Bir lezbiyeni oynamak isterim

Güncelleme Tarihi:

Bir lezbiyeni oynamak isterim
Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 2006 00:00

"Karagöz ve Hacivat Neden Öldürüldü?" filminin Ayşe Hatun'u Şebnem Dönmez, bu hafta Tempo dergisine konuk oldu. Oyunculuktan Şamanizm'e uzanan bu ilginç söyleşi sırasında ilginç açıklamalarda bulunan Dönmez, oyunculuğunu geliştirebilmek adına lezbiyen gibi kendisini zorlayacak rolleri üstlenmesi gerektiğini belirtti.

- Filmin asi karakteri Ayşe Hatun'u oynuyorsunuz, kimdir Ayşe Hatun?

Tarih derslerinden hatırladığımız Mikailoğulları'ndan Köse Mihal'in kızı. Olay 14. yüzyılda Bursa'da geçiyor. Köse Mihal, Osman Bey'in silah arkadaşı. Osman Bey ölmüş, yerine oğlu Orhan Bey yeni geçmiş ve arkadaşının oğluna devlet işlerinde de bir büyük olarak yardımcı oluyor. Bu arada Şamanizm'den Müslümanlığa da geçiş yaşanıyor. Bunlar aslında Rum kökenliler, ama Müslümanlığı seçmişler. Ancak Ayşe Hatun dönmemiş. Çünkü o, burada bir şeylerin doğru olduğuna inanmıyor. At binmeyi çok seviyor; biraz erkek gibi, özgürlüğüne çok düşkün. Aynı zamanda Baciyan-i Rum (Anadolu Selçuklu Zamanında Genç Kızlar Teşkilátı) denilen kadın örgütünün de başı.

- Filmin geçtiği yıllardaki kadın figürü ile şimdiki kadın figürü arasında bir karşılaştırma yaptığınızda neler buldunuz?

Anadolu Bacıları, ev kadınlığı da yapıyorlar, yeri geldiğinde dişiler; ama aynı zamanda dışarıdan bir saldırı geldiğinde erkekler gibi kılıçlarını kuşanıp, şehri kurtarıyorlar. Aslında günümüz kadınlarından çok da farklı değiller.
/images/100/0x0/55ea9fd3f018fbb8f88c3001


AŞKI ÖZGÜRLÜK İSTEĞİ BİTİRMEZ

- Kadınların bu kadar özgür olabilmesi, Şamanizm'den kaynaklı bir durum mu?

İslamiyet hep konservatif, primitif bir din gibi sunuluyor. Oysa ilk zamanlarda doğru anlaşılmış ve doğru yorumlanmış. Yasaklar ve korku unsurunun fazlalaşması yüzünden, kadın geri planda kalmış. Şamanik dönemlere baktığımızda kadının gücü, yeri çok farklı.

- Ya Şamanizm?

Şamanizm çok farklı ve bence çok da güzel. Beni çok etkiledi, hatta gerçek hayatta bir şamanla tanışmayı çok isterdim.

- Şebnem Dönmez de Ayşe Hatun gibi özgürlükçü. Bu tavır aşk hayatınıza nasıl yansıyor?

Özgür düşünmekten hoşlanan biriyle beraberim; Ezel'in (Akay) beni bütünlediğini hissediyorum.

- Aşk içinde özgürlük nereye kadar?

Hayattaki en büyük düsturlarımdan biri de "dürüstlük"tür. Dürüst olduğun kadar özgür olabilirsin.

- Bu özgürlük, bir gün ilişkiyi bitirme noktasına getirirse?

İnsanları bir araya getiren şey, birlikte olma arzusudur. Bunu bitiren şey de sanıyorum bu arzunun tükenmesi olabilir. Özgürlüğün bunda bir etkisi olabileceğini sanmıyorum.

UÇTA ROLLER BENİ ÇEKİYOR

- Ezel Akay'la evli olmanız ve onun iki filminde de yer almanız, "Yönetmen, eşine torpil yapıyor" iddialarını beraberinde getirdi.

Ezel reklam dünyasında çok tanınan, ama magazin basınının tanımadığı bir insandı. "Neredesin Firuze" ilk çıktığında "Şebnem Dönmez'in sevgilisi olan yönetmen" olarak adlandırıldı. Başarılı bir kariyer sürdürdükçe, "Ezel'in yaptığı işler içinde yer alan Şebnem Dönmez" gibi bir bakış açısı oluştu. Ama Şebnem Dönmez'in kim olduğunu herkes çok iyi biliyor. Dolayısıyla, ortada beni kıran bir durum yok. Çünkü Ezel'le tanışmadan önce market işleten biri değildim. Ezel'in adının yanında adımın geçmesinden onur duyarım.

- Özellikle oynamak istediğiniz bir rol var mı?

Çok uçta roller beni çekiyor. Bir suçluyu, cinsel tercihleri konusunda toplumun çok dışında kalmış birini oynamak isterdim.

- Bir lezbiyeni mi yani?

Evet... Kötüyü oynamanın çok zevkli olduğunu biliyorum. Onun da kendine göre bir derinliği var. Hayatımda çok yeri olmayan rolleri oynamak, beni çok yüceltir herhalde bir oyuncu olarak. Açıp da içine girmediğim dünyaları bana gösterecek rolleri isterim. Ben iyi bir oyuncu olduğumu düşünüyorum. Geliştirmek için de farklı ve beni zorlayan rolleri üstlenmem gerekiyor.

BEN BİR TANRIÇAYIM

- Tanrıçalara ilginizin sebebi ne?

Manuella Dunn Mascetti'nin yazdığı "İçimizdeki Tanrıça: Kadınlığın Mitolojisi" adlı bir kitap okuyorum ve kendimi bir tanrıça ruhu içinde hissediyorum.

- Ne açıdan?

Tanrıçaların her birinde kendimden bir parça buldum. Mesela bakire arketipi... Bütün kadınların içinde bakire kalan ve kendi özgürlüğünü koruyan bir yan var. Bende bu yan çok var. Okuduğum pek çok tanrıçada, tanıdığım birçok kadını da buldum.

- Kendinizi en çok hangisine yakın buluyorsunuz?

Bakire arketipi çok güçlü şekilde var. Biraz İsis, biraz Diana. Tüm kadınlar gibi bir tanrıçayım ben de.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!