Bu ülkenin bizim gibi delilere ihtiyacı var

Güncelleme Tarihi:

Bu ülkenin bizim gibi delilere ihtiyacı var
Oluşturulma Tarihi: Şubat 27, 2010 12:30

Kurucuları Kerimcan Güleryüz ve Daryo Beskinazi, galerilerde yer bulma imkânı çok az olan genç sanatçıların ümitlerini arttırdılar.

Haberin Devamı

Deniz İNCEOĞLU
dinceoglu@hurriyet.com.tr

İstanbul’daki Galeri x-ist, çağdaş sanatı, özellikle de genç sanatçıları destekleyen bir galeri. Kurucuları Kerimcan Güleryüz ve Daryo Beskinazi, galerilerde yer bulma imkânı çok az olan genç sanatçıların ümitlerini arttırdılar. Galeri, altı yılda pek çok genç sanatçının önünü açtı, şimdilerde 21 sanatçıyı destekliyor, bünyesine her yıl yeni bir genci ekliyor. Galerinin kurucusu olmasının yanı sıra iyi bir koleksiyona sahip olan Daryo Beskinazi’yle gündemdeki genç sanatçıları konuştuk.

Daryo Beskinazi, Galeri x-ist’i kurmadan önce 1950 sonrası modern Türk resimlerini topluyordu. 2004’te artık koleksiyonuna ekleyecek daha önemli bir eserin kalmadığını düşünmeye başladı. Artık yeni bir şeyler yapması gerekiyordu: “İki şey yapabilirdim. Yabancı sanatçı koleksiyonu yeni bir başlangıç olabilirdi. Ama bundan daha önemlisi 20 yıl sonra değeri artmış olacak, 20 yıl sonranın ustalarını keşfetmek gerekiyordu. Çünkü hep aynı isimlere takılmıştık. İşte tam bu dönemde ayağıma bir fırsat geldi. Galeri x-ist’in eski mekânının bir önceki kiracısı arkadaşımdı. Mekânı boşaltmadan önce burayı değerlendirir miyim diye sorduğunda hemen Kerimcan’la görüşüp projeyi anlattım.”

Haberin Devamı

İkili, sadece genç sanatçıların eserlerini gösterip bir gerilla taktiği uygulamaya karar verdi. Kendi tabirleriyle “Saray kirası” ödeyerek tanesi bin liralık işler satmayı ve hatta çoğu zaman satamamayı göze alıp yola koyuldular. Bunun nedeni de farklı mecralarda profesyonel anlamda para kazanabiliyor olmalarıydı: “Tekstil sektöründen paza kazanıyor olmasam bu işi yapmak çok zor olurdu. Pek çok kişinin ‘Ne güzel bir hobi, ne iyi şey yapıyorsun’ demesi de beni hırslandırdı. Ama bunun bir hobi olmadığını, gerçek bir tutku ve misyon olduğunu anlattım hepsine. Biz deliydik, belki hâlâ da deliyiz. Ama bu ülkenin de bizim gibi delilere ihtiyacı var.”

Üçüncü senede darboğaza girip banka kredisi almak zorunda kaldı. Bir an vazgeçmeyi bile düşündü ama 2006’da Contemporary İstanbul döneminde sanatçılara moral yemeği verdiğinde bunu asla yapmaması gerektiğine karar verdi: “Sanatçılarımdan en genç olanlarından biri eşim Kına’ya ‘Biliyor musun, elimdeki dosyayla daha önce onlarca kişiye, galeriye gittim. Ama hiç geri dönüş alamadım. Kerimcan ve Daryo ise dosyamı inceleyip bana sergi açtılar. Üstelik işlerimden satılan da oldu. Onların sayesinde doğru yaptığıma karar verip bu işe devam ettim’ demesi bizim de devam etmemizi sağladı. Her yıl yüzlerce dosya geliyor. Hepsini tek tek inceleyip, sanatçılarla mutlaka görüşüyoruz. Ardından iki ya da üç sanatçıya birden yer verilen Kesişme sergisi açıyoruz. İyi tepki alanlar için kişisel sergi açılıyor.”

Haberin Devamı

DÜŞÜNME VE OYUNA DAVET EDEN SERGİ

Galeri x-ist’te 13 Mart’a kadar yine çok genç sanatçılardan Cem Dinlenmiş’in (25) “Dahiliye” adlı sergisi görülebilir. Aynı zamanda Penguen’de “Her Şey Olur” adlı bölümü hazırlayan Dinlenmiş, alışılmış duvar işlerini bambaşka bir hale getiriyor. Örneğin Çark serisindeki “Yolculuk” ve “Heyheyler” adlı işleri, izleyiciyi adeta oyuna davet ediyor. İşin üzerindeki çarkı çevirince, eseri tamamen değiştiğini farkediyorsunuz. Tuval yerine ahşap kullanan sanatçı, kimi zaman lego gibi 12 parçalı işler de hazırlıyor. Hatta satın alan kişiye manuel halini vererek nasıl kurması gerektiğini anlatıyor.

GALERİ X-İST’İN FAVORİLERİ

Haberin Devamı

Ansen Türkiye’nin gelecekteki en önemli sanatçılarından biri. Onun yeri ayrı. Uluslararası alanda da ciddi bir duruşu var. Yaptığı işin özgünlüğü ve gördüğü talep açısından spesifik bir yerde.
Banu Birecikligil Son sergisi o kadar iyiydi ki tüm işleri satın almak istedim.
Ali Taptık Son dönemde gördüğüm en müthiş fotoğrafçılardan biri. Tipik fotoğrafın kalıplarını kırıyor. Hikâyeci bir yapısı var. İşlerinin yerleştirilmesi ve boyutları bile öyle bir ayarlanıyor ki, hepsi yan yana gösterildiğinde ortaya bambaşka bir hikâye çıkıyor. İşler, hem tek başına iyiler, hem de birbirleriyle iletişimde olduklarında farklı hikâyeler yaratıyorlar. İnsanlara onları yaratabilme, hayal kurma lüksü de veriyor.
Ekin Saçlıoğlu Kafası çok farklı çalışıyor. Eseri, çok genç yaşta, 27’sinde, Nejat Eczacıbaşı’nın koleksiyonuna girdi.

Haberin Devamı

Nazım Ünal Yılmaz Avusturya kökenli genç bir sanatçı. Taner Ceylan’ın hiperrealist olmayanı diyebilirim. Konteks olarak ona yakın bir çizgisi var. Fakat çok daha fazla dinsel içeriği cinsel içerikle birleştirebilmiş. Tabu olan iki konuyu çok rahat kullanmasına rağmen eseri izleyen kesinlikle rahatsız olmuyor. Aksine daha da fazla ilgileniyor. Aynı zamanda boyayı tekstürle destekleyip etkileyici hale getiriyor.
Seda Hepsev Çok yetenekli bir tuval sanatçısı. Her bir işi çok minimal ve çok etkileyici.
Serkan Adın Gerçek bir erkek feminist.
Emre Hüner Bir ayağı Milano, bir ayağı Türkiye’de olan, Ansen kadar yetenekli çok önemli genç sanatçılardan. Eserlerinin içinde kullandığı fragmanların parça parça bölünerek yaratıldığı bambaşka bir süreç ortaya çıkarıyor. Karagöz’le Hacivat gibi. Parçalardan oluşuyor işleri. Bunları hem tekil olarak, hem de birlikte sergilediğinde farklı sanat eserleri ortaya çıkıyor.

Haberin Devamı

Alp Sime Çok magnumesk bir fotoğrafçı ama çok duru ve etkileyici.
Nuri Kuzucan Olgun işler yapan, kocaman tuvallerine milyonlarca ayrıntı sığdırabilen biri.
Taner Ceylan “Benim” diyen hiperrealistten çok daha hiper bir sanatçı. Bu ülkenin geleneklerinin çok dışında, kimliğini hiç gizlemeden, son derece homofobik bir dünya içerisinde söylemek istediklerini çok rahat söyler. Dürüstlüğüne de hayranım.
Erinç Seymen Hemen hemen her sergisinde farklı ve yenilikçi bir üslup bulabiliyor. Ama yine de gördüğünüz her iş için “Bu Erinç Seymen’e ait” diyebileceğiniz bir cümlesi var. Nevi şahsına münasırdır.

Leyla Gediz Çok sade. Kurgusal anlamda çok yetenekli buluyorum. Ayrıca işlerinin bütününe baktığınızda bağlam olarak hep birbirini destekleyen yapıdalar.
Mustafa Horosan 20’den fazla işine sahibim. En önemlisi karımla tanışmamızı sağlayan “albino böcek”tir benim için. Çünkü eşimle bu işe aynı anda bakarken tanıştık. Sonra da müzayededen satın aldım. Hâlâ evimde asılıdır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!