Büyükleriyle geçinemeyene bakıcı şart

Güncelleme Tarihi:

Büyükleriyle geçinemeyene bakıcı şart
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 04, 2009 00:00

Çocuk bakımı dünyanın en dikkat gerektiren işlerinden. Çocuğa sağlanan fiziki şartlar kadar, psikolojik ortamın da sağlıklı olması gerekiyor. Anne çalışıyorsa, gün boyu çocuğa en yakın olan kişiler, bakıcılar ya da büyük ebeveynler oluyor.

İstanbul Psikodrama Enstitüsü’nden uzman psikolog Neşe Karabekir Ezgin, yeni doğmuş bebeğin kayıt cihazı gibi çevresinde olan biteni kaydettiğini; anne-bebek ilişkisi kadar bebeğe bakan büyükanneler veya bakıcılarla ilişkinin de önemli olduğunu söylüyor. Enstitü çocuğa bakacak kişilerle yeni annenin ilişkisini uzman psikologların kısa ziyaretleriyle gözlemleyerek psikodrama ve danışmanlık hizmeti veriyor. Ezgin, bu deneyimlere dayanarak, yeni annenin annesi veya kayınvalidesiyle sorunu varsa bakıcılarla çalışmanın daha kolay olduğunu söylüyor.

“Psikodrama bir grup terapisi ekolü. Yüksek derecede empati yaratmak, bir diğerinin ağzından ‘miş gibi konuşmak’ ve ailenin yaşadığı bir travmaya dışardan bakabilmek yöntemlerini kullanıyor. Hamilelik ve çocuk yetiştirme terapilerinde de bu aktarım üzerine gidiyoruz. Besinler gibi bütün hissettiklerimiz ve zihnimizden geçenler de hücresel bilgi vasıtasıyla bebeğe aktarılıyor” diye anlatıyor uzman psikolog Neşe Karabekir ve devam ediyor:
“Bebeğin bilinçaltı oluşumu büyük oranda hamilelik döneminde bitiyor. Genetik şifrenin kaydolduğu yer, hamilelik ve doğum. Ama doğum sonrası anne ve bebeğe en yakın olan kişileri de bir süreçten geçirmek şart. Bebeğe bakan kişinin enerjisinden tutun, telaffuzuna ve yaşama şekline kadar herşey bebeğin kayıtlarına geçiyor. Gerekiyorsa uzman bir psikolog anne-bebek ilişkisini gözlemlemek için ev ortamına gidiyor. Sonrasında aileye geri bildirim yapıyor. Anne bebeği kucağında az mı çok mu tutuyor; göz kontağı kuruyor mu, meme verme esnasında telefonla mı konuşuyor. Bu bir sınavdan geçirme değil, yargılama yok, sadece alternatifleri gösteriyoruz. Psikologlarımız aynı zamanda psikodrama terapisti olduğu için gerek varsa annenin bebekle yer değiştirmesini, bakıcının anne ile yer değiştirmesini sağlayarak küçük eğitimler verebiliyorlar.”

BAKICININ PSİKOLOJİSİ DE ÇOK ÖNEMLİ

Ezgin’e göre bakıcı anne yedeği gibi. Anne için geçerli olan her şey neredeyse onun için de geçerli: “Çok bakıcı değiştirmek ve bu adaptasyonları çocuğa yaşatmak yerine karar verilen bakıcının çocuk ve aileleyle sağlıklı iletişimi üzerine çalışmak daha iyi. Her değişimde çocuk travma geçiriyor, çünkü onun gözünde alıştığı kişi ölüyor, yok oluyor. Çocuğun beyni devamlı gelip giden insanlar kitlesini kaydediyor. Bakıcılarda en fazla dikkat ettiğimiz şey göz kontağı. Fiziksel dokunma, bunun içeriği ve derinliği, sözel ve fiziksel tepkileri, hangi konuya biraz daha hassas olduğu... Onu gözlüyoruz ve geri bildirimler veriyoruz.”

BAKICI ZORAKİ ÇALIŞIYORSA

Bakıcılara “Burada olmak istiyor musun?” sorunu mutlaka sorduklarını söylüyor Ezgin: “Belki babayla, belki ulaşımla ilgili sorunlar yaşıyor. Belki bebeği kıskanıyor, belki kendi bebeği yok. Birkaç gözlemle bu ortaya çıkıyor: Bu güvenle bakıcıya “Eğer burada kalacaksan bu bir sınav değil. Önemli olan sana da yardım etmek” diyoruz. Küçük bir psikodrama çalışmasıyla bebekle ve anneyle rol değiştirmesini sağlıyoruz. Bunlar çok basit gibi görünen fakat anında farkındalığı değiştiren şeyler.

ANNENİZLE SORUNUNUZ VARSA

Büyüklerin bakımına güvenmek bir rahatlık. Yeni anne bebeğini güvenle annesine teslim ediyor çünkü. Fakat Ezgin yeni annenin kendi annesiyle ilişkisini tamamlamadığı takdirde mutlaka bir sorun çıktığını söylüyor: “Ya birbirine giriyor, ya küsülüyor. Eğer problemli ve takışmalı bir süreçten geldiyseniz anneniz sizi eleştirmemesi ve 180 derece değişmesi mümkün değil. Bu sefer de anneliğinizi eleştiriyor. Ama bunu sırf kötü niyetle değil, öyle alıştığı için yapıyor. Bunları yakaladığımızda, tabii insanlar da yüreklerini açarlarsa, düzeltme şansımız olabiliyor. Anneannelerle olan çalışma duygusallık anlamında çok zor. Bakıcılar ise dışardan geliyorlar ve objektifler. Onlara her şeyi söyleyebiliyorsunuz.
Babaanne çocuğa bakarsa ve sorunlu bir kayınvalide gelin ilişkisi varsa da bu zor bir süreç olabiliyor. Devreye girdiğimizde önce ilişkilerin kalıbı, hikayeler, bakış açıları ortaya çıkacak. Muhtemelen taraflar o hikayeler yaşanırken birbirlerine hiçbir şey söylememiş, biriktirmiş olacaklar. Bizim önce onu açmamız gerekiyor. Onların dokunabilme cesaretleri, güçleri yoksa, hiçbir şekilde dokunamıyoruz. Sadece ‘Aranızdaki sorunlar bebekle ilgili değil, uyanık olun boşu boşuna, birbirinize azap vermeyin’ diyoruz.

BÜYÜKLERLE NEDEN SORUN ÇIKIYOR?

“Genellikle anneanne, babanne dışardan bakıp gözlemci olamadığı, müdahil olduğu için problem çıkıyor. Halbuki sadece annenin ihtiyacı neyse onu yapmaları lazım. Bakıcı bunu yapabildiği için, nispeten daha az problem yaşanıyor. Büyükanneler ihtiyacın dışında da bir şeyler vermeye çalışıyor. Anne veya kayınvalide sadece dile getirelen ihtiyacı yerine getirmeli; daha fazlasını ya da azını değil. Büyük ebeveynler de aynı zamanda bir torun süreci içindeler. Orada da başka bir psikolojik yönü var. Kırılacaklar, üzülecekler diye düşünen yeni anne babanın bunu anlatması çok mümkün olmuyor. Biz onların rolünü üstlenip bu uyarıları yapıyoruz. Taraflar birbirini kırmadan sınırlarını koymalı. Yoksa sınırlar allak bullak oluyor ve çocuğun kişiliğinin nasıl gelişeceği belirsizleşiyor.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!