Buzadam Kimi İstanbul Boğazı’nı nehir sanmış
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Eylül 09, 2005 00:19
İstanbul Park’taki Formula 1 yarışını izlerken McLaren Mercedes’in garajına inen yazar Ece Vahapoğlu, elini Kimi ve Juan Pablo’nun araçlarının üzerine koyarak resim çektirmişti. Sıralama ve yarışta Kimi Raikkonen’in birinci gelmesi üzerine takımdakilerin, elinin uğuruna inandıkları Vahapoğlu, davet edildiği Monza pistinde ‘buzadam’ lakaplı Kimi Raikkonen ile röportaj yaptı.
Finlandiya’nın ‘buzadam’ lakaplı sarışın haşarı genç pilotu Kimi Raikkonen ile geçtiğimiz haftasonu Monza’da görüştüm. Takımdaki teknisyenleri onu ‘Kimster’ diye çağırıyor. Tüm yarışseverler ise onu ‘Buzadam’ olarak tanıyor.
17 Ekim 1979 doğumlu Kimi, bu sezon altı birincilik elde etti. Bu yıl ilk defa Formula 1 yarışlarına evsahipliği yapan Türkiye Grand Prix’inde birinciliği elde etti. İstanbul Park’taki yarışı McLaren Mercedes’in sponsorlarından Hugo Boss’un davetlisi olarak Paddock’da izlemiştim. Israrıma dayanamayan Mclaren görevlisi beni garaja indirmişti. Kimi ve Juan Pablo’nun araçlarını önümde görünce, aracın üstüne elime koyup resim çektirdim. Sıralama turu ve yarış sonrası Kimi’nin birinci gelmesi üzerine takımdakiler elimin uğuruna inandı ve beni bir sonraki Monza pistine davet ettiler.
YARIŞTAN ÖNCE UYUYAKALMIŞ
Kimi, yol yapımcısı bir baba ve kamu memuru bir annenin iki oğlundan biri. Geçen yıl 2000 Miss Finlandiya Güzeli 1.78’lik Jenni ile evlendi. Uykuyu çok seviyor, hatta bir keresinde F1 yarışından yarım saat önce uyuyakalmış!
- Yarış merakın ne zaman başladı?
10 yaşında go-karting ile başladım. 1999’da araba yarışlarına başladım. 20 yaşındaydım. 2000 yılında British Renault Şampiyonası’ndaydım. İlk Formula 1 yarışım ise Sauber ile 2001’deydi. 2002 yılında McLaren’e Miki Hakkinen’in yerine geçtim.
- Formula 1 pilotu olmak hayalin miydi?
4 yaşındayken anneme ‘Bir gün dünya şampiyonu olacağım. Hangi sporda bilmiyorum ama olacağım’ demişim.
- Hakkinen ile arkadaşsınız. Aynı zamanda akıl hocan da diyebilir miyiz?
Miki ile çok yakın arkadaşız. Ama beraber olduğumuzda F1 dışında konulardan konuşuyoruz. Bir akıl hocamsa yok.
- Yarışlara nasıl hazırlanırsın?
Başladığım her yarışı kazanmak isterim. Bu benim için yeterli bir motivasyon. Yarıştan hemen önce kısa bir masaj yaptırırım.
- Bildiğim kadarıyla fast food yemeyi seviyorsun. Atletik yapın ve yaptığın spor için tehlikeli değil mi?
Fast food’u canım istediği zaman yiyorum, kendimi kısıtlamıyorum. Tavuk ve makarnayı da severim. Ama düzenli spor yapıyorum.
- Sana neden ‘Buzadam’ diyorlar?
Bana neden ‘Buzadam’ denildiğini patronum Ron Dennis’e sormak lazım. Ama herhalde kişiliğimden dolayı derdim.
- Ülkende gece gezmelerin ve içki içmenden dolayı çok fazla eleştiriliyorsun...
İşimi iyi yapıyorum. Gerisi önemli değil.
BOĞAZI NEHİR SANMIŞ
- Formula 1 sporu Türkiye’de yeni. Sen pisti nasıl buldun?
Pistiniz iyi. Çok eğlendirici. Aşağı ve yukarı iniş çıkışlarını çok sevdim. Benim için sürpriz oldu. Düşündüğümden çok daha iyi çıktı.
- Türkiye’den aklında kalan ne?
İlk defa koşulan Türkiye Grand Prix’ini kazandığım için çok mutluydum. Pist sürüş için harika. Çok değişik engelleri vardı ve bu yarışı heyecanlı kıldı. İniş çıkışlarıyla birçok pistten çok daha farklı; gelecek sene orada tekrar yarışmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
- Şehri gezebildin mi?
Hayır. Sadece kaldığım hoteli hatırlıyorum. Bir de önünden bir nehir geçiyor...
- Kimi, bir dakika, o nehir değil! Biz ona ‘Boğaz’ diyoruz. O deniz, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlıyor.
Gördün mü bak! Şehrinizi bilmiyorum.
GENÇ YETENEKLERE YATIRIM YAPIYORUM
- Gelecek sezon Ferrari’ye geçecekmişsin?
Şu anda McLaren ile bir kontratım var. Sonra ne yapacağıma henüz karar vermedim. Ferrari iyi bir takım, birçok şampiyonluk kazandı. Ama Renault gibi başka iyi takımlar da geliyor.
- Yani Renault’a da geçebilir misin?
Karar vermedim. Acelem de yok.
- Bu sezon şampiyonluk bekliyor musun?
Pilotlar Şampiyonası İtalya’daki yarıştan sonra benim için önceki gibi güçlü gözükmüyor. Ancak bu sezon şahit olduğumuz gibi, kimse ne olacağını tahmin edemiyor. Ve henüz hiçbir şey bitmedi.
- Çok para kazanıyorsun. Yatırım yapıyor musun?
Raikkonen Robertson Racing Formula 3 takımı gibi yatırım yaptığım şeyler var. Ama bu uzun vadeli bir gelecek projesi.
- Nasıl bir proje bu?
British F3 Şampiyonası’nda yarışan bir Formula 3 takımı. Menajerlerim David ve Steve Robertson ile kurduk. Genç yeteneklerin yarıştığı ve Formula 1’e hazırlayan bir proje.
Kimi yanımıza ilk geldiğinde gerçekten ‘buzadam’ gibiydi. Yüzünde hiç mimik yoktu. Masmavi gözlü bu genç adamın sağ bileğinde gülen bir güneş dövmesi var. Sanırım ‘buzadam’ lakabını eriten bir simge seçmiş.
17 Ekim 1979 doğumlu Kimi, bu sezon altı birincilik elde etti. Bu yıl ilk defa Formula 1 yarışlarına evsahipliği yapan Türkiye Grand Prix’inde birinciliği elde etti. İstanbul Park’taki yarışı McLaren Mercedes’in sponsorlarından Hugo Boss’un davetlisi olarak Paddock’da izlemiştim. Israrıma dayanamayan Mclaren görevlisi beni garaja indirmişti. Kimi ve Juan Pablo’nun araçlarını önümde görünce, aracın üstüne elime koyup resim çektirdim. Sıralama turu ve yarış sonrası Kimi’nin birinci gelmesi üzerine takımdakiler elimin uğuruna inandı ve beni bir sonraki Monza pistine davet ettiler.
YARIŞTAN ÖNCE UYUYAKALMIŞ
Kimi, yol yapımcısı bir baba ve kamu memuru bir annenin iki oğlundan biri. Geçen yıl 2000 Miss Finlandiya Güzeli 1.78’lik Jenni ile evlendi. Uykuyu çok seviyor, hatta bir keresinde F1 yarışından yarım saat önce uyuyakalmış!
- Yarış merakın ne zaman başladı?
10 yaşında go-karting ile başladım. 1999’da araba yarışlarına başladım. 20 yaşındaydım. 2000 yılında British Renault Şampiyonası’ndaydım. İlk Formula 1 yarışım ise Sauber ile 2001’deydi. 2002 yılında McLaren’e Miki Hakkinen’in yerine geçtim.
- Formula 1 pilotu olmak hayalin miydi?
4 yaşındayken anneme ‘Bir gün dünya şampiyonu olacağım. Hangi sporda bilmiyorum ama olacağım’ demişim.
- Hakkinen ile arkadaşsınız. Aynı zamanda akıl hocan da diyebilir miyiz?
Miki ile çok yakın arkadaşız. Ama beraber olduğumuzda F1 dışında konulardan konuşuyoruz. Bir akıl hocamsa yok.
- Yarışlara nasıl hazırlanırsın?
Başladığım her yarışı kazanmak isterim. Bu benim için yeterli bir motivasyon. Yarıştan hemen önce kısa bir masaj yaptırırım.
- Bildiğim kadarıyla fast food yemeyi seviyorsun. Atletik yapın ve yaptığın spor için tehlikeli değil mi?
Fast food’u canım istediği zaman yiyorum, kendimi kısıtlamıyorum. Tavuk ve makarnayı da severim. Ama düzenli spor yapıyorum.
- Sana neden ‘Buzadam’ diyorlar?
Bana neden ‘Buzadam’ denildiğini patronum Ron Dennis’e sormak lazım. Ama herhalde kişiliğimden dolayı derdim.
- Ülkende gece gezmelerin ve içki içmenden dolayı çok fazla eleştiriliyorsun...
İşimi iyi yapıyorum. Gerisi önemli değil.
BOĞAZI NEHİR SANMIŞ
- Formula 1 sporu Türkiye’de yeni. Sen pisti nasıl buldun?
Pistiniz iyi. Çok eğlendirici. Aşağı ve yukarı iniş çıkışlarını çok sevdim. Benim için sürpriz oldu. Düşündüğümden çok daha iyi çıktı.
- Türkiye’den aklında kalan ne?
İlk defa koşulan Türkiye Grand Prix’ini kazandığım için çok mutluydum. Pist sürüş için harika. Çok değişik engelleri vardı ve bu yarışı heyecanlı kıldı. İniş çıkışlarıyla birçok pistten çok daha farklı; gelecek sene orada tekrar yarışmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
- Şehri gezebildin mi?
Hayır. Sadece kaldığım hoteli hatırlıyorum. Bir de önünden bir nehir geçiyor...
- Kimi, bir dakika, o nehir değil! Biz ona ‘Boğaz’ diyoruz. O deniz, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlıyor.
Gördün mü bak! Şehrinizi bilmiyorum.
GENÇ YETENEKLERE YATIRIM YAPIYORUM
- Gelecek sezon Ferrari’ye geçecekmişsin?
Şu anda McLaren ile bir kontratım var. Sonra ne yapacağıma henüz karar vermedim. Ferrari iyi bir takım, birçok şampiyonluk kazandı. Ama Renault gibi başka iyi takımlar da geliyor.
- Yani Renault’a da geçebilir misin?
Karar vermedim. Acelem de yok.
- Bu sezon şampiyonluk bekliyor musun?
Pilotlar Şampiyonası İtalya’daki yarıştan sonra benim için önceki gibi güçlü gözükmüyor. Ancak bu sezon şahit olduğumuz gibi, kimse ne olacağını tahmin edemiyor. Ve henüz hiçbir şey bitmedi.
- Çok para kazanıyorsun. Yatırım yapıyor musun?
Raikkonen Robertson Racing Formula 3 takımı gibi yatırım yaptığım şeyler var. Ama bu uzun vadeli bir gelecek projesi.
- Nasıl bir proje bu?
British F3 Şampiyonası’nda yarışan bir Formula 3 takımı. Menajerlerim David ve Steve Robertson ile kurduk. Genç yeteneklerin yarıştığı ve Formula 1’e hazırlayan bir proje.
Kimi yanımıza ilk geldiğinde gerçekten ‘buzadam’ gibiydi. Yüzünde hiç mimik yoktu. Masmavi gözlü bu genç adamın sağ bileğinde gülen bir güneş dövmesi var. Sanırım ‘buzadam’ lakabını eriten bir simge seçmiş.