28 Kasım’da başlayan ‘Kardeşini Seç’ kampanyası kapsamında bugüne kadar 67 ilde, 1590 okuldan 30 bin çocuğun eğitim masrafları karşılandı. Kampanyanın yaratıcısı fotoğrafçı Cengiz Tünay tamamen sevgi ve sosyal dayanışma duygusu üzerine kurulan etkinliğin bazı resmi makamlarca ‘terörist yanlısı’ olarak değerlendirildiğini, verilen sözlerin tutulmadığını söylüyor.Projeniz hedefine ulaştı mı?- Şu an 30 bin çocuğa ulaştık. Yıl sonunda 50 bin, gelecek seneden itibaren 150 bin çocuğa destek sağlayacağımızı tahmin ediyorum. Hedef 1 milyon çocuk, 1 milyon kardeş. Yaptığımızı özetlemek gerekirse, para gönderme üzerine kurulu bir kampanya değil bu. Karşılıklı iletişim üzerine kurulu. Kardeşini seçen, ona mektup yazmak zorunda.n Neler yazıyorlar bu mektuplarda?- Mektup yazılan çocukların dünyasında, büyük şehirlerde yaşayanların dünyasındaki ‘Nasılsın? Karnın aç mı? Bugün okulda ne yaptınız’ gibi cümleler yok. Bir şeye ihtiyacın var mı, sorusunu ilk defa duyuyorlar. O noktada her şey değişiyor. Bu çocuklara bugün sahip olmazsak, ilerde başkaları sahip olacak. Vatanımızın çocuklarına sahip çıkıyoruz.n Peki karşı çıkanlar yok mu?- Tabii ki var. Elektronik postayla ‘niye doğu çocuğu’ diye soruyorlar. Ben de şöyle cevap veriyorum: ‘Galiba ben yanlış yapıyorum, orası bizim değil ki, siz bir müracaat edin şu haritalar değişsin.’ Ben öyle demedim, diyorlar.n Öğretmenler peki?- Öğretmenlere de görev veriyoruz tabii ki. Onlar da çocuklara, kardeşlerine sürekli mektup yazmalarını öğütlüyorlar; çünkü bu mektuplar sayesinde Türkçeleri, okuma-yazmaları gelişiyor. n Projeye gönül verenlerin bakış açıları nasıl?- Baştan güvenmiyorlar. Telefonlar, koliler, mektuplarla beraber güvenleri artıyor.DAHA ÇOK KIZ ÇOCUKLARI SEÇİLİYORGenelde kız çocuklarının seçildiğini fark ettim, sizce de böyle mi?- Tabii. Bunun sebebi sitemizin üyelerinin yüzde 80’inin kadın olması. Onlar istiyorlar ki kız çocukları kendileri gibi büyüsün, kendi oynadıkları oyuncaklarla oynasın, ilerde evlerine gidebilsinler, rahatlıkla ziyaret edebilsinler, aynı çatı altında kalabilsinler. n Bunda hükümetin ya da bazı kuruluşlarca düzenlenen ‘haydi kızlar okula’ tarzında kampanyaların etkisi var mı?- Milli Eğitim Bakanlığı ‘Eğitime Destek Kampanyası’ için benim internet sitemden oraya link verilmesini istiyor mesela. Sadece okul yaptırmakla olmuyor ki; çocuk okula gelemiyor, açlıktan konuşamıyor.n Peki diğer kampanyalarla birlikte hareket etmek gibi bir düşünceniz yok mu?- Şu an için yok. Devletin yapamadığını biz yapacağız. 10 ilde, 1000 köy okulunda kütüphane kuruyoruz şu sıralarda.n Birincisi sanırım Diyarbakır’da kuruldu.- Evet, ama bu biraz daha farklı. Sistem şöyle olacak: Gidip çocuk kitapları satan bir yerden kendim seçeceğim kitapları, sponsor aracılığıyla parası ödenecek ve kolilenip gönderilecek.n Kampanyanın çocukla öz ailesi arasındaki bağı zedeleyebileceğine inanıyor musunuz peki? - Hayır, tam tersine, çok hoşlanıyorlar; çünkü çocuk adam oluyor, büyüyor. Başka bir projem daha var, onu da yakında gerçekleştireceğim: Öğretmenler 650 milyon lira maaşla zor şartlarda çalışıyorlar. Benim aklımda halka açık bir okuma-yazma kursu var. Bunun karşılığında öğretmenlere bir miktar para verilecek.n Bu durum Milli Eğitim Bakanlığı ile sorunlar yaşamanıza yol açmaz mı?- Tabii ki birlikte yapacağız. Bakanlık kendisi dahil olmazsa bu tür projelere karşı çıkıyor, fakat birileri önayak olmazsa kendisi de yapmıyor. Milli Eğitim Bakanlığı şu anda ‘Her Öğretmene Bir Bilgisayar’ kampanyası yapıyor; ama köy okullarında masa yok, bunu gördüm ben, taşları üst üste dizmişler, bilgisayarı üzerine koymuşlar, kabloları fareler kemirmiş, kullanılmaz hale gelmiş makineler. Öğretmenler bilgisayar kullanmayı bilmiyor, onların eline çocuklara öğretsin diye bilgisayar veriliyor; peki ne olacak bu işin sonu, kim kime ne öğretecek! Bakanlık yapmıyor bunu, bana yardımcı olsunlar istiyorum.n Karşılıklı mektuplaşma sırasında çocukları sakıncalı yönlere çekmeye çalışanlar çıkar mı?- Sözkonusu bile değil böyle bir durum. Ortada sadece sevgi var. Çoğunluk yüksek tahsil yapmış durumda, hatta üniversite öğrencileri bile var...n Sağlık konusunda da planlarınız var mı?- O konuda durum gerçekten felaket. İstatistik yok, Türkiye’nin en büyük eksikliği bu. Çocukların yüzde kaçı yaşıyor, kaçı ölüyor öğrenemiyorum; o bulguları bulamıyorum. Çok fazla çocuk var ve çoğunun nüfus kağıdı yok. Zaten Türkiye’nin iki temel problemi var, sağlık ve eğitim; ama ben sağlık işine giremem, sağlık çok kapsamlı bir iş . HER AY 30 BİN MAİL ATIYORUMPeki, diyelim ki ben bir çocuk seçtim ama sonradan yardım etmeyi kestim.- Vazgeçen destekçiler
haber veriyor. Ayrıca, her ay 30 bin kişiye mail atıyorum, durumlarını soruyorum. Vazgeçenler internet sitemize girip isimlerini listeden silebiliyorlar. Sürekli bir kontrol mekanizmamız var. n ‘Bizi hep engellemek istediler’ diyorsunuz. Tam olarak kimleri, neyi kastediyorsunuz?- Mesela, Şanlıurfa ve Gaziantep Milli Eğitim Müdürleri var. Bizi engellemek istiyorlar, ama ben bundan etkilenmem; gazetecilik günlerimden kalma bir alışkanlık bu, doğru yapıyorsam eğer önümdeki engellere aldırmam. n Ailelerin önceden haberleri oluyor mu bu listelerden? Kampanyadan haberleri var mı?- İlk başta haber vermek istemedik, çünkü umutla beklemelerini istemiyoruz. Bize listeleri veren, çoğunluğunu öğretmenlerden oluşan gönüllü destekçilerimiz.n Çocuklar önem sırasına göre, ihtiyaçlarına göre sıralansa daha iyi olabilir, diyenler var.- Seçenler genelde öyle yapıyor, mesela öncelikli olarak babası olmayanları seçiyorlar; fakat siteyi o şekilde düzenlememiz çok zor. Gönüllülerimiz çok ciddi, zaten hata yapanı atıyoruz. Şöyle bir şey başıma geldi; Erzurum Uzundere’deki gönüllü Milli Eğitim görevlisi kendi kızının adını yazdırmış listeye, hemen kendisini gönüllüler listesinden çıkardık.n Peki çok uzun süre listede kalan çocuklar oluyor mu?- Olmuyor. Şu anda 5 bin çocuk var boşta, ama yaz mevsiminde olduğumuz için böyle diye tahmin ediyorum. n Bir televizyon programı projeniz var sanırım.- Evet. Başka türlü 1 milyon çocuğa ulaşamayız.ÖZKARDEŞİMİZ GİBİMelda ve Uğur Sertoğlu çifti de kampanyaya destek verenlerden. Şemsi Bitlis İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisi Sibel’i İstanbul’a davet eden çift, kardeşleriyle birlikte olmanın zevkini İstanbul’un değişik mekanlarında yaşadılar: ‘Ekim 2004’te ikizlerimizi kaybetmiştik, bunun üzüntüsünü kalbimizden atamamışken bu senenin şubat ayında televizyonda kampanyayı duyduk; Egeli olduğumuz için, o yöreden bir çocuk seçmek istemiştik, fakat tesadüf eseri Sibel’le karşılaştık. Onu İstanbul’a çağırma fikri önceleri korkutucuydu; fakat, 5 aylık mektuplaşma sürecinde büyüdüğüne şahit olduk. Onu özkardeşimiz gibi seviyoruz’.
RÃœYA GÄ°BÄ° BÄ°R TATÄ°LÄ°stanbul gezisi sırasında ilk kez uçaÄŸa binen, dondurma yiyen, denize giren Bitlisli küçük Sibel çok mutlu: ‘Melda Abla’mdan ilk kez mektup aldığımda sevinçten havaya uçmuÅŸtum. Ä°stanbul’a geleceÄŸimi bilmek beni çok heyecanlandırıyordu, bu tatil benim için rüya gibi oldu. Ä°stanbul çok güzel bir ÅŸehir, özellikle de Ortaköy. Bundan sonra Melda Ablamı ve UÄŸur AÄŸabeyimi görmeye sürekli geleceÄŸim’. Büyüyünce öğretmen olmayı isteyen Sibel’in tüm eÄŸitim ücretleri SertoÄŸlu çifti tarafından karşılanıyor.DÄ°YARBAKIR HAKKARÄ°, MARDÄ°NBu zamana kadar internet sitesini 1.496.205 kiÅŸi ziyaret etti, 31.168 çocuk kardeÅŸini buldu. Adıyaman, Bitlis, Bingöl, Batman, Balıkesir, Diyarbakır, Gümüşhane, G.Antep, IÄŸdır, K.MaraÅŸ, Mardin, MuÅŸ, Siirt, Şırnak, Åžanlıurfa, Van halen çok sayıda çocuÄŸun boÅŸta beklediÄŸi ÅŸehirler. En çok çocuk seçilen ÅŸehirler arasında Diyarbakır 5785 ile birinci sırada yer alırken, onu 3247 ile Hakkari ve 1984 ile Mardin takip ediyor. En az kardeÅŸ seçilen ÅŸehirler ise 1 çocuk sayısıyla Ardahan, Antalya ve Bilecik. Erzincan, Kilis, Kars, EskiÅŸehir ve Kırklareli gibi 14 ÅŸehir halen boÅŸta.Â
button