Güncelleme Tarihi:
Okumaya meraklı hemen herkesin özel bir ‘Küçük Prens’ anısı vardır mutlaka. Ne zaman bir ‘unutulmayan kitaplar’ soruşturması yapsanız, en az birkaç kişi ‘Küçük Prens’in adını anmadan geçmez. Küçükler kadar büyüklerin dünyasında da önemli bir yeri olan ‘Küçük Prens’in yazarı Antoine de Saint Exupery, 110 yıl önce bugün Lyon’da gelmişti dünyaya. Mimarlık okumasına rağmen maceracı ruhu Fransız Hava Kuvvetleri’ne sürükler onu. Ancak, pilotluk kadar sevdiği bir başka şey daha vardır: Yazmak.
1943’de yayımlanır ‘Küçük Prens.’ İkinci dünya Savaşı’na katılmak için ABD’den Fransa’ya dönmesi, hem kendi talihini, hem de ‘Küçük Prens’in kaderini değiştirecektir. 31 Temmuz 1944’de Fransız Hava Kuvvetleri’nde pilot olarak görev yaparken, Korsika’dan havalandıktan sonra esrarengiz bir biçimde kaybolacaktır. Aramalar bir sonuç vermeyecek ve uçağa ancak 2004’de ulaşılabilecektir. Bu esrarengiz kayboluş, ‘Küçük Prens’in sonu ile arasında ilginç bağlantılar kurulmasına da yol açacaktır. Öldüğünde 44 yaşındadır ve ‘Küçük Prens’e kendi gezegeninde bir günde 44 günbatımı gördüğünü söyleten de kendisinden başkası değildir.
Antoine de Saint Exupery
‘Küçük Prens’ ise kısa sürede bütün dünyada büyük ilgi görecek ve 50’den fazla dile çevrilecektir. Ayrıca, çeşitli kitaplara, filmlere ve dizilere de konu olacaktır. Ne var ki Türkiye macerası biraz sorunludur kitabın. Çünkü kitapta, ‘Küçük Prens’in yaşadığı asteroidi (B612) bulan bir Türk astronomdan söz edilmektedir. Uluslararası bir kongreye katılan Türk astronomun söyledikleri, fesli ve şalvarlı olduğu için kimse tarafından ciddiye alınmamıştır. Ama bir ‘Türk diktatör’ kıyafet devrimi yapacak, bu kez Avrupalı giysilerle kongreye katılan Türk astronom herkesin dikkatini çekecektir. Atatürk’ü ve kıyafet devrimini eleştirdiği gerekçesiyle bu satırlar sansürlenecek ve Türk okuyucu kitabı bu haliyle okutmak zorunda kalacaktır.