Çıkışta söylediğim ‘Ver coşkuyu’ lafı ‘Maç daha yeni başlıyor’ mesajı

Güncelleme Tarihi:

Çıkışta söylediğim ‘Ver coşkuyu’ lafı ‘Maç daha yeni başlıyor’ mesajı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2012 00:00

Kumsalın kalbinde, dalgaların usulca okşadığı, yeşilin gölge ettiği küçük bir taş ev. Duvarda mavi porselenden balıklar, nazar boncukları. Denizin huzurlu, dingin hışırtıları Bodrum’un eski Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un yüzüne, yüreğine ve evine yansımış.

Haberin Devamı

- Sizi cezaevinin çıkışında nerdeyse tüm Bodrum karşıladı. Ne hissettiniz?
- Sevildiğimi biliyordum ama doğrusu bu kadarını tahmin etmezdim. Kamuoyunda aklanmak kadar güzel bir şey yok. Türk yargısından da aklanacağımı biliyorum.
- Varlıklı bir aileden geliyorsunuz ve 200 milyon dolarlık servetiniz olduğunu söylediniz. Yolsuzlukla suçlandığınızda ilk tepkiniz ne oldu?
- Ailemizden gelen onurlu, gururlu bir soyadını taşıyoruz. Benim çocuklarıma bırakacağım en büyük miras bu soyadı. Bunu düşünen biri olarak tabii ki yolsuzluk suçlamaları beni yıktı.
- Para sizin için ne ifade ediyor?
- Hiçbir şey ifade etmiyor… Kullanmıyorum bile. Para hayatımdan 1999’dan sonra tamamıyla çıktı. Her şeyi kız kardeşim idare eder. Benim sadece bir kredi kartım var.
- Anneniz siz politikaya girmeden önce “Seni iki defa ölümden kurtardım bu defa milletin elinden kurtaramam” demiş. Sizi nasıl kurtardı?
- Yaramaz bir çocuktum. Boğazıma bir defasında aspirin bir defasında da patates kaçtı, ölüyordum. Ama annem bu sözüyle siyasetin çok katı olduğu dönemleri özellikle de 50’li yıllardaki siyaseti kastediyor. Dedem Demokrat Parti’nin iktidarda olduğu dönemde koyu bir CHP’liydi. Ürettiği ürününü satamıyor, benzin alamıyordu… O yıllardaki siyasetin acımasızlığını gördüğü için siyasetten hep uzak durmamızı istedi.
- Herkes size oy vermiş, bir tek anneniz vermemiş. Anne sözü dinlemeyince bak neler oluyormuş diye düşündüz mü hiç?
- Bu 100 günlük süreçte en ağır meselelerden biri de 80 yaşındaki annemi üzmem. Annemin her hafta oraya gelmeye çalışması, açık görüşlerdeki hasret dolu, duygulu anlar. Bunun hesabını çok yaptım.
- Kaç kişi birlikte kalıyordunuz?
- Aynı ekip, yani tutuklu olan dokuz kişi.
 - Orada başkanlık yaptınız mı? Neredeyse bir birim kurabilirmişsiniz…
- Bakın güzel olan bu işte; aşağı yukarı bir buçuk ay sonra başkanlık görevim askıya alındı. Ama orada başkanlığım devam etti. Başkan bir şey ister mi, çay-kahve içer mi, meyve saati geldi meyve yer mi diye gözümün içine baktılar. Bunların mutluluğu bana yeter.
- İlk gece nasıl geçti?
- Uyuyamadım. Anlayamadım. Niye buradayım, niye tutuklandım diye düşünmekten kendime gelemedim.
- Peki son gece nasıldı?
- Hiç uyumadık.

Haberin Devamı

CHP’YE GEÇECEKMİŞİM GİBİ BİR KANI OLUŞMUŞ

Haberin Devamı

- Elinizde basketbol topu ve tenis raketiyle çıkıp “Ver coşkuyu” dediniz… Ne demek istediniz?
- Hayat bir otoban değil. Zaman zaman patika yollara da girebiliriz, lastiğimiz de patlayabilir. Bu üç aylık süreci bir trafik kazası olarak yorumluyorum. Ama yenilgi pes etmektir. Asla pes etmeyeceğim; mücadeleye devam. “Ver coşkuyu” lafıyla ‘Maç daha yeni başlıyor’ mesajını vermek istedim. ‘Ver coşkuyu’ da benimle bütünleşmiş
bir slogan.
- İçerideyken Bodrum’un neresinde olmayı hayal ettiniz?
- Evimde olmak istedim. Rüyalarıma giren tek yer evim, bahçem, çiçeklerimdi. Her gece benzer rüyalar…
- Bodrum Mehmet Kocadon’a kavuştu, başkanına ne zaman kavuşacak?
- Bir dilekçeyle Bodrum Kaymakamlığımıza müracaat ettim. Süreci bekleyeceğim.
- Biz burada otururken sevenleriniz geldi gitti; her gelen size bir akıl verdi. Özellikle de CHP’ye geç diye bir baskı sezdim...
- Halkta sanki CHP’ye geçecekmişim gibi bir kanı oluşmuş. Tutuklanmamda mevcut hükümetin bir payı varmış gibi algıladılar. Şu anda bir başka partiye geçmeyi düşünmüyorum. Bana bu süreçte en çok sahip çıkan mevcut bir partim var; Demokrat Parti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!