Buz patenci aşkım oğlumun adını taşıyor

Güncelleme Tarihi:

Buz patenci aşkım oğlumun adını taşıyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2004 00:00

En güzel aÅŸk hikayelerinde bu hafta adının açıklanmasını istemeyen bir okuyucumuzdan, geçmiÅŸte kalan aÅŸkına duygusal bir mesaj var. Bizden 250 milyon liralık ödül kazanan okuyucumuz, aÅŸkı Serdar’a Kelebek aracılığıyla ulaÅŸmayı umuyor.Yaklaşık 10 yıl önce hiç tanımadığım, bilmediÄŸim, yabancısı olduÄŸum, hatta dilini bilmediÄŸim bu ülkeye taşındığımızda henüz 17 yaşındaydım. Ve hayatımın arkamda bıraktığım arkadaÅŸlarım, dostlarım için üzülerek geçeceÄŸini sanmıştım. Her ÅŸey o kadar yabancıydı ki bana. Ä°nsanlar. Bakışlar. KonuÅŸmalar. YaÅŸadığım sokak... Aylarca alışamadım. Aylarca kendimi bir odaya kapatıp bu ülkenin dilini öğrenmeye adadım. Hiç arkadaşım olmadığı için dışarı çıkmıyor, sadece arada bir ihtiyaçlarımı almak için alışveriÅŸe çıkıyordum... O zamanlar bile kendi kendime kurduÄŸum ve aylarca çıkmadığım evimi, odamı özlüyordum... Zaman akıp gidiyordu. Aradan 1,5 yıl geçti. Ben yavaÅŸ yavaÅŸ Türkçe konuÅŸmaya, hatta dışarılara çıkmaya baÅŸlamıştım. Zamanla buralara alışabileceÄŸimi hissediyordum. Yeni arkadaÅŸlıklar kurmak, insanlarla zaman geçirmek, eÄŸlenmek, gülmek, kısacası diÄŸer insanlar gibi olabilmek için elimden geleni yapmaya çalışıyordum... Belki de içime kapanıp geçirdiÄŸim onca zamanın acısını çıkarmaya çalışıyordum. Türkçe’yi daha iyi konuÅŸabilmek için kurslara katılmaya karar verdim. Haftada 3 gün bu kurslara katılıyor ve öğrendikçe kendime daha çok güven duymaya baÅŸlıyordum. ArkadaÅŸ edinmek, güzel zaman geçirmek için dans kursuna yazılmaya gittiÄŸimde, aslında kararsızdım ve kapıdan döndüm. Ama ikinci gidiÅŸimde kendimi zorladım ve girip kaydımı yaptırdım. Artık hafta sonu buraya gelecektim. Yeni insanlar tanıyacaktım.Yeni ÅŸeyler öğrenecektim. BUZ PATENÄ° YAPARKEN TANIÅžTIK Ä°lk dersi büyük bir heyecanla bekliyordum. Aslında çok da çekiniyordum. Bilmiyorum, belki bana yabancı olan ülkede kalmaktı beni bu kadar çekingen kılan. Ve iÅŸte o sabırsızlıkla beklediÄŸim ilk derse gittiÄŸimde içimde çok tuhaf bir duygu vardı. Kendimi çok kötü hissediyordum. Ama kararlıydım yine de gidecektim. Mutlaka gitmem gerekiyordu. İçeri girdiÄŸimde, ilk ders olduÄŸu için zaman tanışma ve eÅŸleÅŸmeyle geçti. Orada iyi arkadaÅŸlar edinmiÅŸtim. Zamanla benim için yeni olan bu ülkeyi sevmeye baÅŸladım. Bir gün arkadaÅŸlarımla beraber buz patenine gittik. Orada bir genç yaklaÅŸtı yanıma ve bu kadar iyi kaymasını nasıl öğrendiÄŸimi sordu (O bunu sorduktan 5 saniye sonra ben düştüm). Çok güldük ve böylece tanıştık. Ama ne ben ona telefon numaramı verdim, ne de o bana! Bir gün buz patenine yalnız gitmiÅŸtim, bana yaklaÅŸan birini gördüğümde, önce tanıyamadım ama daha sonra bir hafta önce tanıştığım genç olduÄŸunu anladım... Bana karşı çok sıcak davranıyordu. Bense içimden ne kadar farklı duygular gelse de bunu gösteremiyor, çekiniyordum. Her hafta buz patenine geldiÄŸini ve beni de çok kez gördüğünü ama bir türlü bana yaklaÅŸamadığını söyledi... Ben de ona karşı bir ÅŸeyler hissetmeye baÅŸlamıştım. Zamanla ona daha çok baÄŸlandım. Ve biz artık haftada 2-3 kez buluÅŸup tanıştığımız yere gidiyorduk. Her hafta benim yanıma geldiÄŸinde bana beyaz güller alır, benim mutlu olmam için elinden geleni yapardı. Ve ben artık beni sevdiÄŸine o kadar çok emindim ki, her an onu aramak, her an onunla birlikte olmak istiyordum. Onun yanında zaman o kadar çabuk geçiyordu ki! Ayrılma saati geldiÄŸinde sanki içimden bir ÅŸeyler kopuyordu... Çok mutluydum. Nihayetinde, sevdiÄŸim insanı bulmuÅŸtum, hayatımın tamamını onun yanında geçirebilirdim, buna emindim. ELÄ°M BÄ°R TÃœRLÃœ TELEFONA GÄ°TMEDÄ° Zaman zaman kendimi iyi hissetmiyordum. Ve yüzümdeki bu yorgun halimi o da fark ediyordu. Bense geceleri uyuyamadığımı, her halde ondan olduÄŸunu söylüyordum. Bir gün onunla buluÅŸmaya gittiÄŸimde, gözlerimi bir hastanenin odasında açtım. Takside bayılınca, ÅŸoför beni hastaneye götürmüş. Kendimi deÄŸil, hep onu düşünüyordum. Acaba beni çok bekledi mi? Acaba bana gelmediÄŸim icin kırıldı mı diye. Aklım yalnızca ondaydı. Bu arada hastaneden çıkıp onu göreceÄŸim anı sabırsızlıkla bekliyordum. Ama bana yapılan tahliller bitmek tükenmek bilmedi. Bense onu hiç aramadım, çünkü onun üzülmesini hiç istemiyordum. Kendi kendime hep hastaneden hemen çıkınca ona giderim diye hayaller kurardım... Bir hafta geçti ve ben kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Zamanla o kadar bitkin düşmüşüm ki, hastalığımın ne olduÄŸunu bana kimse söylemiyordu. Bu zaman içerisinde de günün nerdeyse bütün bölümünü verilen ilaçlar yüzünden uyuyarak geçiriyordum.... Bir hafta geçti. Ve ben hálá hastanedeydim. Bir gün uyandığımda kafamda çok büyük bir acı hissettim ve elimi başıma doÄŸru uzattığımda tamamen sargılar içinde olduÄŸumu anladım. Annem yanı başımdaydı ve ona sadece bana ne yaptılar diye sordum.. ‘Beyninde bir tümör bulunmuÅŸ, sadece onu aldılar’ dedi annem üzgünlüğünü gizlemeye çalışarak. Bu yaÅŸadığım en acı gündü. Sargıları deÄŸiÅŸtirmek için geldiklerinde ise ben annemden ayna istedim, ama o bana getirmedi. Çünkü ameliyat esnasında saçlarımın büyük bir kısmını kazımışlardı. KAÅžLARIM, KÄ°RPÄ°KLERÄ°M DÖKÃœLMÜŞTÃœ Bunu görmek bana çok büyük bir acı vermiÅŸti. Yıllardır kestirmeye kıyamadığım o güzel saçlarım yoktu artık... Aklıma ilk gelense sevdiÄŸim insanın bunu nasıl karşılayacağıydı. Ä°lk iÅŸim onu aramak olacaktı kendime geldiÄŸimde. Ama elim bir türlü telefona gitmiyordu. Çünkü eminim beni çok merak etmiÅŸti. Ve hemen görmek isteyecekti. Bense onun beni bu halde görmesini istemiyordum. Bana acımasını istemiyordum. Onu çok seviyordum. Evlilik planları kuruyorduk beraber. Ama bir anda hayatım altüst oldu. Onun karşısına böyle çıkmaktansa ölmeyi tercih ederdim. Sonunda cesaretimi toplayıp onu aradım. Sadece artık ülkeme döndüğümü ve bir daha Türkiye’ye gelmeyeceÄŸimi, onu sevmediÄŸimi beni unutmasını söyledim. Bunları söylerken sanki tüm bu yaÅŸananları ben deÄŸil bir baÅŸkası yaşıyor gibiydi. Gözlerimin önünden o güzel yüzü hiç gitmedi. Bütün bunları ben söylüyor olamazdım, ama kararlıydım, beni bu halde görmemeliydi. KaÅŸlarım, kirpiklerim hep dökülmüştü. Aynaya bakamaz hale gelmiÅŸtim. Telefonun diÄŸer ucunda sadece neden böyle yaptığımı, neden hayatına girip aniden çıktığımı soruyordu bana... Ah keÅŸke bir bilse onu ne kadar çok sevdiÄŸimi. Onun için bunları yaptığımı. KeÅŸke bilebilse. Ama hiçbir zaman öğrenmeyecekti. Hiçbir zaman. Hastaneden çıktığımda benim için ‘Yeni bir hayat’ baÅŸladı. Onunla tanışmadan önceki hayatıma dönmüştüm. Kimseyle konuÅŸmuyordum. Onu düşünmeden edemiyordum. Hiçbir ÅŸeyden zevk alamıyordum. Biraz toparlanınca ilk iÅŸ bu ülkeden gidecektim, kalbimi burada bırakıp yeni bir hayat kuracaktım kendime. Yurt dışında doktorlara gidip belki bir çare bulabilirdim, kazındıktan sonra bir daha uzamayan saçlarıma. Belki bir umut iÅŸte! SevdiÄŸim insanı bir daha görebilmek için neler vermezdim, ama bunu yapamazdım. Kalbimi burada bırakıp, hayallerimi burada bırakıp, ruhumu bırakıp gittim buradan uzaklara. Gittim ama hiçbir anım bile olmadı onsuz geçen. Kendi kendime acaba ne yapıyordur, acaba nasıldır demeden edemedim.Yıllar geçti. Ä°yileÅŸiyordum. Uzun süren tedaviler sonunda kendimi eskisi gibi iyi hissediyor, hayata yeniden baÄŸlanmaya çalışıyordum. Eskileri unutmam gerektiÄŸini biliyordum, ama yine de unutamıyordum... Ä°nsanın hayatta bir kez yaÅŸayabildiÄŸi o kadar az ÅŸey var ki ve bunları en güzel ÅŸekilde yaÅŸadım ben. Sedece onu ne kadar çok sevdiÄŸimi bilmesini istiyorum. Aradan geçen yıllara raÄŸmen, onu hiç unutmadım. Ve yıllar sonra Türkiye’ye geldiÄŸimde, bu kalbimi bırakıp gittiÄŸim ülkeye geldiÄŸimde, ilk iÅŸim onunla tanıştığımız yere gitmekti. Bu sefer o yoktu yanımda ama ‘O’nun adını taşıyan OÄžLUM vardı. Ve ben yine de mutluydum.Yıllar sonra Serdar’ımla beraberdim. Yine o vardı yanımda. EÄŸer bu yazıyı okuyorsan! Ne olur beni affet! Seni hálá çok seviyorum... Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!