Bugünü sevgili can dostlarım hayvanlara ayırdım bağışlayın

Güncelleme Tarihi:

Bugünü sevgili can dostlarım hayvanlara ayırdım bağışlayın
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 2005 00:00

Sevgili hayvansever dostlarım, sizi o kadar iyi anlıyorum ki... Birkaç yıl önce mahallemizde pek çok köpek vardı.Ve ben onları doyurmak için, bana öfke kusan kapıcılardan korkumdan, geceyarısından sonra sokağa çıkar, torbalara doldurduğum kemikli paparaları mahalle arasında, dağıtırdım. Islığımı duyunca koşup gelirlerdi. Gizlendikleri yerden çıkarlar, güven içinde yanıma yaklaşırlardı. Eşimden bile gizli çıkardım geceleri, çünkü bana kızıyordu. Başıma bir iş gelecek, diye. Astımım olduğu için de, gecenin o ayazında ve pusunda eve döndüğümde, mutlaka tıkanırdım. Ama bugün artık tek bir köpek bile kalmadı mahallemizde. Yo, tek bir köpek kaldı; o da benim bahçemde. Dokuz yıl önce 6 aylıkken alıp kulübe yaptırıp, apartmanımızın bahçesine bağladığım bir köpeğim var. Onu binbir zorlukla barındırdım bahçede. Komşular şikayetçiydiler. Bildiğiniz hikaye işte! Bu ülkede insan sevgisi bile tartışılırken, hayvan sevgisi nasıl olsun? Bir köpeğin gözlerindeki anlamı göremeyen, dostluğunu bilmeyen, bir kedinin sıcaklığını hissedemeyen bu duyguyu yaşamayan insana bunu anlatmak mümkün mü? İşiniz zor. Hepinize bu mücadelenizde Allah kolaylıklar versin.Hayvanların yaşam hakkı adınaİnsan merkezli dünyamızda, çevreyi paylaştığımız ve bizlerden çok zaman önce dünyada yaşamaya başlayan hayvanların yaşam hakkını, giderek artan bir öfke, şiddet, vahşet krizi ile göz ardı ettiğimizi üzülerek gözlemliyor ve insan olmanın faziletlerinden olan merhamet, sevgi, hoşgörüden uzaklaşan bir toplum olmaya gidişi endişeyle takip ediyoruz. Nitekim ‘Hayvan öldürmekle insan öldürmenin arası bir adımdır’ diyen Tolstoy’un sözünün doğruluğu, sevginin ve merhametin esas olduğu, Kur’an’da Rahman suresinde ‘Arzın tüm canlılar için hazırlandığı’ göz ardı edilmektedir. İnsan egemen bir toplumda, diğer canlıların sorumluluğu da insanoğluna düşmektedir. Hayvanlara yönelik şiddete bilfiil katılanlar kadar bu fiillere duyarsız kalan ve tepki vermeyen insanlar da aynı oranda suçludur. Bu bağlamda, 4 Ekim Dünya Hayvan Hakları günü münasebetiyle bir kez daha, çevremizde hayvanlara yönelik her türlü şiddeti kınıyoruz.Hülya AlpgirayASKOD Aliağa Sokak Hayvanlarını Koruyanlar Derneği, DOHAYKO Aliağa temsilcisi HAYTAP üyesi http://www.askod.orgOrada kimse var mı 21’inci yüzyıl ve ‘modern dünya’ adı verilen içinde yaşadığımız çevrenin sadece kredi kartları, betonarme binalar, ödenmesi gereken borçlar, mutat bir şekilde hiçbir şey düşünmeden sadece klavye başında iş yapan insanlardan oluşması isteniyor. İnsanların içlerindeki merhamet duygusunun uyandırılması unutturulmak istenmekte.En yakın arkadaşlarınıza bile ‘tüm canların’ içinde yaşadığı durum anlatılınca, hemen sefalet, işsizlik, açlık gibi sorunlar ön plana getirilip sizi ikilemde bırakmak isteniyor. Daha söze başlamadan ‘ama insanlar’ sözü karşınıza çıkıyor. Kim tarafından? Sokak çocukları, eğitime muhtaç insanlar için bile bir şey yapmayanlar tarafından. Ruh başka nasıl tatmin olup, kendisini kandırsın ki? 2004 yılında TBMM tarafından kabul edilen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasası, eğitimli insanların bile zihniyetleri değiştirilmediği için uygulamada etkilerini gösterememektedir. İsyan edenler de ‘fanatik hayvansever’ damgası yemektedir. Ahmet Kemal Şenpolat İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Haykod Avukatı Başka işiniz yok mu sizin Başka işimiz yok mu bizim? Elbette var efendim. Bizler de çalışıyoruz, bizler de ekmek kavgası veriyoruz. Bizlerin de aşkları, sevgilileri var. Bizlerin de hayatta değer verdiği aileleri, sevdikleri, eşleri dostları var. Bizlerin de kredi kartı borçları var. Ancak, bunca koşuşturmanın, bunca mücadelenin tam da içindeyken, gören kalplerimiz sadece insanlar için değil, HAYVANLAR için de atıyor. İşimiz yok mu bizim de hayvanlar için uğraşıp duruyoruz, sinir harbi yaşıyoruz? Var efendim. Pek çok işimiz var. Zamanımız da en az herkes kadar değerli. Bizim de tatile ihtiyacımız var, felekten bir gece çalmaya, eğlenmeye... Ama görmüşüz bir kere! Görmüşüz o ıslak burunları, o yüzlerce sayfalık kitaplar dolusu cümleler kuran anlamlı bakışları. O gözler ki bize açlığı anlatıyor. O gözler ki bize çaresiziz, diyor. O gözler ki her göz göze geldiğimizde bizlerle konuşuyor. Biz de, başka işimiz yokmuşçasına onlar için koşturuyoruz. ‘İnsan bitti sıra bunlara mı geldi’ diyenlere inat onlar için savaşıyoruz. Biliyor musunuz, biz, bir de bundan gurur duyuyoruz. Bizler hayvan korumacılarız. Özgün Öztürkozgun@weblebi.com Dohayko eski İzmir şube başkanı ve Haytap üyesi
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!