Blake'le Paris'te bir gece

Güncelleme Tarihi:

Blakele Pariste bir gece
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2013 02:59

‘Gossip Girl’ dizisiyle fenomen oldu. Hollywood’un altın kızı ilan edildi. Karl Lagerfeld’in ilham perisi, Anna Wintour’un kadim dostu olarak bir moda ikonu. Blake Lively ile Eyfel Kulesi’ne karşı sohbet ettik.

Haberin Devamı

Adres Paris Shangria Hotel... Bir grup görevli girişe kırmızı halı seriyor, bir kısmı kulaklık ve mikrofonlarıyla etrafa direktif verip koşturuyor. Otelin önü magazinci kaynıyor.
Peki Paris’i harekete geçiren bu kadın kim? ‘L’Oréal Paris Güzellik Zirvesi’ etkinliğinde markanın yeni global yüzü olarak uzun süre sonra ilk kez basın karşısına çıkacak olan 26 yaşındaki oyuncu Blake Lively.
Onunla otelin 7’nci katında buluşacağımız söyleniyor. Birçok kişinin rüyasındaki kadını beklemeye başlıyorum. Lively üzerinde siyah ve derin bacak dekolteli bir elbise, yanında beş koruma giriyor. Gülümseyip “Bonjour (merhaba)” diyor. Ardından çıkan bir görevli “Sadece 10 dakikanız var. Özel hayat konuşmak yok” diyor. Ayağında Louboutin’in siyah leopar desenli ayakkabıları, sağında ve solunda röportaj süresi için kronometre tutan menajerleri. Ve arkamdaki camdan görünen Eyfel manzarası… Onu dünyanın en seksi kadınlar listesine sokan uzun bacaklarını birbiri üstüne atıyor. Saçlarını savurup “Haydi, sor bakalım!” diyor.
Sohbete yeni projesiyle başlıyoruz: Ellen Burstyn ile ‘Age Of Adaline’ adlı filminde canlandıracağı rol için bir hayli heyecanlı.Kariyerinin en önemli projelerinden biri olacağını düşünüyor. Hayatının önemli yol ayrımlarından bahsederken yaşadıklarına şükranla baktığını söylüyor. “Çok güzel ve heyecanlı şeyler yaşadım. Annem ve babamın verdiği terbiye sayesinde şöhret olgusu beni savurmadı. Eğitimimin de bunda katkısı olabilir”.

Haberin Devamı

EN BÜYÜK DRAMIM ÇİKOLATA YEMEMEK

Pırıltılı ve ‘şükredilecek’ hayatında hiçbir dramı yok mu? “Herkesin hayatında acıları ve mutlulukları vardır. Ben bu konuda şanslı olanlardanım. Şimdiye kadar hayatımdaki en büyük dramım formumu korumak için istediğim kadar çikolata yiyememek oldu” diyor.
Oynadığı Gossip Girl dizisinde Manhattan’lı zengin gençlerin ihtişamlı ve entrikalı hayatları tüm dünyayı hipnotize etti. Sokaklar bir anda canlandırdığı Serena Van Der Woodsen karakteri gibi giyinen ve konuşan genç kızlar sardı. Fiziğinin de yardımıyla Lively şöhret oldu. Peki bu başarının sırrı ne? Seksi vücut hatları mı? Ailesi mi? Kısa bir süre düşünüp net cevap veriyor: “Hiçbiri”.
Ona göre bu popülariteyi sağlayan şey otokontrolü: “Kariyerim boyunca başkalarının hoşuna gitmek, birilerine bir şeyleri beğendirip kabul ettirmek için hiçbir işe girişmedim. Hep kendimi mutlu ve tatmin edecek seçimler yaparak yolumda ilerledim. İşin sırrı bu”.

Haberin Devamı

CİNSELLİK İÇEREN ROLLERDEN KORKMAM

Sinemada ‘Gossip Girl’ün renkli dünyası aksine karanlık, çizginin dışında kalmış, hayatın içinde görmemezlikten gelinen karakterleri canlandırmayı tercih ediyor: “Benim için esas olan tek şey değişim. Meydan okuyan rollerin peşinde koşuyorum. Gerçekte olduğum kadından farklı kadınların hayatını filmlerde tecrübe etmek istiyorum.”
Ben Affleck’in yönettiği ‘Hırsızlar Şehri’ ve Oliver Stone’un yönettiği ‘Vahşiler’deki erotik sahnelere geliyoruz. Bu sahnelerin çekimlerinde zorlanıyor mu? “Cinsel içeriği yüksek roller benim için farklı deneyimler demek” diye cevaplıyor. Ama gelecek rollerin önünü de kesmiyor: “Yalnız bu söylediklerimden dolayı beni sadece karanlık rolleri seven bir kadın olarak düşünmeyin. Karşıma çıkacak projelere göre sizi her an şaşırtabilirim”
Lively özel hayatıyla da gündemi meşgul ediyor. Leonardo DiCaprio ile yaşadığı aşk bittikten kısa süre sonra Yeşil Fener’ in setinde tanıştığı Kanadalı aktör Ryan Reynolds’laberaber olmaya başladı. Scarlett Johansson’un “Blake kocamı elimden aldı” feryatlarına rağmen Blake ve Ryan geçen sene Güney Carolina’da mutlu sona erdi.
Henüz 25 yaşındayken neden evlendiğini sorduğumda “Daha fazla beklemem için hiçbir neden yoktu” diyor.
Henüz hamile değil. Yalnız dünyaya küçük Ryan ve Blake’ler hediye etmek için sabırsızlanıyor: “Yapabilecek olsam Ryan’dan 300 çocuğum bile olsun isterim.”

Haberin Devamı

Modayı benden iyi bilen yok

Blake Lively kendi başına moda akımı başlatabiliyor. Ne de olsa Karl Lagerfeld’in ilham perisi. Vogue’un efsane editörü Anna Wintour’un gözdesi. Yakında da bir life-style internet sitesi kurmayı planlıyor. Moda konusunda sadece kendi gözüne güveniyor, yardım alıp kafasını karıştırmaktan hoşlanmıyor. “Moda genlerimde var” diyerek başlıyor: “Özellikle annemin dolabı ve giysileri beni çok etkiledi. Tabii Gossip Girl’de rol almam da moda dünyasında tanınır olmam konusunda dönüm noktasıydı.”

Gezi’de ne oldu ki?

Türk erkeklerinin onun bacaklarını beğendiğini söylediğimde uzun bir “Vavvvv…” çekiyor. Muzipçe gülümseyerek “Ben sizlerin aksine en çok kirpiklerimi beğeniyorum” diyor. Ve kendini seksi hissetmek için kırmızı ruj sürdüğünü itiraf ediyor. Konu Türkiye’den açılmışken Gezi Parkı’nı ve Türkiye hakkındaki fikirlerini soruyorum: “Hiç bir fikrim yok. Bilmiyorum. Türkiye’ye hiç gelmedim. En kısa sürede eşimle ülkenizi ziyaret etmek istiyoruz. Siyaset hakkında konuşmayacağım” diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!