Bir Fransız’ın itirafları

Güncelleme Tarihi:

Bir Fransız’ın itirafları
Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 2012 00:00

Peugeot’nun Türkiye Genel Müdürü Marc Bergeretti ile İstanbul’u, Türk ve Fransız ilişkilerini ve de Fransızların korkularını konuştuk

Haberin Devamı

İstanbul desem…
- Dev bir kent ama hâlâ güzel derdim. Herkes Doğu-Batı burada harmanlanıyor diyor. Burada sürekli kültürlerarası şok yaşıyorsun. İşte ben o şoku seviyorum. Benim gibi kâşif ruhlu biri için Ortadoğu, Kafkas, Asya, Avrupa, Balkan, vs. kültürlerin bir araya geldiği İstanbul büyüleyici. En güzeli sabah erken saatlerde şehri yaya gezmek.

Bizde “Ne olacak bu memleketin hali” başlıklı memleket kurtarma sohbetleri vardır. Ne olacak bu Türk-Fransız ilişkilerinin hali?
- İki ülke arasında ayrıştırandan daha fazla yakınlaştıran unsur var. Türkiye’nin sorunu şu: Ülkeniz Fransa’da tanınmıyor. Halbuki buraya gelen herkes çok severek dönüyor Fransa’ya. Ama Fransızları oryantalist olmakla suçlamak yerine kendinizi tanıtın. Bunu kimse sizin yerinize yapamaz.

Haberin Devamı

Şimdi yeni dönemde bir yumuşama bekleniyor ama niye bu kadar gerildi iki ülke arasındaki ilişkiler?
- Bunun nedeni galiba, iki ülke insanının tutkulu, hırçın, çabuk öfkelenen Akdenizli ruhu. Birbirimize benziyoruz; o yüzden arada itişip kakışıyoruz.

Bir araştırma Fransa’da insanların umutsuzlukta zirvede olduğunu söylüyor...
- Fransa’da belli bir konfora alıştık. Kesin kanaatlerimiz vardı. Globalleşmenin bazı sonuçlarını kimse göremedi. Korumalar kalkınca fırtınalardan etkilenmeye başladık. Bu da korku yaratıyor. Bir değişim olduğu açık ve bundan endişe duyuyoruz. Fransa önemli bir ülkeyken esamesi okunmayan bir ülkeye de dönüşebilir. Fakat bunu aynaya bakmak için bir fırsat olarak görmeliyiz.

Ekonomik açıdan sıkıntılar artacak gibi görünüyor...
- Fransa hep kozmetik, moda, şarap gibi romantik yanlarıyla biliniyor ama aslında bir sanayi ülkesi. Almanya, endüstrisine güvenilen bir ülkeyken Fransa böyle değil. Endüstrisi güçlü ülke imajını kurmamız gerek.


KARİYER
Piyanist cerrah
· Çocukken konser piyanisti, dağ rehberi ve cerrah olmayı istiyordum.İlk parayı bir ajansta yaz stajımda kazandım.

TOPLANTI
Üretken değilse sıkar
· Uzun toplantılardan sıkılırım. Üretken olmayan kısa toplantılar da insana çok uzun gelebilir.


GÜNE BAŞLARKEN
Sabah çalışmayı severim
· Gece uykum geldiği vakit uyurum. Sabah 06.30 kalkarım. Yedi saat uyurum.
· Sabah çalışmayı severim. İşe gitmeden mutlaka kahvaltı yapar, gazeteleri okurum.

Haberin Devamı

SPOR
Havada akrobasi yapsam
· Spor benim için önemli. Zamanım olsa dalgıçlık, dağcılık, yamaç paraşütü, havada akrobasi yapmak isterdim.


BESLENME
Karınca yumurtası yedim
· Çiğ veya pişmiş balık, istiridye, severim. Denemeye açık bir insanım, Laos’ta karınca yumurtası yedim.

MEKÂN
Lezzet de ortam da önemli
· Gece kulübüne gitmem, bara zaman zaman, restoranlara düzenli olarak giderim.
· Yemeklerin lezzeti ve kalitesi, ortamın güzelliği de önemli.


TATİL
Güneşlenmek beni öldürür
· Deniz-kum-güneş, bir şezlongda saatlerce yatmak beni öldürür.
 
OTOMOBİL
Hafta sonu 208
·İlk arabam babamdan devraldığım 180 bin kilometredeki Peugeot 404’tü. Hafta sonu 208 kullanıyorum.

Haberin Devamı

HOBİ
Zengin gezgin olsaydım
· 20’nci yüzyılda erken yaşta zengin
olup dünyayı gezen insanlardan biri olmak isterdim.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!