Cesur Madra

GÖNÜL MADRA FOTOĞRAFLARI

Cemiyet hayatının tanınmış isimlerinden Zeynep-Salih Madra’nın kızı Gönül Madra, Hello!’ya verdiği röportajda henüz 24 yaşında olmasına rağmen yaşamın gizlerinden pek çoğunu keşfettiğini söyledi: “Korku enerjisi, en güçlü enerjilerden biri. İstediğin geleceğe bilerek yürümek için cesur olmak gerek. Bu yüzden ben de tutkularımın peşinden gidiyorum.”

Hayat hikâyende hangi serüvenler karşımıza çıkıyor?
- Ortaokul eğitimime Üsküdar Amerikan’da başladım. Ara geçiş sınavıyla liseyi Robert Kolej’de tamamladım. Etrafımdaki birçok kişi Robert Kolej eğitiminin üzerine sanat veya tasarım eğitimi almamın kariyerim açısından çok yanlış olduğunu söyledi. Fakat kimseyi dinlemedim. Büyük bir şansla İngiltere’deki St. Martins College of Art&Design’a kabul edildim. Orada ‘Performans Design’ eğitimi aldım. Sonra Türkiye’ye döndüm. Bir sene annemle ortak olarak kurduğumuz Luxuria’da, ardından DDF Pazarlama İletişimi Bölümü’nde çalıştım.

Şimdi Barcelona’da EADA’da pazarlama master’ı yapacaksın.
- Özellikle pazarlamanın psikolojik boyutu çok ilgimi çekti. İlk başta master’ı, üniversite eğitimimi aldığım Londra’da yapmayı düşündüm. Fakat bir taraftan da elime yepyeni bir kültürü ve dili öğrenme fırsatı geçti. Barcelona, benim için çok büyük bir macera olacak
.
ANNEMLE BABAM BOŞANINCA İLİŞKİMİZ KUVVETLENDİ
Ömer Madra amcan. Aile geleneklerinden aktarılan neler var?
- Babamın ailesi Egeli ve zeytinyağı işiyle uğraşıyor. Oradan Ege kültürünü aldım. Anne tarafım da Mersin ve İskeçe’den. Ömer Madra inanılmaz birikimli bir insan. Türkiye’nin sayılı düşünürlerinden. Aile olarak bağlarımız çok kuvvetli. İlişkilerimiz sıkıdır.

Annen ile baban boşandı. Psikolojin nasıl etkilendi?
- Onlar ben 17 yaşındayken boşandı. Dolayısıyla psikolojik olarak negatif bir etki yaşamadım. Aslında onlarla ilişkilerim daha da kuvvetlendi. İkisiyle de bire bir daha çok zaman geçirmeye başladım.

Görünen o ki bu hayatta bir arayışın var. Evrenle ve kendinle konuşuyorsun...
- Bu tip şeylerle 12-13 yaşında, annem sayesinde tanıştım. Metafiziksel şeylerin gerçekliğini hiç sorgulamadım, bir veri olarak aldım. Farkındalık birazcık kendi içinizden gelen bir şey. Bizim ‘tesadüf’ diye adlandırdığımız, aslında tesadüf olmayan şeyler...

Böyle tesadüfler yaşadın mı?
- Master için Londra’yı seçmiştim ama bir yandan da kararsızdım. “Allah’ım ne olur karşıma bir işaret çıkar. Ben ne yapmalıyım, nereye gitmeliyim?” diyordum. Tatildeydim. Ertesi gün Ayvalık’ta köpeğimle denizde top oynarken sadece yarım saat konuştuğum birinin bana gelip Barcelona’da pazarlama master’ı yapmasını anlatmasıyla her şey değişti. Ertesi gün otelden başvurumu yaptım ve kabul edildim. Bu, planladığım bir şey değildi.

TUTKULARIMIN PEŞİNDEN GİDİYORUM
Bu kadar yoğun okuma süreci sonrasında sende ne gibi değişimler oldu?
- Kendini izlemeye başlıyorsun. Ne zaman sinirleniyorsun, ne zaman kendini rahat hissetmiyorsun... Bu anları yakalamaya başlıyorsun. Değişime açık olmaya başlıyorsun bir yandan. Evrenin tek görevi, senin isteklerini gerçekleştirmek ama kuşku duymadan isteyeceksin.

Kendinle yüzleştiğinde kiminle karşılaştın?
- Korkularım olduğunu fark ettim. Hayatta kendini kısıtlayabilecek ve kendini geri çekebilecek olan hep sensin. Hayatında olan her şeyi kendine yaşatan da sensin. Bunun sorumluluğunu almaya hazır olman gerekli. Korkuyu kendin yaratıyorsun, sonrasında da yaşıyorsun. “Orası beni hayatta işe almaz” diyorsun, çünkü başarısızlıktan korkuyorsun. Korku enerjisi, en güçlü enerjilerden biri. Mıknatıs gibi kendine çekiyor. İstediğin geleceğe bilerek yürümek için cesur olmak gerektiğini anladım. Tutkularımın peşinden gitmeye karar verdim.

HIRSLARIMI HEDEFLERE ÇEVİRMEYİ BAŞARDIM
Reiki de yapıyorsun...
- Reiki, herkesin rahatlıkla öğrenebileceği bir şifa enerjisi. Etkisi bilimsel olarak kanıtlandı. Amerika’da ve Avrupa’da hastanelerde reiki bilen hemşireler işe alınıyor. İnsan bir radyo gibi. Siz de reiki kanalını inisiyasyonla bedene tanıtıyorsunuz ve reiki enerjisini kullanabiliyorsunuz.

Yaşamdan beklentilerin var. Hırslısın da...
- Çocukluğumdan beri inanılmaz bir kariyer hedefim var. 14 yaşından beri her yaz staj yaptım. Oğlak burcuyum, belki bundan dolayı da işkoliğim.

MANTIK EVLİLİĞİ İNSANI DEĞİLİM
Buradaki sosyal ilişkilerin nasıldı?
- Londra’da ailem diyebileceğim insanlar vardı. Onlardan ayrılmak zorunda kalarak geldim İstanbul’a 2007’de. Sonrasında bir adaptasyon dönemi yaşadım. İnsanın hayatında birkaç tane gerçek arkadaşı oluyor. Diğer hayatlarınızda onlar ya annenizdi, ya kocanız ya da çocuğunuz. Yine farklı şekillerde bağlı kalıyor bu insanlar birbirlerine... İnsanlarla iletişimi çok seven biriyim. Önemli olan gerçek duygularını paylaşabilmen.

Ya aşk, sevgi?
- Ben ‘mantık evliliği’ insanı olmadım. Gerçekten iki insanın bir araya gelince aşkı hissedebileceğini düşünüyorum. İlişkileri bir format içinde değerlendirmemek gerekiyor. Çünkü insan hep aklıyla konuşup hiç kalbiyle konuşmuyor. Ancak kalbiniz size her şeyi en doğru şekliyle söylüyor.