Cehennemden çıkan depresif kahraman

Güncelleme Tarihi:

Cehennemden çıkan depresif kahraman
Oluşturulma Tarihi: Eylül 03, 2004 00:10

‘Süperman, Batman, Örümcek Adam gibi süper güçlerini ezberlediğimiz kahramanlar artık bizi kesmiyor, daha orijinal kahramanlar arıyoruz’ diyorsanız, işte size Hellboy. Puro bağımlısı, TV karşısında birayla kafa bulmayı seven, krepe bayılan, bir sürü kedi besleyen, iki metre boyunda, sağ eli taştan, en büyük estetik kaygısı sürekli uzayan boynuzlarını törpülemek olan, rengi koyu kırmızı bir cehennem zebanisi.

Nazilerin desteğini alan Rasputin adında gizemli bir keşişin satanist ayiniyle cehennem ateşlerinin arasından dünyaya transfer olan Hellboy, Müttefik Kuvvetlere çalışan Profesör Broom tarafından büyütüldüğü için iyilerin yanında yer alıyor. Öfkelendiğinde çevresindeki her şeyi cehennem ateşine dönüştüren Liz Sherman, Hellboy’un hem iş arkadaşı hem de en büyük aşkı. Geçmişi ve geleceği görebilen olağanüstü telepatik güce sahip, yarı balık Abe Sapien adlı yaratık ise Hellboy’un en büyük yardımcısı. Filmin kötü adamı karizmatik bir kişilik: Ari ırk yaratma sevdalısı Rasputin. Filmin esas kahramanı Hellboy’u Ron Perlman canlandırıyor. Gülün Adı’nda kambur keşiş Salvatore, Güzel ve Çirkin dizisinde Aslan Adam rolleriyle karizmasını konuşturan Ron Perlman, Hellboy’u canlandırmak için güne dört saatlik makyaj eziyetiyle başlamış. Taş kolu ve kuyruğu uzaktan kumandayla yönetilen Perlman’ın vücudu dört kat köpüksü malzemeyle kaplanmış. Yüzü tamamen maske olan Perlman’ın perdede izlediğimiz tek orijinal uzvu göz kapakları olunca açıkçası performans değerlendirmesi yapmakta zorlandık.

Mike Mignola’nın aynı adlı çizgi romanından uyarlanan Hellboy’un yönetmenliğini ve senaryo yazarlığını Meksikalı Guillermo del Toro üstlenmiş. Toro, fanatiği olduğu Hellboy’u beyazperdeye taşımak için Blade III ve Harry Potter ve Azkaban Tutsağı filmlerini çekmekten bile vazgeçmiş. Zeki esprileri, çizgi romana sadık kalan kasvetli atmosferi ve inandırıcı olmayı başaran aşk öyküsü ile film, salt aksiyonla kafayı bozmuş bir fantastik macera olmadığını kanıtlıyor. Kusursuz süper kahramanların yapay havalarından bıktıysanız, sinirlendiğinde sizin gibi küfrü basan, sevince adam gibi seven, marizlediği yaratıkları bile Southpark’ı aratmayacak esprileriyle güldüren bu depresif anti-kahramanın maceralarını kaçırmayın deriz.

Fantastik- Macera / HELLBOY

Hellboy
Yön: Guillermo Del Toro
Oyn: Ron Perlman, Selma Blair, Jeffrey Tambor, Karel Roden

Bağımsız güzelleme

Annemler Yemeğe Geliyor, bağımsız film türünün büyük bir içtenlikle çekilmiş örneklerinden. Peter Hedges adında genç bir yönetmen cebindeki üç yüz bin doları ve dijital kamerasıyla, tamamen amatör duygularla yola çıkıp bağımsızların kalesi Sundance Film Festivali başta olmak üzere birçok festivalden ödüllerle dönmeyi başaran bir film çıkartmış ortaya.

Sam Raimi’nin gerilim filmi The Gift ile yıldızı parlayan, Dawson’s Creek dizisinin çekilmez kızı Katie Holmes başrolde. Filmin ağır topu ise, bağımsız filmlerin gediklisi Patricia Clarkson. Clarkson’u daha önce Cennetten Uzakta ve Yeşil Yol adlı filmlerde izlemiştik. Usta oyuncunun performansı ona En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar adaylığı kazandırdı.

Ailesinden ayrılıp New York’ta marjinal bir hayat sürdüren April, kanser hastası annesi başta olmak üzere, arayı düzeltmeye çalıştığı ailesini Şükran Günü yemeğine davet eder. April kendisi için sınav niteliğindeki davetin hazırlıklarına hemen başlar. Ancak daha ilk rauntta fırına girmeme konusunda ısrarlı bir hindiye yenilir. Tahmin edeceğiniz gibi diğer aksilikler de birbirini izler ve perdeye keyifli bir durum komedisi yansır. Filmin yer yer drama da göz kırptığını hatırlatalım.

Komedi -Dram / Pieces of April

Yön: Peter Hedges
Oyn: Katie Holmes, Patricia Clarkson, Derek Luke, Alison Pill

İspanyol gerilimlerinden hoşlananlara

Sürpriz finalleri ve yap boz tarzı olay örgüsüyle sinemaseverleri ters köşeye yatırmayı seven İspanyol gerilim filmlerine iyi bir örnek Ütopya. Bahis filmiyle adından söz ettiren Leonardo Sbaraglia, Sex and Luci’den hatırladığımız Najwa Nimri ve Nostradamus ile şöhreti yakalayan İstanbul doğumlu Tcheky Karyo gibi önemli isimlerden oluşan sağlam bir oyuncu kadrosuna sahip. Yönetmen koltuğunda pek tanınmamış bir isim, Maria Ripoll oturuyor. Fantastik öğelere de yer veren filmin konusu şöyle: Yakın gelecekte gerçekleşecek olayları görme yetisine sahip olduğunu, ebeveynlerinin ölümünü önceden görerek fark eden ve bu trajik gücünden kaçmak için kendini toplumdan soyutlayan Adrian, aristokrat bir aileden gelmesine rağmen Güney Amerika’da gerilla faaliyetlerinde bulunan Angela ve karısıyla kızının öldürüldüğü bir soruşturma sonrası hem gözlerini hem de polislik mesleğini kaybeden Herve adlı üç karakterin kaderleri, Ütopya adlı bir tarikata girmeleriyle birleşir...

Fantastik Gerilim / Ütopya

Utopia
Yön: Maria Ripoll
Oyn: Leonardo Sbaraglia , Najwa Nimri , Tcheky Karyo , Emma Vilarasau

Umarız ti’ye alınmaz

Tam iki yıldır vizyona girmesi beklenen Papatya ile Karabiber, nihayet sinemalarda. Nerden başlasak acaba? Tam 325 filmin senaryosunu yazan Türk sinemasının yaşayan arşivi 72 yaşındaki Safa Önal’a senaryo yazdıranların elbet bir bildikleri vardır. Dansözlükten assolistliğe transfer olan genç bir kız, fakir ama onurlu klarnetçi, açgözlü gazinocular kralı ve ‘Karabiber ya benimsin ya da toprağın’ nidaları atan kötü adamın buram buram Yeşilçam kokan öyküsünden acaba yeni bir sentez mi yakaladılar? Sibel Can ve Alişan hayranlarını hedef kitle seçenler umarız hesaplarında yanılmazlar. 44 yerli filme imza attıktan sonra son dönemde TV dizilerine ağırlık veren yönetmen Ümit Efekan, birçoklarının hararetle ti’ye almayı bekledikleri Papatya ile Karabiber’de umarız kayda değer bir çalışma kotarmıştır

Komedi- Dram / Ütopya

Papatya ile Karabiber
Yön : Ümit Efekan
Oyn : Sibel Can, Alişan, Müjdat Gezen, Bulut Aras

Burası İbiza adası

Hiç Korkmuyorum’un vizyona girmesinden sadece iki hafta sonra yeni bir Gabriele Salvatores filmiyle karşı karşıyayız. 1993 yapımı Mediterraneo (Akdeniz) filmiyle En İyi Yabancı Film Oscar’ını kazanan Salvatores’in 2002 yılında çektiği Mavi Yalanlar’ın öyküsü İspanya’nın meşhur eğlence adası İbiza’da geçiyor. Yer, klüp kültürünün mabedi İbiza olunca extacy ve eroinle cilası çekilmiş partiler filmin ana mekánını oluşturuyor. Porno filmlerin unutulmaz yönetmeni Sandro ve kendisini aniden ziyarete gelen 17 yaşındaki kızı Luce... Eşini yeni kaybetmiş sert polis şefi Xavier ve ergenlik sorunlarını extacy’nin enerjisiyle ikiye katlayan oğlu Jorge... Evlenip mutlu bir aile kurma hayallerini bir trafik kazasından ele geçirdiği kokain dolu bir çantayla gerçekleştirmeye çalışan Angelino... Tüm bu karakterler ve yan öyküler keskin bir flashback’in (geriye dönüş) ardından filme adını veren Amnesia barında kesişiyor ve sıra dışı sırlar bir bir perdeye yansıyor. Komedi ve dram arasında gidip gelen, diyaloglarıyla insanı yoran tipik bir ‘geveze’ İtalyan filmi olarak nitelendirdiğimiz Mavi Yalanlar, Salvatores ustanın diğer filmlerinin yanında biraz sönük kalıyor.

Amnesia
Yön: Gabriele Salvatores
Oyn. Alessandra Martines, Martina Stella, Sergio Rubini, Diego Abatantuono
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!