Devekuşu Kabare dönemi başlıyor

Güncelleme Tarihi:

Devekuşu Kabare dönemi başlıyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2010 01:00

1967’de Haldun Taner öncülüğünde Ahmet Gülhan, Zeki Alasya ve Metin Akpınar tarafından kurulan, toplumsal ve politik taşlamalarıyla ünlü Devekuşu Kabare’nin oyunları ekrana taşınıyor.

Haberin Devamı

DÜNDEN BUGÜNE DEVEKUŞU KABARE (FOTO - GALERİ)   

Star TV’de yayınlanacak “Kabare Atölyesi” adlı programda, amatör oyuncular Devekuşu Kabare skeçlerini Metin Akpınar, Zeki Alasya ve Nevra Serezli’den oluşan jüri karşısında sahneye koyacak, geçer not almaya çalışacak. Programın detaylarını Nevra Serezli ve Zeki Alasya’ya sorduk.           

“Kabare Atölyesi” Nevra Serezli, Metin Akpınar ve Zeki Alasya’yı jüri üyesi olarak buluşturdu. Bu süreçten bahseder misiniz?      

- Zeki Alasya: Bu programda genç oyuncular Devekuşu Kabare’nin eski oyunlarını oynuyorlar. Bu çok heyecan verici bir şey. Ama seyircinin beklediği proje tam olarak bu değil. ınsanlar Metin Akpınar, Zeki Alasya ve Nevra Serezli’yi tekrar bir arada görmek istiyor. O nedenle sonraki bölümlerde belki daha farklı şeyler yapacağız. şimdilik görevimiz jürilik. Zaten Devekuşu Kabare’nin oyunları tekrar sahneye konuluyorsa, performansları değerlendirmek Metin’in, Nevra’nın ve benim en doğal hakkımızdır diye düşünüyorum.

Seyirci beklentisinden söz  ettiniz. Peki bu beklentiye cevap verecek misiniz? Üçünüzü aynı projede oyuncu olarak görebilecek miyiz?     

- Z.A: Belki bundan sonra bir sit-com olabilir. 1997’de başlayan “Zeki ve Metin birbirlerine düşman” haberlerinin artık sonuna gelmiş bulunuyoruz. 1999’da ve 2002’de iki filmde buluştuk. Ama ondan sonra hiçbir projede yan yana olmadık. Evlilikler vardır, boşanmayla biter ve bir süre geçer. Sonra tekrar “bir araya gelelim” derler. ışte o karardan sonraki süreç, alışma sürecidir. Biz de şu an o alışma dönemindeyiz. Bir araya gelme iradesi gösteriyoruz. Yıllardan beri ilk kez yan yana görünüyoruz. Bu program bittikten sonra duruma bir bakacağız. Bu iş eğer insanların bize duyduğu özlemi giderirse, tamam der bırakırız. Ama bize duyulan özlem sürerse, bizi yine karşılarında görmek isterlerse, bir sit-com’da oynayabiliriz.

- Nevra Serezli: O zaman dağıtırım ortalığı işte!

Nasıl yani?

- N.S: Dağıtırım çünkü sit-com ve komedi oyunculuğu üzerine ihtisas yaptığımıza inanıyorum. Bazı yanlışları gördüğümde, bunu seyirci de görsün istiyorum. Sit-com oyunculuğu, normal komedi ile kabare oyunculuğu arasında bir şey çünkü... Çok küçük bir fark var arada ama işi iyi bilenler farkı hemen anlar. Başladığınız ses tonu, enerji yüksekliği; hepsinin iyi ayarlanması gerek...

“EVET” DEDİRTEN İŞTE BU EKİPTİR

Bu projeyi kabul etmenizde en önemli etken nedir?


- Z.A: En önemli etken bu üç kişinin tekrar bir araya gelmesi tabii... Bana “Bu isimler olmadan böyle bir iş var, jüri üyesi olur musunuz?” diye sorsalardı garip bir para isterdim, çok da fazla heveslenmezdim. Ama bu ekip yüzünden daha mukavele bile imzalamadan çekimlere başladık. Metin’e de sorsanız aynı cevabı alırsınız.

- N.S: “Zeki ve Metin de işin içinde” denilince hiç uzatmadım, “Tamam konuşmayın, kabul ediyorum” dedim.

Yıllar önce oynadığınız oyunları şimdi jüri koltuğunda izliyorsunuz. Nostaljik bir duygusallık var mı ya da oyunculuk anlamında ister istemez bir kıyaslamaya giriyor musunuz?

- Z.A: Öyle bir nostaljik yaklaşım içinde değiliz aslında... Bu çocukları kendimizle kıyaslarsak da haksızlık etmiş oluruz. Biz bunları yaptığımız zaman çok tecrübeli oyunculardık. O yüzden çocukların durumu çok zor.

- N.S: Ben de “Biz harika oynamıştık” gözüyle bakmıyorum hiç... Normal bir skeç oynanıyor, ne doğru ne yanlış diye bakıyorum, karşılaştırma yapmıyorum. Aradan 25 yıl geçti zaten. Biz de şimdi oynasak bu skeçleri, eskisiyle aynı olmaz. Geliştirdik kendimizi.

BAZI FİLMLERDE KENDİME TAHAMMÜL EDEMİYORUM

Eski filmlerinizi izlediğinizde kendinizi eleştirdiğiniz oluyor mu?


- N.S: Eski filmlerimi izlediğim zaman “şimdi böyle oynamam” diyorum. Çünkü eski filmlerde ne kadar büyük hareket edersen o kadar kendini gösterirsin gibi bir düşünce vardı. Oynadığım bazı filmlerde kendime tahammül bile edemiyorum açıkçası.

Bu oyuncular tiyatro kökenli mi?

- Z.A: Tiyatro kökenli oyuncular da var, ilk kez sahneye çıkanlar da. Müjdat Gezen Tiyatro’sundan oyuncular var mesela. Ama genelde geçmişleri olmayan amatör oyunculardan oluşuyor ekip...

Çekimlere yayın tarihinden çok önce başladınız. Oyuncularda yönlendirmeleriniz sonucu gözlemlediğiniz değişimler oldu mu?

- N.S: ılk sahneye çıktıkları zaman ile şimdi sergiledikleri oyunculuklar arasında dağlar kadar fark var. En güzeli, söz de dinliyorlar. Söz dinlemeleri, söyleneni yapmaya çalışmaları ve o doğrultuda hareket etmeleri, oyunlarına yansıyor.

KABARE YAPABİLECEK BİR KADRO YETİŞTİRİYORUZ

Yarışma şeklinde mi ilerleyecek bu program, yani iyi oynayanın kazanacağı bir formatı mı var?


- Z.A: Klasik bir yarışma şeklinde ilerlemeyecek ama aralarından bazıları elenecek. Kabare oyuncuları seçeceğimiz için kabareye yatkın olmayanları eleyeceğiz. Elenenler belki oyunculuğun başka branşlarında ilerlerler. Finale kalanlara yeni yarışmacılar da eklenecek. Yani biz kabare yapabilecek bir kadro yetiştiriyoruz.

Öğrendiklerinizi aktarmak adına özel olarak oyuncu yetiştirmeyi hiç düşündünüz mü? 

- N.S: Ben çok sabırsızım. Uğraşamam, sinirleniveririm. Burada ise bir oyuncuya eksiğini söylüyorum, ertesi gün onu düzeltip gelince çok mutlu oluyorum. Hatta onlara evlat muamelesi yaptığım bile oluyor. Dizilerde karşılaştığım acemi oyuncuları da bir kez uyarırım, oralı olmazlarsa bir daha da tek kelime etmem. Bu anlamda alıngan bir tarafım var.

Haberin Devamı

BU ÜLKEDE KABARE TİYATROSUNU EN İYİ YAPAN BİZİZ

Bu programdan beklentiniz, kabare tiyatrosunu yaşatacak kişiler yetiştirmek diyebilir miyiz?

- Z.A: Kabare tiyatrosunu Türkiye’de en iyi yapan isimler bizleriz. Kabare tiyatrosunu biz kurduk, biz bir yerlere getirdik. Kimse bunun aksini söyleyemez. Bu bilgilerimizi gençlerle paylaşmamız lazım. Bir yola çıktık, sonrasına bakacağız. 

- N.S: Aslında bu programı izlerken bizi çok antipatik bulup da “Ya biz mecbur muyuz iki saat sizin tiyatro dersinizi dinlemeye” diyecek insanlar da çıkabilir. Veya “Biz de bir şeyler öğreniyoruz ve bu çok hoşumuza gidiyor. Bundan sonra seyrederken sizin gözünüzle seyredeceğiz” diyebilirler. Ama biz samimiyetimize güveniyoruz ve bunun insanlara geçmesini umut ediyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!