Cumhuriyet bir yandan Ramazan bir yandan basmışlar geleneği basmışlar geleneği

Bu yılın yükselen trendi Ramazan sushi'si yiyip su dolu kadeh tokuÅŸturmak olabilir belki... Cumhuriyet bir yandan, Ramazan bir yandan; basmışlar geleneÄŸi, basmışlar geleneÄŸi, ülke tarihi insanın gözünün önünden film ÅŸeridi gibi geçiyor.ArkadaÅŸlar eksik olmasınlar, benimle sık sık dalga geçerler. Sokaktan ak sakallı, nur yüzlü bir dede geçmeyegörsün, direkt iÅŸaret ederler: ‘‘Çapa, bak, adam tam senin tipin...’’Adımız çıkmış dokuza, inmez sekize... ErgenliÄŸimden beri ‘‘şakaklarına kır düşmüş’’ olgun erkekleri beÄŸenirim. Erkek dediÄŸin zaten kadının en az 10 yıl gerisinden geliyor, geç olgunlaşıyor. Çoluk çocuk idare edecek hálimiz yok. AÅŸk hayatı dediÄŸin çocuk esirgeme kurumu mu kardeÅŸim?..GeçtiÄŸimiz gün, Cumhuriyet özel ekinde beraber çalıştığımız bir yáren; ‘‘Eee’’ diye lafa girdi yine; ‘‘Bizim Cumhuriyet de 80. yaşına geldi dayandı. Senin gözüne hiç bu seneki kadar yakışıklı görünmemiÅŸtir herhalde?’’‘‘Öyle,’’ dedim. ‘‘Baloya çağırsalar, tüzel kimliÄŸiyle valse bile kalkarım vallahi...’’‘‘Geçti o dönemler kızım’’ dedi bizimki bu kez. ‘‘Sen eskilerde takılmış kalmışsın. Meclis tavanına çiÄŸ köfte yapıştırma dönemleri bile geride kaldı. Baksana Ä°brahim Tatlıses de konser vermeyi reddetmiÅŸ zaten. Bu yılın yükselen trendi Ramazan sushi'si yiyip su dolu kadeh tokuÅŸturmak olabilir belki... Fonda da 'BaÅŸbakan Ata BinmiÅŸ Ya Nasip DemiÅŸ' isimli yeni bir eser çalınabilir. HoÅŸ olur, yakışır...’’‘‘O ne be?’’ dedim, háliyle Ramazan sushi'sini kastederek.Geçenlerde beÅŸ yıldızlı bir otelin basın bülteni geçmiÅŸ eline. Önümüzdeki ayın programında ne var ne yok, onu anlatıyor bülten. Fakat öyle bir edebiyat döktürmüşler ki her cümlenin içinden en az iki adet gelenek kelimesi geçiyor. Cumhuriyet bir yandan, Ramazan bir yandan; basmışlar geleneÄŸi, basmışlar geleneÄŸi, ülke tarihi insanın gözünün önünden film ÅŸeridi gibi geçiyor. Peki bu ananeyle yatıp gelenekle kalkan otelin iftar mönüsünün yıldızı nedir dersiniz: Sushi...‘‘Eh, dedim, ‘‘yemin etseler baÅŸları aÄŸrımaz. Japonlar kadar geleneklerine baÄŸlı bir millet var mı? Hep küçük Amerika olmaya çalışmayacağız ya, biraz da küçük Japonya olmaya gayret ederiz. Hem belki adı yolsuzluÄŸa karışan siyasiler de harakiri falan yapar; memleket tarihinde bir bahar temizliÄŸi yaÅŸanır.’’İyimserliÄŸimi göz yaÅŸartıcı buldu: ‘‘Sende bu Pollyanna eblehliÄŸi olduÄŸu sürece, Maya medeniyetiyle akraba olduÄŸumuza, ileride bir tarihte uzaylıların yine bir koÅŸu gelip, ülkeyi adam edip gideceÄŸine bile ikna olursun.’’Olurum tabii... Bakınız, ikincisi, üçüncüsü, dördüncüsü, ondördüncüsü filan tartışılırken, birinci Cumhuriyet, arslanlar gibi 80. doÄŸumgününü kutluyor. Ben derim ki, 180. seneye kalmaz, demokrat bir hukuk devleti olduÄŸumuzu bile görürüz. Acelemiz mi var? Müsterih olalım arkadaÅŸlar. En azından bu yıl, TeleVole sorularına muhatap kalan mankenlerin iÅŸi nispeten kolay olacak. ‘‘Cumhuriyetin kuruluÅŸ yılı kaçtır?’’ sorusu karşısında ‘‘Ay, vallahi biliyordum, ay dilimin ucundaydı, ilahi-hi-hi...’’ ÅŸeklinde bocalamayacaklar. Eh, basit bir çıkartma iÅŸlemidir neticede yani (Tabii, 80. yılı idrak ettiÄŸimizi bildiklerini varsayıyoruz!): ‘‘2003 - 80 = 1923!’’Â