Come come come, stop!

Güncelleme Tarihi:

Come come come, stop
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2007 00:00

İstanbul’da her türlü ilginçliğe rastlamanız mümkündür. Hele de Beyoğlu’nda... Telefonla konuştuğum eşim bir yandan benimle konuşurken bir yandan "I am sorry I am late" (özür dilerim geç kaldım) deyince, merak ettim. Beyoğlu’nda bir otoparktaydı ve otopark görevlisiyle konuşuyordu. Bir yandan gülüyor bir yandan anlatıyordu: "Buradaki otoparkçı Türkçe bilmiyor da... "

Onunla Türkçe konuşabilirsiniz, ama İngilizce konuşmak daha kolayına geliyor. Bildiği yabancı diller Nijeryalı Michael David’i (38) çalıştığı otoparkın favori adamı yapmış. Nijerya’da yerel diller dışında herkes ortak dil olarak İngilizce konuştuğu için İngilizcesi de anadili sayılır. Beş yıl Belçika’da kalmış ve bunun iki yılında üniversitede iş idaresi okumuş bu sırada Fransızca da öğrenmiş. Nijerya’ya geri döndükten bir süre sonra Mısır’a oradan da Suriye’ye gitmiş. Orada geçirdiği zamanda Arapça öğrenmiş. Son 4.5 yıldır yaşadığı İstanbul’da ise üstüne bir de Türkçe... Yani 5 dili konuşabiliyor. Ama işyerinde Türkçe’den çok yabancı dillerini kullanıyor: "Amerikalılarla İngilizce, Fransızlara Fransızca konuşuyorum. Bazen Suudi Araplar geliyor onlara kendi dillerinde cevap verebiliyorum. Elbette Türkler geldiğinde onlara Türkçe yanıt veriyorum."

Beyoğlu’nun kozmopolit yapısında otoparka gelenlerin çoğu da yabancı şirket çalışanları. Patronu ondan son derece memnun. Gün geliyor üç katı birden idare edebiliyor, sigara içmediği gibi yerlere izmarit atılmasına kızıp genellikle izmaritleri elleriyle topluyor.

Yabancı müşteriler doğrudan onun katına gidiyor. Katlarda her müşteri grubu için bölümler yapmış, değişik memleketleri bölümlere ayırıyor; Amerikalıları bir bölüme, Fransızları bir bölüme yerleştiriyor...

Nijerya’daki üç çocuğuna ve eşine para gönderiyor. İstanbul’da para kazanmakla geçen zamanında sosyal hayata pek yer yok: "Türkiye yabancıları çok seviyor. Nereli olduğunuz onlar için çok önemli değil. Kurallara, kanunlara uymanız yeterli. Türkiye’yi çok seviyorum, benim için harika bir ülke. Otoparka gelenlerin çoğu sürekli şirket çalışanları ve hemen hepsiyle arkadaş olduk. Dışarda görünce de bana Mike, Mike diye seslenirler, aile gibi olduk. Eğer fırsat veririlirse siyahların bu ülkeye çok katkısı olabilir. Türkiye dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri." Mike, futbola bayılıyor, Galatasaray’ı tutuyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!