Çocuk kalbi durmasın!

Güncelleme Tarihi:

Çocuk kalbi durmasın
Oluşturulma Tarihi: Ocak 23, 1999 00:00

Haberin Devamı

Türkiye'de canlı doğan her 1000 bebekten 7-8 tanesi doğumsal bir kalp hastalığının pençesinde yaşamla tanışıyor. Bu oran, nüfus artış hızıyla birleştirildiğinde, her yıl 12-13 bin yeni doğan ‘‘Doğumsal Kalp Hastası’’ olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye'de yılda ortalama bin çocuk kalp ameliyatı geçiriyor. 4 bininin ise tedavi olanağı yok.

Türkiye, günümüzde kalp sağlığındaki yetersiz koşullar nedeniyle uygar ülkeler düzeyine erişebilmiş değil. Türkiye'de canlı doğan her 1000 bebekten 7-8 tanesi doğumsal bir kalp hastalığının pençesinde yaşamla tanışıyor. Bu oran, nüfus artış hızıyla birleştirildiğinde, her yıl 12-13 bin yeni doğanın, ‘‘Doğumsal Kalp Hastası’’ olduğu sonucuna varmak mümkün. En iyimser tahminler, Türkiye'de yılda ortalama bin çocuk kalp ameliyatının yapıldığını öngörüyor. Geride kalan 4 bin çocuk, tedavi olanağına kavuşamıyor, büyük bölümü hayatını kaybediyor.

Halkın yüzde 40'ını oluşturan 15 yaşın altındaki çocuk nüfusumuzda gelişen romatizmal kalp kapağı hastalığı ile enfeksiyona bağlı gelişen diğer kalp hastalıkları da sayısal olarak bu tabloya eklendiğinde toplam olarak her yıl 15-20 bin çocuğun tedaviye muhtaç olduğu ortaya çıkıyor. Çocuk kalp hastalıklarının çok çeşitli ve bir o kadar da karmaşık olması, günlük gecikmelerin bile zaman zaman tedavi şansını yok etmesi, bazı vakalarda henüz doğumu izleyen ilk günlerde cerrahi müdahalenin kaçınılmaz olması, gerek tanı, gerekse tedavi aşamalarında çocuk kardiyolojisi ve çocuk kalp cerrahisine özel bir konum kazandırıyor.

Çocuk kalp cerrahisi denildiğinde akla ilk gelen merkez, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü. 1985'de kurulan ve 1986'da aktif olarak hasta kabul etmeye başlayan bu enstitü, hem teknolojik açıdan, hem de kadro açısından Türkiye'nin en gelişmiş referans merkezlerinin başında yeralıyor. Türkiye'de kalp cerrahisi ve kardiyoloji konusunda kompleks prosedürlerin uygulandığı, yeniliklerin takip edilerek uygulamaya sokulduğu bir eğitim kurumu olan İ.Ü. Kardiyoloji Enstitüsü, geçtiğimiz günlerde iki önemli ameliyata ev sahipliği yaptı.

UMUT CAN, CANLANDI

İ.Ü. Kardiyoloji Enstitüsü'nde, geçtiğimiz hafta, Türkiye'de ilk kez, dünyada da çok ender uygulanan iki önemli ameliyat gerçekleştirildi. Enstitünün Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu ve ekibi tarafından hayata döndürülen vaka, 6 aylık bir bebek. Adı Umut Can Özkan. Umut, iki ayrı kalp anomalisiyle doğmuş bir bebek. Birisi büyük damarların transpozisyonu, ikincisi ise kalbi besleyen koroner damarlarda anomali. 8 saat süren ve son derece başarılı geçen bir operasyon ile, kalp damarlarında yer değişikliği yapılarak ve karıncıklar arasındaki delik kapatılarak tam düzelme sağlandı. Operasyonun başındaki kişi, Prof. Dr. Sarıoğlu, koroner damarlardaki anomaliyi nasıl düzelttiklerini şöyle anlattı:

‘‘Bir milimetre çapındaki meme damarıyla, kalbin sağ tarafını besleyen koroner kalp damarını birbirine bağlayarak bu bebeğin hayatını kurtardık. Eğer bu ikinci işlemi yapamasaydık, yaşaması mümkün değildi. Ameliyat sırasında masada kalırdı. Bütün bu işlemler, tek seansta gerçekleşti. Umut Can'a, çocuk kalp cerrahisinin en önemli ameliyatlarından jatene ile koroner by-pass'ı tek bir seansta uyguladık. Türkiye'de ilk kez, dünyada da birkaç vakaya uygulandı. Düşünün ki, küçücük bir bebek. 1 milimetre çapındaki damarı, bir başka bir milimetre çapındaki damara dikiliyor. Kıl gibi incecik damarları dikiyoruz. Bu damarların daha sonra çalışması, yani kan geçmesi çok daha önemli. Kan geçmezse, işlem başarısız olur. Şu anda Umut Can sağlığına kavuştu. Birkaç güne kadar taburcu edeceğiz.‘‘

OKAN BİSİKLETE BİNECEK

9 yaşındaki Okan Közleme, sanki hiç hastalanmamış gibi. Öylesine sağlıklı ve dinç görünüyor ki. Onun bir kaç gün öncesine kadar ölümcül bir kalp hastalığıyla içiçe yaşadığını kim bilebilir ki? Cin bakışlı Okan, 6 aylık Umut Can gibi, Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen bir dizi operasyon sayesinde sağlığına kavuştu. Toplam 6 saat süren ameliyat sırasında, kalbindeki iki ayrı sorun giderilen Okan, aort damarındaki darlık nedeniyle, 5 yaşında bir ameliyat geçirmiş. Okan'ın rahatsızlığı, daha sonraki gelişimiyle beraber nüksetmiş. İlkokul 3'e giden Okan'ın ameliyatını yapan Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, 6 saat süren tek seanslık operasyon hakkında şöyle konuştu:

‘‘Okan'ın kalpten çıkan ana atardamar kapağında ve kalbin çıkışında darlık vardı. Aynı zamanda, kapakta yetersizlik söz konusuydu. Sol kalbin çıkışını genişletirken, kalbin karıncıklar arasındaki bölmeyi kısmen keserek, aort damarı kapağıyla birlikte çıkartıp, yerine akciğer ana atardamarını kapağıyla birlikte transfer ettik. Buna tip dilinde, kalbin ototransplantasyon ameliyatı yani Ross adı veriliyor. Bu çocuğa hayvanlardan alınan ve insanlardaki homogreft yerine geçen kapaklı damar kullandık. Rutin olarak sadece bizim hastanemizde uygulanan bu ameliyata ek olarak, karıncıklar arasındaki bölmede kesilerek genişletildi. Böylece, kalbin çıkışındaki darlık giderilmiş oldu. Buna da tıp dilinde, Konno ameliyatı adı veriliyor. Ross ve Konno ameliyatını Türkiye'de tek biz uyguluyoruz. Ama her ikisini de, tek seansta gerçekleştirdik. Bu ameliyatlar, dünyada çok az sayıda merkezde gerçekleştiriliyor. Eğer Okan bu ameliyatı olmasaydı, sol kalp yetersizliğiyle kaybedilmeye adaydı.‘‘

Doğduğundan beri, koşmanın, hızlı yürümenin, yorulmanın yasaklandığı bir yaşamı sürdüren Okan, taburcu olup, bir süre dinlendikten sonra, istediği gibi koşup, bisiklete binebileceği için çok mutlu.

Türkiye'de kalp cerrahisi

Kalp cerrahisi ve kardiyolojinin çok özel bir dalı olan yenidoğan ve çocuk kalp cerrahisiyle ağırlıklı olarak ilgilenen İ.Ü. Kardiyoloji Enstitüsü, Türkiye'deki yetişkin nüfusun yüzde 20'sini risk altına alan kalp hastalıklarına karşı da kayıtsız değil. Varolan merkezler her ne kadar ihtiyaca cevap vermekten uzak olsa bile, enstitüde ayda 100 açık kalp ameliyatı yapılıyor. Döner Sermaye geliri, rektörlük katkıları ve bağışlar ile bir yenilenme sürecine giren enstitünün tadilatı 6 aydan beri devam ediyor. Şubat sonuna doğru tamamlanması planlanan bu reorganizasyon süreci, cerrahi ve kardiyoloji yoğun bakım ünitelerinin tamamen yenilenmesini beraberinde getirdi. Klimatizasyon sistemi de yenilenen enstitü, 150 milyar liralık bir bütçeyle yepyeni bir çehreye kavuşacak.

Kalp cerrahisinde öncülük görevini Hacettepe Üniversitesi, Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi'yle birlikte paylaşan İ.Ü. Kardiyoloji Enstitüsü, Türkiye'nin her tarafından hasta kabul ediyor etmesine ama bu her yıl 50 bin yetişkin koroner hastasının sadece 10 bininin ameliyat şansına kavuşmasından öteye gidemiyor. Enstitünün Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, ‘‘Buradan yetişen bir çok genç hekim, Türkiye'nin önde gelen kurumlarında, Amerikan Hastanesi, Florance Nightingale, Bayındır Tıp Merkezi ve benzeri yerlerde görevlerine devam ediyor. Ama maalesef kendi

içimizde bir sarsıntı dönemi yaşadık. Şu anda toparlanma sürecindeyiz. Yeniden öncülük görevini üstleniyoruz. Bu sarsıntı dönemi boyunca hiç bir zaman kaliteden ödün verilmedi. En önemli ihtiyacımız ise, personel. Hemşire ve yardımcı personel açığımız çok büyük. Kalp Cerrahisi Anabilim Dalı'nda şu an 23 hemşiremiz var. Bir

20 hemşireye daha ihtiyaç var. Olması gereken hizmeti ancak o zaman verebiliriz.‘‘ diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!