı 10 parmak sıyırıyorum
Oluşturulma Tarihi: Eylül 12, 2010 00:00

Arabesk müziğin kraliçesi Kibariye yemeği yapmayı da yemeyi de çok seviyor. Bu yüzden hızla kilo aldığından yakınan şarkıcı neyse ki son aylarda 44 bedenden 40 bedene inmeyi başarmış. Dışarıda hayranları kendisini seyrederken utanıp yemek yiyemediğini anlatan Kibariye sofradan aç kalkıp kendini eve atıyor ve ekmeğini tabağa bandıra bandıra yemek yiyormuş

Yemekle aranız nasıl?
- Sonsuz iyi. Yani yemek yemeği çok seviyorum. Zaten halimden bellidir, 50 kilodan 70 kiloya vardım. Kendimi övmek gibi olmasın ama güzel yemek yaparım. Yemek tariflerini, Esra Ceyhan’ın programındaki Ayşe Tüter diye bir bayan vardı, o kadıncağızdan öğrendim. Ümit Usta’dan tarif aldım. Recep Bey’den öğrendim. O zaman okuma yazmam yoktu, ben not edemiyordum. Yanımda çalışanlara yazdırıyordum. Annem bana kıyamazdı, “Kızım sen para kazanıyorsun, yorulursun çocuğum” der, hiçbir iş yaptırmazdı. Yemek öğrenme zamanım yoktu, pavyonda çalışıyordum. Onun için o yaşlarda bir şey öğrenemedim.

Anneniz iyi yemek yapar mıydı?
- Annem çok usta. Bizim gacı her şeyi aşırı güzel yapar. 75 yaşında, halen yemek yapıyor. Bir damla yağda muhteşem bir patates kızartır. Para olunca pastırmalı, kuşbaşı etli, orijinal zeytinyağlı yemekler yapar, para olmayınca da sade suya tirit. En güzel yaptığı yemek kuru fasulye. “Kuru fasulye fakir yemeğidir” derler. Bence zengin yemeği çünkü çok vitaminli. Bir de tarhana çorbasını çok güzel yapar.

Çocukluğunuzda da iştahınız yerinde miydi?
- O zamanlar 45 kilo falan bile yoktum. Fakirlik vardı, yemek memek yoktu. Para yoktu ki, yemek olsun. Annem et alamazdı, bize ekmek köftesi yapardı. Bir ekmek yiyordum ki o zaman... Ama ne zaman doğum yaptım, o zaman kilo almaya başladım. Fakirlikte öyle sebze, dolma, yok öyle şeyler; annem ne yapıyorsa onu yiyorduk. Taş yapsa taş yerdik.

En sevdiğiniz yemek hangisiydi?
- Kuru fasulyeyi aşırı derecede severdim. Annem 48 saat verse yerdim, hâlen de seviyorum ama bu aralar pek yiyemiyorum, dokunuyor. Kuru fasulye gibi bir yemek olamaz. Hem fiyatı uygun hem lezzetli hem de proteinli.

Babanız mutfağa girer miydi?
- Babam da güzel yemek yapıyordu. Babam, anneme yardımcı olurdu hep. Her koca öyle olsa keşke. Şimdikiler bir bardağı şuradan şuraya kaldırmıyorlar. Mesela benim kocam mutfağa girmez, 40 yılın başı bir tost yapar. Babamdan taze fasulye yapmayı öğrenmiştim o zamanlar. “Kıymalı yapma kızım, zeytinyağlı yap, en güzeli odur” derdi. Dört tane soğan rendele, biberi ihmal etme, onu babamdan öğrendim.

KENTAKİ, KENTAKİ, KENTAKİ!

Hangi yemeği yerseniz mutlu oluyorsunuz?

- Aperatif yemekler. Domatesimi keserim, biberimi de koyarım, soğan, teneke peynir, iki dilim ekmecik, bir de çay, en güzel şey. Ben böyle bir kadınım işte. Hele Domates, biber, patlıcan kızartması. Yanında da patates ve bol sarımsaklı yoğurt... Ben buna ölürüm, sahneye çıkartsınlar, orada bile yerim.

Tatlıyla aranız nasıl?
- Çok seviyorum abi. Şu anda 70 kiloya yakınım. Tatlılardan çok kilo aldım. En sevdiğim tatlılar Kemalpaşa, irmik helvası, bir de kadayıf... Hazır tatlı yaparım. Açmam gerekiyorsa açarım, çiğbörek bile açıyorum. Ben çok becerikli gacıyımdır. Bana kendini bırak, hemen şişmanlarsın.

İçkiyle aranız nasıl?
- Kur’an evliya çarpsın, hiçbir zaman içmedim. İçkiyi de, sigarayı da bugüne kadar asla içmedim. Bunu bütün dünya bilir.

Ne tür lokantalara gidiyorsunuz?
- Vallahi en kralına, en güzeline gidiyorum. Hangisi meşhursa ona gidiyorum. En çok da bizim yakadaki (Anadolu) Köypub’a gidiyorum. Bir de Kalamış Develi’yi seviyorum.

Peki tabağınızı sıyırır mısınız, salatanın içine şamandıra atar mısınız?
- Aşırı derecede... En lezzetli yer tabağın dibidir. Dışarı yemeğe çıktığımda, hayranlarım bana baktığı zaman yemek yiyemiyorum, utanıyorum. Masadan aç kalkıyorum. Eve gidip yemeğin suyuna şamandıraları atıyorum, tabağın dibini de sıyırıyorum. Hem de beş parmakla on parmakla ohhh! Onun için böyle oldum.

Sokak yemekleriyle aranız nasıl?
- Kentaki, kentaki, kentaki!..

Kentaki de nedir?
- Kızarmış tavuk butları var ya (Kentucky Fried Chicken) onlar işte, onu severim. Buraya gelmeden önce de Kentaki yedim geldim... İçi alınmış ekmeğin içine biraz soğan, biraz biber, kızarmış kokoreç, ohhh! Öyle güzel oluyor ki ekmek arası köfteler, kokoreçler... Allahhh! Yaş geldi kemale, boy da küçük, çabuk kilo alıyorum, onun için dikkat ediyorum.

Hangi yemekten nefret edersiniz?
- En nefret ettiğim yemek soğan yahnisi. Midemi bulandırıyor. Bir de yumurtalı ıspanak yaptığın zaman bir tuhaf kokusu oluyor, sevmem. Onun haricinde her şeyi severim.

KAHVEMİ İÇMEDEN SAHNEYE ÇIKMAM

Bir günlük yemek maceranızı anlatır mısınız?

- Sabah kahvaltımı kendim hazırlıyorum. Söylemesi ayıp, tereyağı, yumurta haşlanacak, biber, domates, kuru soğan, siyah zeytin, azıcık yeşil zeytin, çilek reçeli, bal, kızarmış salam, sosis, kızarmış ekmeğim, pastırmam olacak. İsteyene yumurta kırarım, menemen yaparım.

Kahvaltı masanız maşallah ziyafet sofrası gibi.
- Ama biz kalabalığız. İzmir’den, Bursa’dan, Almanya’dan eşimin tayfası yatılı geliyorlar. Benimkiler de geliyor. Allah eksik etmesin iyi insancıklar. Dışarıda kahvaltıda masaya ne koyuyorlarsa, oradan görürüm, hepsinden koyarım masama. Öğle yemeğinde aperatif şeyleri severim. Sarımsaklı yoğurtlu makarna, istiyorlarsa yanına hazırdan kadınbudu köfte koyarım. Püre ve şinitzel yaparım, o kadarcık yani. Akşam, bazen et, kebap, bazen kahvaltı türü, menemen, sosis kızartırım. Hiç oturmuyorum, o yüzden vitamin kullanıyorum.

Sahneye aç mı tok mu çıkarsınız?
- Yemeğimi yerim, çayımı, kahvemi içerim sonra da sahneye çıkarım. Bazıları tok karnına sahneye çıkamadığını söylüyor. Allah onun kuvvetini, azmini veriyor. Ben aç karnına çıkamam, yok anam yok!

Turnelerde ne yiyorsunuz?
- Turnelerde de ayaküstü yiyoruz. Kavun, karpuz, beyaz peynir, kaşar. Denk geliyorsa kebabını yiyorsun, denk gelmiyorsa domates, peynir... Ekmek aralarını tercih ediyorum turnelerde.

YEMEK YAPARKEN ŞARKI SÖYLÜYORUM KOMŞULAR BIKTI “YAVAŞ OL” DİYORLAR

Yemeği evde siz mi yapıyorsunuz?

- Tabii... Yemeğimi de, temizliğimi de ben yapıyorum. Sana gelmeden önce temizliğimi yaptım, ellerime oje sürmüştüm yine gitti. Kadın geldi, kadını beğenmedim, dandikten yapıyor, kalbini kırmadım ama pasaportunu verdim. Kendime bakmadığım kadar evime bakıyorum.

Kızınız en çok neyi seviyor?
- Kızım bana çekmiş, pek et sevmiyor. Bütün çocuklar gibi patates kızartması, köfte, pilav, zeytinyağlı taze fasulye, börek, sarımsaklı yoğurt sever. Hazır yufkayla börek yapıyorum. Çok yoğunum ancak bu kadarına fırsatım oluyor. Hazır yufkayla mantı bile yapıyorum. Çok yoğunum ama vallahi yemeğimi kendim yapıyorum, hazırlayıp dolaba koyuyorum, bir zeytinyağlı, bir etli, sonra doğru çalışmaya. Ben evimin hizmetçisiyim, kölesiyim.

Yemek yaparken şarkı söylüyor musunuz?
- Çokkkk. Komşularımın bazıları bıkıyor, “Kibariye Hanım çocuk uyuyor, birazcık yavaş olur musunuz” diyorlar. Ben arabesk müzikten çok Türk Sanat Müziği severim. Müzeyyen Senar, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses, Zeki Müren, Bülent Ersoy, Gönül Akkor, Münir Nurettin Selçuk gibi sanatçıların hastasıyım.

EKMEKSİZ DOYMUYORUM

Roman mutfağının en sevilen yemeği hangisidir?
- Domates, biber kızartması, üstüne sarımsaklı yoğurt. Romanlar bunu aşırı sever. Kuru patlıcan dolması, mercimek, kuru fasulye. 20 tane ekmek alınır, bir koca tencere kuru fasulyeyle hepsi yenir. Ekmeğe çok alışkınız. En kral yere gitsem, ekmeksiz doymuyorum.

Başka ne yemeği var Romanların?
- Roman köftesi... Bülent Ersoy benim köfteme aşıktır. İçine kimyon, soğan, sarımsak, karabiber, pul biber, nane, maydanoz, ekmek içi, yumurta, hafif kabartma tozu koyuyorum. Yoğurup köfte haline getirdikten sonra biraz kızartıyorum. Üzerine biraz yumurta sürüp biberlerle, patlıcanlarla fırına atıyorum. Romanlarda bu köfte çok meşhurdur, ekmeğini banarak yiyeceksin, canım çekti şimdi...

Rejim yapıyor musunuz?
- Bu aralar yapıyorum. Çok hoşuma gitmiyor böyle kilolu olmak. Giydiğin yakışmıyor, terliyorsun. İki kilo verdim şu anda ama daha yeni başladım. Ekmeği, hamur işlerini kestim. Ailece hepimizin rejime ihtiyacımız var. Kendi adıma domates, maydanoz, nane, soğan (hiçbir zaman eksik etmem soğanımı), bir dilim kepekli ekmek, domates, bunlar bana yetiyor. Tuzu, şekeri kestim. 44 falan giyiyordum şimdi 40 beden giyiyorum.

KURU FASULYEMİ YEME DE YANINDA YAT

Kuru fasulyeyi bir gece önceden suya koyuyorsun, sabaha kadar şişmesi gerekiyor. Sabah birkaç su yıka, kaynat. İçine de üç baş soğan, üç-dört acı biber at. İyice kaynadıktan sonra kuşbaşı et, kimyon, kırmızı biber, pul biber, salça, domatesi bir tavada kavur. Kuru fasulyeyi süz, kevgirden geçirdikten sonra bir fincan orijinal zeytinyağı koy. Sonra sosu döküp, iki tık daha kaynat. Biz fakirlikten geldiğimiz için kuru fasulye tercihimiz.

KIYMALI PATATESE ÇOK KIYMA KOYULMAZ

Kıymalı patatesi süper yaparım. Herkes lezzet versin diye içine kıymayı doldurur. Ben kıymayı az koyarım, soğanı iki tane atarım içine, çarliston biber doğrarım, yanına biber salçası, azıcık da domates salçası, yeme de yanında yat. Bamyayı da çok severim. Acıyı aşırı severim, tansiyonum olduğu halde aşırı acı yiyorum, sonra da mideden acı çekiyorum. Yüzümden ateş çıkıyor ama maşallah yine de yiyorum.
Musakkayı da çok güzel yaparım. Patlıcanları parmak patates gibi doğrayıp kızartırım. Sonra peçeteye koyup yağını alırım. Kıymasını soğanını, karabiberini, tuzunu, nane de yakışır, hep beraber kavururum. Bir tepsiye patlıcanları koyarım, malzemeyi de üstüne döküp fırına veririm. Fırından çıkarttıktan sonra, üzerine kaşar rendeleyip yine fırına veririm. Peynirler eriyince çıkartırım. Ne yemek olur ama... Yeme de yanında yat.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!