Bu yaştan sonra hapis yatmaya hiç niyetim yok

Güncelleme Tarihi:

Bu yaştan sonra hapis yatmaya hiç niyetim yok
Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2005 00:00

Sevgili okurlarım, sanırım 1 Nisan itibariyle sizlerle dertleşmem zorlaşacak. Neden derseniz, bu yeni TCK artık biz gazetecilerin elimizi kolumuzu bağladığına göre, sizlerden gelen mektupları çok titizlikle kullanmak zorundayım.Aslında bana mektup gönderir, derdinizi belirtirken, zaten bir anlamda bu mektupları yayınlayacağımı ve köşemin formatının bunu gerektirdiğini biliyorsunuz. Bu köşeye mektup göndermekle, bunu önceden kabul etmiş ve de bana izin vermiş de oluyorsunuz. Ama yine de sizden ricam, bundan böyle, mektubunuzun altına, ‘Mektubumu yayınlayabilirsin’ diye belirtmeniz. Özellikle de ‘Rumuz’ yazmayı asla unutmayın. Herhangi bir şekilde adınızın ve mail adresinizin köşemde yayınlanmasını istiyorsanız, bunu da mutlaka belirtin, o zaman yayınlarım. Aksi takdirde, ‘Rumuz’ yoksa, ya da mektubunuzu yayınlamamı istemiyorsanız, haliyle size cevap da veremem. O mektubu yok sayacağım, inanın bu yaştan sonra hapis yatmaya hiç ama hiç niyetim yok!İşte bakın sevgili okurlarım, bu yeni yasa bizi ne hallere düşürüyor! Sayın Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve yeni yasanın mimarları, 21’inci yüzyılda, AB’ye girme hevesindeyken, ülkemizi bu şekilde mi çağdaş ülkeler sınıfına sokmayı düşünüyorlar, merak ediyorum. Yıllardır, sansürün kaldırılışı nedeniyle, ‘Basın Bayramı’nı kutlarız. Artık sanırım eski yasaklı günlere döndüğümüze göre, bu bayramın da bir anlamı kalmadı. Haydi, benim köşemin siyasetle, adli konularla pek ilgisi olmadığı ortada. Ama özellikle siyasi yazarlarımızın, hatta normal, günlük polisiye olayları nakleden muhabir arkadaşlarımızın, bu işin içinden nasıl çıkacaklarını gerçekten merak ediyorum. Allah hepimize kolaylık, büyüklerimize de akıl fikir versin, ne diyeyim? Henüz 1 Nisan gelmeden bunları sizinle paylaşayım, dedim. Ondan sonra, artık hiçbir eleştiri hakkımız olmayacak çünkü! Eşimi arkadaşlarından koparıp nasıl eve bağlayayımGüzin abla, ben 24 yaşında 1,5 yıllık evli bir bayanım. Eşim de 28 yaşında, aslına bakarsan evliliğimiz çok kötü değil. Ama yolunda gitmeyen bazı konular var. Eşim sürekli geceleri arkadaşlarıyla dışarıda kalıyor. Bense onu evine bağlamaya çalışıyorum. Bu konu üzerinde konuşmayı çok denedim ama kabul etmiyor. Kendimi çok büyük bir boşlukta hissediyorum. Bu konuda nasıl davranmam gerekir? Onu eve nasıl bağlarım? RUMUZ: BOŞLUKTAYIMSevgili kızım, evliliklerin ilk yıllarında bu tür sorunlar yaşanır. Erkek eski bekarlık günlerini arar, eğer diğer arkadaşları bekarsa, bu onun için bir gurur meselesi olur. Çünkü o bekar arkadaşlar durmadan onu ‘Haydi akşama buluşalım, yoksa gelemeyecek misin, yenge bırakmıyor mu? Daha şimdiden kılıbık mı oldun?’ tarzında kışkırtırlar. Eşini eve bağlamak için onun için evde mutlu olabileceği bir ortam yaratmalısın. Diyelim ki futboldan hoşlanıyor, onunla futbol konuşabilmelisin. Sevdiği bir merakı ya da hobisi varsa, onunla paylaşmalısın. Eğer arkadaşlarıyla dışarıda bir iki kadeh içmeyi seviyorsa, ona arada bir evde, güzel bir müzik eşliğinde, bir içki sofrası hazırlamalısın. Bir de kızım, yine arada bir erkek arkadaşlarını eve davet etmelisin. Ve en akıllısı da ne biliyor musun, bekar kız arkadaşlarını onlarla tanıştırıp, bir an önce eşinin buluştuğu erkek arkadaşların da bir yuva kurmalarına ön ayak olmalısın! Ama sakın vıdı vıdı yapıp, bu sık sık dışarıda eğlenmesini sorun haline getirme. O zaman seninle inatlaşabilir. Patronumla sadece seks yapıyoruz Güzin abla, ben 25 yaşında iki çocuk annesi bir kadınım. Yıllar önce çalıştığım iş yerinde, firma sahibine aşık olmuştum. Ama bu arada şu an evli olduğum eşimle tanışıp, aramızda duygusal bir yakınlık başlayınca, o şirketten ayrıldım, eşimle evlendik. Başka bir firmaya girdim. Ancak iki sene sonra eski firmadan beni geri çağırdılar ve eski patronumla yeniden çalışmaya başladım. İlk önceleri aramızda bir şey yoktu. Ben kilo verip de biraz güzelleşince patronum, yani yıllar önce aşık olduğum adamın bana ilgisini fark ettim. İkimiz de bu duygulardan kaçmaya çalıştık ama başarılı olamadık ve birlikte olmaya başladık. Bu arada ikinci çocuğumu doğurunca, işten tekrar ayrıldım. Altı ay sonra geri dönmek istediğimde beni işe almadı. Beni hiç düşünmeden harcadı. Arkadaşlarımın gözünde küçük düşürdü ama yine de ondan vazgeçemiyorum. Sadece o istediğinde ona gitmek zorundayım. Ben ‘Artık istemiyorum’ dediğimde, ‘Ben bırakmadan sen beni bırakamazsın’ diyor ve beni tehdit ediyor. Ancak aramayınca da ben o arasın, diye bekliyorum. İlişkimizin sadece sekse dayalı olması da beni çok üzüyor. Belki de onu eskisi gibi sevmiyorum fakat benim için bir alışkanlık oldu galiba. RUMUZ: İMKANSIZ AŞKSevgili kızım, sana yanlış bir yoldasın, dememe gerek var mı? Aklı başında, meslek sahibi bir kadınsın. Bu ilişkinin sana hiçbir katkısı olmadığını da biliyorsun. Tam tersine senden çok şey alıp götürüyor. 25 yaşında gencecik bir kadının bir patronun elinde oyuncak olmasına, gerçekten gönlüm razı değil. Üstelik de eşinin ve çocuklarının durumunu düşünüp, ayrıca üzüldüm. Kadınlar güçlü yaratıklardır kızım, sen bu kadar mı zayıfsın?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!