Beyza’nın kadınları lezbiyen mi?

Güncelleme Tarihi:

Beyza’nın kadınları lezbiyen mi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2005 00:00

Bir yere davet edilip, üstüne eleştiri yazısı yazmak hoş değil.Misafir gittiğin yerin arkasından dedikodu yapmak gibi geliyor bana. Bu nedenle mümkün olduğunca böyle yazılardan kaçınıyorum. Ama öyle anlar geliyor ki, frenlerim tutmayabiliyor. Mazeretim hazır neyse ki; amaç hataların bir daha tekrarlanmaması! Sadede geleyim. Geçen gün Mustafa Altıoklar’ın son filmi (biliyorsunuz kendisi seri halde film çekiyor bu aralar) ‘Beyza’nın Kadınları’nın tanıtım toplantısı vardı. Akşam 18.30 civarında Sortie’deydik hep birlikte. Yer güzel, hava ılık, Mohito fena değil, insanlar hoş, keyfimize diyecek yok. Böyle toplantılara film ekibi biraz gecikmeli gelir, alışığız. Saat 19.00’u geçmişti ki tekneyle yanaştılar. Görebildiklerimi sayayım, Mustafa Altıoklar, Tamer Karadağlı, Salih Güney, Mine Çayıroğlu, Levent Üzümcü, Arda Kural ve Berrak Tüzünataç karaya çıkar çıkmaz kameraların saldırısına uğradı. Saldırı derken abarttığımı sanmayın, Cesur Yürek filmindeki sahneleri aratmayan görüntüler vardı. Helal olsun, dedim içimden.Durum böyle olunca bizler kaldık kamera duvarının arkasında. Toplantıda neler konuşuldu, yönetmen ve oyuncular hangi sorulara, ne cevaplar verdiler, pek öğrenme şansımız olmadı anlayacağınız. Arkadaşların bir kısmı, akşama televizyonda izler, basın bülteniyle birleştirir, yazarız artık, diye gırgırla karışık çözüm arıyorlardı. Oysa yönetmen, yapımcı, oyuncular herkesin görebileceği bir yere otursa, toplantıyı bir kişi yönetse, sorulan soruları, verilen cevapları, orada bulunan herkes duyabilse ne güzel olurdu. Sonrasında film ekibiyle yapılan özel sohbetlerimiz çok daha verimli olur, keyifli geçerdi.İsim belirtmeden filmin iki bayan oyuncusu için söylüyorum. Böyle toplantılara herkesten sonra katılmak, geç gelmek, takım ruhuna aykırı bir davranış olarak genelde kınanır (geç geleceğine hiç gelmemek daha iyidir hatta). Ki, gözlemlediğim kadarıyla, o gece kınandı da.İçimi döktüm, şimdi geceden bana kalanları kısaca aktarayım sizlere. Beyza’nın Kadınları’nın yapımcıları Cüneyt Ortan ve Elif Dağdeviren ile yaptığım görüşmeler doğrultusunda, Aralık ayında vizyona girecek filmi dört gözle beklemeye başladığımı söyleyebilirim. Onları dinledikten sonra bu filmde bir şeytan tüyü olduğuna karar verdim. Şaka gibi, ama filmin sadece adı üzerine yarım saate yakın sohbet ettik o gece. Beyza’nın Kadınları, ilk duyuşta lezbiyenliği mi çağrıştırır, bölünmüş kişilik hissi mi uyandırır, yoksa Beyza’nın genelev işleten bir kadın olduğunu mu düşündürür, hepsi geldi aklımıza. Cüneyt’in dediğine göre filmin adı kadar konusu da gizemliymiş. Üç ayrı son çekileceğini öğrendim. Üstelik bu çekimler kısıtlı bir ekiple gerçekleştirilip, orada bulunan herkese gizlilik anlaşması imzalatılacak, bu üç final arasından hangisinin seçileceğine ise son anda karar verilecekmiş.Üzerinde konuşulan, adıyla, konusuyla ve finaliyle merak uyandıran yapımların şansı her zaman yüksek olur. Beyza’nın Kadınları ile ilgili yeni haberleri ve tabii ki Aralık ayını dört gözle bekliyorum.İntihar bombacıları Filmekimi’ndeİstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenecek olan Filmekimi, 30 Eylül-6 Ekim arasında izleyenleri çok konuşulacak filmlerle buluşturmaya hazırlanıyor. Gelen listede ilk göze çarpanlar şöyle: Lars von Trier’in ‘ABD-Fırsatlar Ülkesi’ üçlemesinin ikinci filmi ‘Manderlay’; Michael Haneke’ye Cannes’da En İyi Yönetmen ödülünü kazandıran siyasi taşlama ‘Saklı’ (Cache); gelecek ay Antalya’da ağırlayacağımız Kim Ki-duk’tan ‘The Bow’; son günlerin en çok konuşulanları arasında yer alan intihar bombacılarını ele alan, Hany Abu-Assad imzalı ‘Cennet, Şimdi’ (Paradise Now); Danny Boyle’dan insanın içini ısıtan bir komedi-dram olan ‘Millions’.Filmekimi’ndeki en sağlam yapımlardan biri de Amerikalı profesyonel fotoğrafçı Zana Briski ve Ross Kauffmann’ın yönettiği ‘Born into Brothels’. Filmin bu yıl En İyi Belgesel Oscar’ını aldığını hatırlatayım.Geçen yıl Axess sponsorluğunda gerçekleştirilen etkinliğin bu yıl kimin katkılarıyla daha da renkleneceği henüz belli değil. Filmekimi biletlerini, 24 Eylül’den itibaren BİLETİX ve Emek Sineması gişelerinden alabilirsiniz. Beyaz perdeden inciler...‘Benimle mi konuşuyorsun?’ (Taksi Şoförü-Taxi Driver, Yön: Martin Scorsese, 1976)Bunu biliyor muydunuz?İstanbullular da sonunda I-Max’le tanışıyor. AFM I-Max’te ilk olarak ‘T-REX Dinozorlar Devrine Dönüş’ü izleyeceğiz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!