Çocuğum olursa dünyanın en mutlu annesi ben olacağım

Güncelleme Tarihi:

Çocuğum olursa dünyanın en mutlu annesi ben olacağım
Oluşturulma Tarihi: Eylül 23, 2012 00:00

Zaten Hande Ataizi, uzun zamandır Türkiye’nin en iyi giyinen kadınları listesinin baş sıralarında oturuyordu. Stiline ve tarzına yakışan öyle bir düğün planladı ki, fotoğrafları Türkiye’deki bekâr genç kızların hayal karesi oldu. Aslında moda konuşmak için buluştuk ama hayatındaki her şeyi konuştuk.

Haberin Devamı

- Bu hayalinizdeki düğün müydü
- Aslında pek düğün tipi değilim. Düğün takıntım da yoktu. Hatta Avrupa’da bir konsoloslukta evlenelim istedim. Ama Benjamin beni kalbimden vuran cümleyi söyleyince bütün düşüncelerim değişti: “Bizim hiç düğün fotoğrafımız olmayacak mı?” O zaman hadi dedim ve bir hatıra kurgulamaya çalıştım. Otele girmeyelim, rahat olalım istedim. Davetlilere ne istiyorsanız öyle giyinin, kasmayın dedim. Bir ay 10 günde hazırlandık. Artık bir fotoğrafımız var çok şükür.
- Evlilikten sonra ikinci adım hep aynı kapıya çıkar: Çocuk! Bu meselenin ağırlığını hissediyor musunuz?
- İstiyorum, inşallah Allah kısmet eder. Daha önce iki kere düşük yaptım. Bir tanesi üç aylıktı. Moralim çok bozuldu. Benim için her şey niye bu kadar zor! Aile kurmak istiyorum, çocuklara tapıyorum ama olmuyor işte. Evet, bir sürü yöntem var. Tüp bebek var, o var bu var ama onlar da eziyet. Çocuğum olursa dünyanın en mutlu annesi ben olacağım. Ama olmazsa da fazla vakit kaybetmeden evlat edineceğim.
- Düğünde kameralara yüzüğünüzü mü gösterdiniz?
- Gösterir miyim aşk olsun! Zaten o yüzük beş aydır parmağımda. Benjamin evlenme teklif ettiğinde takmıştım. Gazeteci arkadaşlara öpücük göndermiştim, elim dudağımdan ayrıldığımda havadayken çekmişler. Gerçekten bazen insanları anlamıyorum. Göstersem ne çıkar, mutluluğumu paylaşmışım. Kaşıkçı Elması mı parmağımdaki? Sembolik bir şey.
- Benjamin’le tanışmadan önce “Evlensem evlensem bir yabancıyla evlenirim” der miydiniz?
- Asla. Hiç böyle bir hesap yapmadım. Kaldı ki aynı kültürden iki insanın birbirini anlamasını daha kolay buluyorum. Çünkü aldığımız eğitimler, izlediğimiz filmler, şarkı sözlerini paylaşmak çok başka. Ama yıllar ilerledikçe onların da yeterli olmadığını görüyorsun. Önemli olan karşındaki insanın sana huzur vermesi ve kendini güvende hissettirmesi. Bunlar devreye girdiğinde bunun dili, dini, ırkı olmuyor. Bunları kimde yakalıyorsan, bütünlüğü onda buluyorsun.
- Benjamin Harvey, Bloomberg Haber Ajansı’nın finans bölümünün başında. Gazeteci olmasından öte ekonomi ve politikayla iç içe. Nasıl anlaşıyorsunuz?
- Ortak noktamız tabii ki ne finans ne politika. Onunla gündemi daha yakından takip ediyorum ama o kadar haşır neşir değilim. Sabah 06.30’da evden çıkan bir kocam var. Sayesinde ben de güne erken başlıyorum.

Haberin Devamı

ERKEK DEDİĞİN LORD OLMALI

Haberin Devamı

Benjamin’in damatlığını Nişantaşı’nda yeni açılan ısmarlama dikim butiği hazırladı. Renginden tut, kesimine kadar tam istediğimiz gibi diktiler. Kumaşına aşık olduk. İddialıydı ama kesinlikle Benjamin’in rengiydi. Günlük hayatta da böyle giyinir. Zaten ben de mendil takan, kravat kullanan, yün yelek seven erkeği seksi bulurum. Hiçbir zaman yırtık jean, tişört erkekleri beni çekmez. Erkek dediğin lord olmalı.

SINIRLI PARAN VARSA DAHA İYİ GİYİNİRSİN

Giyim tarzımı anneme ve anneanneme borçluyum. Annem maskülen-feminen karışık bir tarza sahipti. Bana genç kızken İskoçya’dan etekler almıştı. Ekose ceketlerini hiç unutmam. Anneannemse tam bir Chanel kadınıydı. 1930’ların tarzını bire bir benimserdi, daha feminendi. Ben ikisinin karışımıyım. İlk para kazandığım yıllarda nasıl giyineceğimi bilemediğim dönemler oldu. Zamanla beni mutlu eden tarzı buldum. Renk konusunda cesaretliyim. Mesela morla kırmızıyı bir arada kullanırım. Dümdüz elbiseyi mutlaka enteresan bir ayakkabıyla tamamlarım. Pırıltılı gece ayakkabılarını gündüz çorapla giyerim. Kurallara aldırmıyorum çünkü etraf için değil, kendim için giyiniyorum. Bir de şuna eminim: Sınırlı paran varsa kesinlikle daha güzel giyiniyorsun. Fazla para kafa karışıklığına, stil saçmalıklarına sebebiyet veriyor.

Haberin Devamı

“Düğün, arkadaşlarım sayesinde güzel oldu. Armayı çizen, düğünü planlayan, otelin sahibi hep dostlarımdı. Çok emek verdik. Gelinliğimi Beyaz Butik’ten aldım. Sekiz gün kala... Hakan Yıldırım bedenime göre ayarlayıp biraz değiştirdi. Başımdaki aksesuvar Chanel’den. Çok yakın bir arkadaşım duvağımı hediye etti. Ayakkabılarımı dört gün kala buldum”

“Benjamin’le düğün sonrası evimize geldik, evlilik cüzdanına bakıyoruz. Benim doğum yerim Bursa, onunki New York. Hayat o kadar enteresan ki, bizi burada buluşturdu. O yüzden evlilik konusunda umutsuz arkadaşlarıma ‘Hiç belli olmaz, her yerde, her an ruh eşinizi bulabilirsiniz’ diyorum. Bu tesadüflere inanıyorum”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!