’Beyaz çarşaf’ biraz sert oldu ama bu ülke iki karış bezi aşar

Güncelleme Tarihi:

’Beyaz çarşaf’ biraz sert oldu ama bu ülke iki karış bezi aşar
Oluşturulma Tarihi: Şubat 15, 2008 00:00

Türk sanayisinin duayenlerinden Kale Grubu’nun kurucusu İbrahim Bodur, türbanlı, beyaz çarşaflı (kefen) sert siyasi mücadele için "Evet biraz sert olduğu doğru. Üslup çok keskinleşti. Ancak korkmayın, Türkiye çok güçlüdür ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumları büyük ölçüde oturmuştur. Bu memleket iki karış bezi de aşar, uygarlık, demokrasi ve refah yoluna devam eder" dedi.

TÜRKİYE’nin köklü sanayi gruplarından Kale Grubu’nun seramikte 50’inci yıl resepsiyonu önceki akşam İstanbul’da yapıldı. Resepsiyona Kale Grubu’nunu kurucusu olarak kızı Zeynep Bodur Okyay ile birlikte ev sahipliği yapan Türk sanayisinin duayenlerinden İbrahim Bodur, Türkiye’nin ’türbanlı, beyaz çarşaflı (kefenli) söz düellolarıyla gerilen siyasi ortamını yorumladı. İbrahim Bodur, "Evet biraz sert olduğu doğru. Üslup çok keskinleşti. Ancak korkmayın, Türkiye gençlerin bildiğinden çok dana güçlüdür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumları da büyük ölçüde yerli yerine oturmuştur. Bakın biz 1950’leri, 60’ları, 70’leri, 80’leri yaşadık. İdamlar, askeri müdahaleler, sokaklarda kanlar gördük. İnanın o zamanlar çok daha zordu, endişelenmek için çok daha güçlü nedenler vardı. Şimdi geriye bakınca biz ne siyasi kavgalar görmüşüz. Bugüne bakınca da diyorum ki ’Bu memleket 2 karış bez parçası’na takılıp kalmaz, onu da çok kolay aşar. Uygarlık, demokrasi ve refah yolunda da hızla ilerlemeye devam eder" diye konuştu.

DEMOKRASİLERDE MÜCADELE: Demokrasilerde ’özgürlük ve yasak’ konularının tartışmalı zaman zaman da gerilimli olmasının çok doğal olduğunu söyleyen İbrahim Bodur, siyasi liderleri de daha sakin ve saygılı bir üslupla konuşmaya ve tartışmaya davet etti. Bodur, sanayicilerin ve işadamlarının Türkiye’nin siyasi tartışmalarından ’tedirgin’ olmamaları gerektiğini de söyledi ve bu konuda da şöyle konuştu: "Sanayicilik aşk ister. Her dönemde zorlukları vardır. Benim gibi, Asım bey (Kocabıyık), rahmetli Nejat Bey (Eczacıbaşı), Vehbi Bey (Koç), Sakıp Bey(Sabancı) gibi sanayiciler hep aşkla iş yaptık. Biz özünde sanayiciyiz, üretmek önemli. Memlekette neye ihtiyaç var, neyi üretemiyor bu memleket onu üretiriz. Bu peynir de olabilir, seramik de ilaç da olabilir mendil de. Biz Anadolu’nunu gücüne de inanınırız. Ben Çan’a fabrika kurduğumda nüfusu 1000 kişiydi. Şimdi 35 bin. 21 bin kişi halkımızla kurduğumuz o fabrikalardan emekli olmuş."

FİL, TENEKEDEN ÜRKMEZ: Sanayicilerin ve işadamlarının Türkiye’nin güncel siyasi ortamından korkmadan yola devam etmesi gerektiğini söyleyen Bodur, İslam halifelerinden Harun Reşit döneminden şu rivayeti aktardı: "Harun Reşid önemli bir şehri fethetmiş. Savaşta çok başaralı bir fili varmış. Kenti aldıktan sonra fil için ’Bu fil savaş kahramanı, kötü davranan cezalandırılır’ fermanı çıkarmış. Ancak fil her gün aynı manavın tezgahına gidip ne varsa silip süpürüyormuş. Manav iflas noktasına gelmiş. Bir gün yine fil tezgaha yönelmiş. Manav boş bir tenekeye sopayla vurup fili ürkütüp kaçırmak istemiş. Bu sırada bir esnaf gülmeye başlamış. Fil mağduru ’niye gülüyorsun’ demiş. Gülen esnaf, ’Kardeşim, bu fil ne senin teneke sesinden mi ürkecek’ demiş. Eski sanayiciler de böyle teneke sesinden pek korkmaz."

Kale’yi küresel oyuncu yapacağız

KALE Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, "Hepimizin ortak çabası, gelişen dünyada Türkiye’nin de hak ettiği yeri alması. 50 yıl içinde Kale Grubu olarak, ülkemiz için önemli olduğuna inandığımız pek çok alanda faaliyet gösterdik. Türkiye’yi daha iyi bir geleceğe taşımak konusunda, üzerimize düşen her şeyi yaptık. Kale’yi daha büyük bir küresel oyuncu yapacağız. Dünya çapında başarılara imza atmaya azimliyiz" dedi. Kale’nin 50’nci yıl resepsiyonu Sertab Erener ve Fahir Atakoğlu konseriyle sona erdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!