Beş vaktin büyümeyen çocukları

Güncelleme Tarihi:

Beş vaktin büyümeyen çocukları
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2006 11:31

Reha Erdem’in dördüncü uzun metrajlı filmi 5 Vakit, katıldığı festivallerden ödüller ve övgüler aldıktan sonra nihayet vizyonda. 25. İstanbul Film Festivali ve Adana Altın Koza Film Festivali'nde En İyi Film seçilen 5 Vakit, üç çocuğun büyüme sancılarını ve acılarını anlatan bir film. Olaylar her günün ezan sesiyle beş vakite bölündüğü, baba ve oğullar arasında bitmek tükenmek bilmeyen bir savaşın yaşandığı bir köyde geçiyor.

Haberin Devamı

BEŞ VAKİT

Beş vaktin büyümeyen çocukları

Yön: Reha Erdem
Oyn: Özkan Özen, Ali Bey Kayalı, Elit İşcan
Tür: Dram
Süre: 110 dk.

Bir yanda el üstünde tutulan, bir dedikleri iki edilmeyen çocuklar diğer yan da ise dövülen, işkence gören, açlığa mahkum edilenler.

Beş Vakit, her günün ezanla beş vakte bölündüğü bir köyde yaşayan üç çocuğun hikayesinden yola çıkarak bir kırsal yaşam portresi çiziyor izleyenler için.

Bir yanda büyüme sancılarını anlatıyor, diğer yandaysa hem baba-oğul, anne-kız arasındaki ilişkiler, em de köy yaşamı üzerine odaklanıyor.

Deniz kenarındaki bir köyü mekan tutan filmin ana kahramanları Ömer, Yakup ve Yıldız.

Bu üç çocuk ezan sesiyle dilimlenen bu coğrafyada beraber çekiyorlar büyüme sancılarını.

Haberin Devamı

İmamın oğlu Ömer babasının ölmesini istiyor. Çünkü küçük kardeşinin tahtı devralmasından sonra ikinci plana itilmiş. Çarpım tablosunu da, duaları da ezbere bilen büyümüş de küçülmüş ufaklık, babanın sevgisinin tümünü almış.
Babasının Ömer’e ne kadar mesafeli olduğunu aile fotoğrafınn çekildiği sahne tüm çıplaklığıyla anlatıyor zaten.

O DA ÖĞRETMENİNE AŞIK

Beş vaktin büyümeyen çocukları


Yakup öğretmenine aşık.

Babasının genç kadını gizli gizli gözetlediğni görünce o da babaya sırt çevirmekte gecikmiyor.

Kızlar cinsel uyanışı daha erken yaşar ya; anne babasının sevişmesine tanık olan Yıldız, köyde çiftleşen hayvan manzaralarını da büyük bir ilgiyle izlemekten alamıyor kendini.

Filmdeki çocuk kahramanların her birinin dertleri var anlayacağınız. Reha Erdem, anlattığı olayların arasında serpiştirdiği durağan görüntülerde izleyicisine olanları düşünme, muhakeme yapma fırsatı tanıyor.

Çocukların doğayla bütünleştiği, taşların, toprağın üzerinde hareketsiz yattıkları sahneler görsel açıdan da izleyenleri etkileyecek türden.

Buradan yola çıkarak şunu söyleyebiliriz; Reha Erdem, doğayla içiçe çektiği filmde hoş manzaralar sunmuş izleyenlere.

Özellikle beş vakitin geçişini simgeleyen cami ve köy görüntüleriyle süslü gökyüzü manzaraları, ay, bulutlar müthiş. Bu görüntülerin ustasıdır zaten Reha Erdem, A Ay filmini hatırlamadan edemiyor insan.

Haberin Devamı

Hasta bir adamın öksürdüğü görüntülerle başlayıp, süper bir gece ve dolunay manzarasına geçen bir filmde ak ve kara, iyi ile kötü, güzel ile çirkinin biradada olacağı en baştan belli.

HEPSİNİN İÇİNE TÜKÜREYİM

Beş vaktin büyümeyen çocukları

Korkuyorum Anne’de de mükemmel bir performans sergileyen Ali Düşenkalkar burada az görünüyor ne yazık ki.

Ama film çocuklar üzerine kurulu. Onların da doğallıklarıyla süsledikleri performansları Reha Erdem'in anlatmak istedikleriyle birbebir örtüşüyor.

Perdede dokunaklı bir dram var aslında. Sürekli babaları tarafından cezalandırılan çocuklar izliyoruz.

Reha Erdem Yıldız adlı küçük kızı filme dahil ederek kadınları gözardı etmek istememiş, ama şu çok açık ki, bu köyde kız çocuklar ve anneleri erkeklerin gölgesinde kalıyor.

Bu ataerkil toplumda en çok sesi çıkan erkekler. Söven de sövülen de onlar oluyor. Baba ve oğullar arasındaki bu bitmez tükenmez kavga oğullar büyüdüğünde de devam ediyor üstelik.

Haberin Devamı

Filmin başında erkeklerden bahsederken, “Hepsinin içine tüküreyim” diyen yaşlı nine, erkekler çocukken iyiler ama baba olunca bozuluyorlar, diyor.

Filmin kalanı da bunu farklı örnek ve olaylarla destekliyor zaten.

Korkuyorum Anne’den sonra bir kez daha çocuk olma ve büyüyememe durumuna odaklanmış Reha Erdem. Ancak bu kez şehirde değil, bir köyde anlatmış hikayesini. Modern yaşamlar, apartman daireleri yok artık karşımızda.
Dertleri babasından yediği dayak, ineğin doğumu, eşeklerin, köpeklerin çiftleşmesi olan çocuklarla karşı karşıyayız.
Reha Erdem, yavaş ilerleyen ama sonunda izleyenleri ödüllendiren bir filme imza atmış.

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

Haberin Devamı

WORLD TRADE CENTER

Beş vaktin büyümeyen çocukları

DÜNYA TİCARET MERKEZİ
Yön: Oliver Stone
Oyn: Nicolas Cage, Michael Pena, Maria Bello
Tür: Dram


Terörün enkazında

11 Eylül 2001 tarihinde Amerika’ya düzenlenen terör saldırısı Paul Greengrass imzalı Uçuş 93’ten sonra ikinci kez beyazperdede.

Bu kez yönemen koltuğunda üç Oscar’lı Oliver Stone var. Başrolde ise, 25 yıldır onunla çalışmak için can attığını söyleyen Nicolas Cage.

Cage filmde oyunculuğunu pek gösteremiyor ne yazık ki. Çünkü kulelerin yıkılmasının ardından enkaz altında kalan bir liman polisini oynuyor. İki görevlinin ölüm kalım mücadelesini anlatan film 11 Eylülden çok bir enkaz altında kalma hikayesi taşıyor perdeye.

Biraz fazla uzun tutulan ve sonlara doğru iyice dramatik bir hal alan Dünya Ticaret Merkezi izlenmeyi hak ediyor. Ama giderken beklentileri çok yüksek tutmamakta fayda var.

Haberin Devamı

İKİ SÜPER FİLM BİRDEN

Beş vaktin büyümeyen çocukları

Yön: Murat Şeker
Oyn: Tim Seyfi, Murat Akkoyunlu, Beste Bereket, Uğur Polat
Tür: Komedi - Dram

Şeker tadında bir film

Murat Şeker, bu yılın Altın Portakal adayları arasında olan ilk uzun metrajlı filminde bir ‘film çekememe’ durumundan doğan çeşitli aksilikleri esprili bir dille anlatıyor.

İnce espriler ve günlük hayata göndermelerle dolu olan İki Süper Film Birden’in başrolünde Duvara Karşı’dan hatırlayacağınız, oyunculuk hayatını yurtdışında sürdüren Tim Seyfi var.

Murat Şeker’in insanın umutlarının peşinden gitme hikayesini filmini bir türlü çekemeyen bir yönetmenin üzerinden anlatması perdeye sinema ve televizyon dünyasına göndermeler şeklinde yansımış. Filmde dizi filmlerden, korsan DVD’lere, şantaj filmlerinden, figüranlara, sinema ve televizyon dünyasının içinden pek çok detaya rastlamak mümkün. Bu ve bunlar gibi detaylar filmin içine girmemizi kolaylaştırıyor.

Tüm oyuncular, özellikle de Tim Seyfi ve mafyayı oynayan Uğur Polat çok başarılı. Konuk oyuncu sürprizleri de yerinde ve hoş göndermeler eşliğinde sunuluyor izleyiciye.

Murat Şeker'in çoğu sinema camiasından dostlarının katılımıyla bir dayanışma ürünü olarak gerçekleştirdiği filmde Nejat İşler, Settar Tanrıöğen, Cahit Berkay ve Feridun Düzağaç gibi ünlüler de küçük roller üstlenmiş.

İki Süper Film Birden, güldürüp, eğlendiren Türk filmlerini özleyenlere hoş vakit geçirtecek, özellikle gençlerin seveceği türden bir film.

REEKER
DAVETSİZ GELEN
Yön: Dave Payne
Oyn: Devon Gummersall, Derek Richardson, Tina Illman
Tür: Korku
Süre: 90 dk.

Haftanın tek korkusu

Haftanın tek korku filmi Davetsiz Gelen, yollar kapandığında ıssız bir otele sığınan beş öğrencinin başına gelenleri anlatıyor. Daha önce kaydadeğer bir çalışması bulunmayan Dave Payne'nin tanınmamış oyuncularla kotardığı filmin en büyük numarası gençlere soğuk terler döktüren yaratığın ne olduğu sorusuna gelecek cevap.
Davetsiz Gelen, son döneme sıkça rastladığımız teen slasher tarzı korku filmlerinin tipik bir örneği.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!